20. Hukuk Dairesi 2016/13488 E. , 2019/5120 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ:Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
1992 yılında yapılan kadastro sırasında....mevkinde bulunan 221, 222 ve 468 parsel sayılı taşınmazlar, asliye hukuk mahkemesinin 1991/438 sayılı dosyada dava konusu olduğundan sözedilerek malik haneleri açık bırakılmak suretiyle tesbit edilmiştir.
Asliye hukuk mahkemesinde davacı tarafından açılmış olan elatmanın önlenmesi davası, yargılama sırasında 1992 yılında kadastro tespiti başlaması ve çekişmeli taşınmazlara tutanak düzenlenmesi nedeniyle, görevsizlik kararı verilerek kadastro mahkemesine devredilmiştir.
Kadastro mahkemesince; 1-Davacı ...'nin ... ilçesi, ..... köyü 221, 468 nolu parseller ile 222 nolu parselin (B) harfiyle işaretli bölümüne yönelik davasının reddine, 222 numaralı parselin krokisinde (A) harfiyle ve kırmızı kalemle taralı bölümüne yönelik davasının anlaşma senedinin kadastro tespit tarihinden sonra olması sebebiyle mahkemenin görevsizliğine kararın kesinleşmesi halinde tapulama tutanakları ve kesin karar suretinin gerekli tescil işlemleri için Kadirli Tapu Müdürlüğüne, dava dosyasının yetkili ve görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmek üzere hukuk mahkemeleri tevzi bürosuna gönderilmesine,
2-Müdahiller .....ve ...'nin ispatlanamayan davalarının reddine,
3-Müdahiller ... ve ...'nin 428 numaralı parsele yönelik hak iddiasında bulundukları, anılan parsellerin davacı ... oğlu ...'nin 21/05/1991 tarihli dava dilekçesi kapsamında kalmadığı mahallinde yapılan 08/03/2016 tarihli uygulamalı keşifte tespit edilerek anılan parselin dosyadan ayrılarak gerekli tescil işlemlerine tabi tutulması için Kadirli Kadastro Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiş ve karar gereğince mahkememizin 08/04/2016 tarihli ve 1994/292 yazı ekinde Kadirli Kadastro Müdürlüğüne gönderildiği böylece 428 numaralı parselin davası bulunmadığından talepleri hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4.....mevkiinde bulunan 16544,00 m2 yüzölçümündeki ve tarla vasfındaki 221 numaralı parsel .... dosya arasında mevcut nüfus kayıtları da dikkate alınarak tamamı 42 hisse itibariyle;
6/42 hissesinin ..... oğlu 1951 doğumlu....TC kimlik numaralı ...,
6/42 hissesinin ... kızı 1954 doğumlu ....kimlik numaralı ...,
6/42 hissesinin ... oğlu 1955 doğumlu .....kimlik numaralı ...,
6/42 hissesinin ... kızı 1957 doğumlu ....TC kimlik numaralı ...,
6/42 hissesinin ... kızı 1960 doğumlu .... TC kimlik numaralı ...,
6/42 hissesinin ...him kızı 1964 doğumlu ....TC kimlik numaralı ...,
1/42 hissesinin ... kızı 1973 doğumlu .... TC kimlik numaralı ...
1/42 hissesinin ... kızı 1976 doğumlu .... TC kimlik numaralı ...
1/42 hissesinin ... kızı 1978 doğumlu .... TC kimlik numaralı ....
1/42 hissesinin .... kızı 1980 doğumlu .... TC kimlik numaralı ...,
1/42 hissesinin .... oğlu 1981 doğumlu .... TC Kimlik numaralı ...,
1/42 hissesinin .... oğlu 1985 doğumlu .... TC kimlik numaralı ... adlarına tapuya kayıt ve tesciline,
5..... mevkinde bulunan 6098,00 m2 yüzölçümündeki ve tarla vasfındaki 468 numaralı parselin ... oğlu.... dosya arasında mevcut nüfus kaydından 2008 tarihinde öldüğü anlaşılmakla tamamı 9 hisseye itibar edilerek,
1/9 hissesinin ... oğlu 1946 doğumlu ... TC kimlik numaralı ...,
1/9 hissesinin ... kızı 1949 doğumlu .... TC kimlik numaralı ...,
1/9 hissesinin ... oğlu 1942 doğumlu ... TC kimlik numaralı ...,
1/9 hissesinin ... kızı 1950 doğumlu ... TC kimlik numaralı ...,
1/9 hissesinin .. oğlu 1952 doğumlu .... TC kimlik numaralı ...,
1/9 hissesinin .. oğlu .... TC kimlik numaralı ...,
1/9 hissesinin .... oğlu 1957 doğumlu .... TC kimlik numaralı ...,
1/9 hissesinin .... oğlu 1964 doğumlu ... TC kimlik numaralı ...,
1/9 hissesinin ... kızı 1970 doğumlu ..... TC kimlik numaralı ......adlarına tapuya kayıt ve tesciline,
6-... köyü, ..... mevkinde bulunan 18035,49 m2 yüzölçümünde ve tarla vasfındaki 222 numaralı parselin.... .. ölü olduğu dosya arasında mevcut nüfus kayıt suretlerinden anlaşıldığından tamamı 56 hisseye itibar edilerek,
4/56 hissesinin .... kızı 1949 doğumlu ... TC kimlik numaralı ...,
4/56 hissesinin ... oğlu 1948 doğumlu ... TC kimlik numaralı ...,
4/56 hissesinin ... oğlu 1952 doğumlu ... TC kimlik numaralı ...,
4/56 hissesinin ... kızı 1953 doğumlu .... TC kimlik numaralı ...,
4/56 hissesinin .... oğlu 1953 doğumlu .... TC kimlik numaralı ...,
4/56 hissesinin .... kızı 1955 doğumlu .... TC kimlik numaral....
4/56 hissesinin .... kızı 1958 doğumlu .... TC kimlik numaralı ...,
4/56 hissesinin ... kızı 1959 doğumlu .... TC kimlik numaralı ...,
4/56 hissesinin .... oğlu 1962 doğumlu ... TC kimlik numaralı ...,
4/56 hissesinin .... kızı 1962 doğumlu ... TC kimlik numaralı ...,
4/56 hissesinin .... kızı 1964 doğumlu .... TC kimlik numaralı ...,
4/56 hissesinin ..... kızı 1969 doğumlu .... TC kimlik numaralı ...,
4/56 hissesinin ... kızı 1971 doğumlu ... TC kimlik numaralı ...,
1/56 hissesinin ... kızı 1961 doğumlu .... TC kimlik numaralı ...,
1/56 hissesinin ... oğlu 1987 doğumlu .... TC kimlik numaralı ...,
1/56 hissesinin ... kızı 1989 doğumlu .... TC kimlik numaralı ...,
1/56 hissesinin ... kızı 1994 doğumlu .... TC Kimlik numaralı ... adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı dışında bırakılmıştır.
Mahkemece, dava konusu 221, 222, 466 numaralı parsellerin tespit dayanağı 219 hesap 311 tahrir numaralı vergi kaydının hudutlarında kaldığı tespit edilmiş ise de 1950-1955 yılından bu yana dava konusu parsellerden 221 nolu parseli....., 468 nolu parseli .... nolu parseli de .....malik sıfatıyla nizasız fasılasız zilyet ve tasarruflarında bulunduğu, davacıların ve diğer müdahillerin nizalı parseller üzerinde bu zamana dek zilyet ve tasarruflarının bulunmadığı gibi tespit tarihine kadar da davalıların kullanımına karşı herhangi bir nizanın söz konusu olmadığı, davacının ibraz ettiği 25/05/1995 taihli senedin...... kullanımındaki 222 numaralı parselin bir bölümüne ait olduğu ancak bu senedin kadastro tespit tarihinden sonra düzenlendiği dikkate alınarak davacı ... oğlu ...'nin dava konusu 221, 468 nolu parseller ile 222 nolu parselin krokide (B) harfiyle işaretli bölümüne yönelik davasının ispatlanamadığından reddine, 222 numaralı parselin krokisinde (A) harfiyle ve kırmızı kalemle taralı bölümüne yönelik davasının anlaşma senedinin kadastro tespit tarihinden sonra olması sebebiyle mahkemenin görevsizliğine, yine müdahiller ...... ve ...'nin ispatlanamayan davalarının reddine, müdahiller ... ve ...'nin davalarının 428 numaralı parsele yönelik olduğu, anılan parselin de davacıya ait 1991 tarihli dava dilekçesinin kapsamında kalmadığının keşfen sabit olduğu, başka anlatımla 428 ve 466 nolu parsellerin sehven dosyamız arasına alındığı mahkememiz dosyası ile bir ilgisinin bulunmadığı tespit edildiğinden gerekli tescil işlemleri için .... Kadastro Müdürlüğüne gönderildiğinden bu parseller hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına, dava konusu parsellerin davalıların dosya arasında mevcut nüfus kayıtları da dikkate alınarak mirasçıları adlarına hisseleri oranında tescillerine karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir.
Şöyle ki; çekişmeli 221, 222 ve 468 parsel sayılı taşınmazlar davalı olduğu gerekçesiyle malik hanesi boş olarak tutanağı kadastro mahkemesine devredilmiş, ancak çekişmeli taşınmazın sınırında orman vasıflı taşınmaz bulunmasına rağmen mahkemece 3402 sayılı Kanunun 30/2 maddesi uyarınca resen araştırma yapılarak usulünce orman araştırması yaptırılmamış, yine aynı Kanun maddesi uyarınca Hazine, Orman Yönetimi ve ilgili kamu tüzel kişiliğinin davalı sıfatıyla davaya katılımını sağlanması için davacıya bu yönde süre verilmemiştir. Ayrıca ziraatçi bilirkişi tarafından düzenlenen raporda da; taşınmazda imar ve ihya ile zilyetlikle kazanma koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususları irdelenerek raporda tartışılmamıştır. Eksik ararştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamaz
Mahkemece, öncelikle Hazine, Orman Yönetimi ve ilgili kamu tüzel kişiliğinin davalı sıfatıyla davaya katılımını sağlanması için davacıya bu yönde süre verilmeli ve bu suretle husumet yaygınlaştırılıp taraf teşkili sağlandıktan sonra eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ile 1970-1985 yıllarına ait hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi)hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmaz çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli, hava fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazın niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarını belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli, taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranının açıklandığı yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
Açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşulları araştırılarak, yapılacak keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmazlar başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacı adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanmalı, 3402 sayılı Kanunun 30/2 maddesi uyarınca taşınmazın vasfı ve maliki resen tespit edilerek ve toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ...'nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 24/09/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.
20. Hukuk Dairesi 2016/13488 E. , 2019/5120 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 32 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 26 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 93 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat