20. Hukuk Dairesi 2017/6733 E. , 2019/7234 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü, 152 ada 19 parsel sayılı 3261,22 m² yüzölçümündeki taşınmaz, Nisan 2001 tarihli 5 nolu tapu kaydı uygulanarak bahçeli bir katlı kargir ev ve yığma ahır niteliği ile davacı adına tesbit edilmiştir.
Davacı, .... Kadastro Mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesi ile birlikte dava konusu parseli 30.10.1999 tarihinde tapu tescil işlemleri devam ederken .... köy satış senedi ile satın aldığını, mahkemenin sonuçlanması sonucu 12.04.2001 tarihinde adına tescil edildiğini, buna rağmen bölgede 2010 yılında yapılan arazi kadastrosu sırasında taşınmazın olması gerekenden daha az olarak tespitinin yapıldığını ileri sürerek, adına tescili istemiyle dava açmıştır.
... Kadastro Mahkemesince; davanın reddine ve dava konusu 152 ada 19 sayılı taşınmazın tespit gibi davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ...'ın temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 10/10/2013 gün ve ve 2013/8182 E. - 9052 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; 'Yapılan incelemede, hükme dayanak alınan orman ve fen bilirkişi raporlarına göre, davaya konu yerin, 1967 yılında yapılarak kesinleşen orman kadastrosunda orman olarak sınırlandırıldığı, kadastro tesbitinden önce orman kadastrosu yapılarak kesinleşmiş ormanların içerisinde kaldığı sebebiyle, kadastro tesbit tutanağı düzenlenmeden ve 245 ada 1 parsel sayısı verilerek sınırlandırıldığı anlaşılmıştır.
Kadastro tespit tutanağı düzenlenmeyen taşınmazlara ilişkin davalara bakmak görevi, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26/4. maddesi hükmünce kadastro mahkemesine ait olmayıp, bu tür uyuşmazlıklara bakmak görevi genel mahkemelere aittir. Somut olayda dava konusu taşınmaz hakkında, kadastro tutanağı düzenlenmediği, 3402 sayılı Kanunun 22/son maddesi gereğince kesinleşen orman sınırı içinde olması nedeniyle tapu kütüğüne aynen aktarılması amacı ile ada ve parsel numarası verildiği, bu nedenle davaya bakmakta 3402 sayılı Kanunun 26/4. maddesi gereğince kadastro mahkemesinin görevli olmadığı (HGK'nın 28.11.2007 gün ve 20-909/891 S.K.), görev konusunun kamu düzenine ilişkin olduğu ve yargılamanın tüm aşamalarında re'sen gözetilmesi gerektiği gözönünde bulundurularak, mahkemece, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir.
Kabule göre de; davacı adına tespit edilen 152 ada 19 sayılı parsel dava konusu olmadığı için olağan yollardan kesinleştirilmesini teminen tutanağının kadastro müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmesi gerektiği halde davalı kabul edilerek taraflar açısından kesin hüküm oluşturacak şekilde hükmen sicil oluşturulması da doğru görülmemiştir.'' gereğine değinilmiştir.
... Kadastro Mahkesince, bozma kararına uyulduktan sonra dava konusu.... 245 ada 1 parsel sayılı taşınmaz hakkında, kadastro tutanağı
., 3402 sayılı Kanunun 22/son maddesi gereğince kesinleşen orman sınırı içinde olması nedeniyle tapu kütüğüne aynen aktarılması amacı ile 245 ada 1 parsel sayısı verildiği, bu nedenle davaya bakmakta 3402 sayılı Kanunun 26/4. maddesi gereğince kadastro mahkemesinin görevli olmadığı (HGK'nın 28.11.2007 gün ve 20-909/891 S.K.), anlaşıldığından, görevsizlik kararı verilmiş; hüküm, davalı Hazine ve Orman Yönetimi vekili tarafından vekâlet ücretine yönelik olarak temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 17/09/2015 gün ve 2015/1942 E. - 7417 K. sayılı kararı ile onanmasına karar verilmiştir.
Dosyanın görevli ve yetkili .... 4. Asliye Hukuk Mahkemesine gelmesi ile yapılan yargılama sonucu mahkemece tescil tapusunun dayanağı oluşturan .... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.09.1999 gün ve 1998/1253 E. - 1999/724 K. sayılı kararı kesin hüküm taşıyıp bağlayıcı ise de hatalı aplikasyon uygulaması ve mevzi koordinat sisteminde sabit nokta seçiminden doğan fark nedeniyle oluşan yüzölçüm değişikliklerinin kazanılmış hak oluşturmayacağı, hatalı ölçüm ve uygulamaların gerçeği yansıtmadığı gibi kesin hüküm doğurmayacağı kabul ve kanaatı ile orman tahdidine uygun bulunan aplikasyon ve memleket koordinat sistemine göre yapılan kadastral ölçümün taşınmazın gerçek sınır ve yüzölçümüne uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, orman ve arazi kadastrosuna itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1967 yılında kesinleşen orman kadastrosu ile 1982’de yapılarak kesinleşen 2. madde uygulamaları bulunmaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 09/12/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.
20. Hukuk Dairesi 2017/6733 E. , 2019/7234 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 29 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 4 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat