20. Hukuk Dairesi 2016/13106 E. , 2019/3795 K.
'İçtihat Metni'
......
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;..... bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kadastro sırasında tespit harici bırakıldığını, ancak 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. ve 17. maddelerinde yazılı şartların müvekkili yararına gerçekleştiğini beyan ederek; dava konusu ettiği ...... mevkiindeki, tespit dışı bırakılan takribi 2000 m2 yüzölçümlü taşınmazın, 4721 sayılı Medenî Kanun'un 713. maddesi uyarınca davacı adına tescil edilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, bozma öncesindeki 08.07.2014 tarihli 2010/116 E. ve 2014/349 K. sayılı gerekçeli kararda; ......mevkiinde kain, fen bilirkişileri ......11/03/2014 tarihli rapor ve Ek-4 krokisinde (A) harfi ile gösterilen 1.483,14 m2'lik kısmın tarım arazisi niteliği ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hükmün davalılar vekillerince ayrı ayrı temyiz edilmesi üzerine, Dairemizce 24.02.2015 gün, 2014/8262 E. - 2015/860 K. sayılı ilam ile; '... temyize konu (A) harfiyle işaretli taşınmaz bölümünün 1976 tarihli memleket haritasında orman sayılmayan yerlerden olduğu açıklanmış ise de yöreye ait daha eski tarihli ve dava tarihinden 20 yıl önceki zamanlara (1980 ve sonrası) ait memleket haritalarının incelenmediği, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi gereğince orman sayılmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek imar ihya olarak kabul edilemez) ve imar ihyanın tamamlandığı tarihten davanın açıldığı güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülerek tapuya tescili istenen taşınmazların, Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar-ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, resmi belgelere göre bilimsel yöntemlerle de kesin olarak belirlenmesi gerektiği, ayrıca; imar-ihyaya muhtaç olan bir yer imar planları kapsamına alınmış ise o tarihten sonra imar-ihya yoluyla edinilmesinin mümkün bulunmadığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay Gayrimenkul Dairelerinin kararlılık kazanmış uygulamalarına göre; imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten, imar planları kapsamına alındığı tarihe kadar 20 yıllık kazanma süresi dolmuş ise bu tür yerlerin zilyetlikle edinilmesinin olanak dahilinde olduğu, görüşüne başvurulan uzman bilirkişi raporuna göre yörede 18/01/2008 tarihinde onaylanan imar planında dava konusu yerin imar kapsamına alınıp konut alanında kaldığı açıklamış, davalı ...
vekili ise 1989'dan beri nazım imar planı içinde olduğunu iddia etmiş olmasına karşın mahkemece bu konunun açıklığa kavuşturulmadığı, bundan ayrı, çekişmeli taşınmaz üzerinde bulunan zeytin ağaçlarının yaşı orman ve ziraat bilirkişi raporlarında çelişkili olup, mahkemece çelişkinin giderilmesine çalışılmadığı, 1304 parselin kadastro tespit tutanağı ve varsa dayanağı olan kayıt ve belgeler de getirtilip incelenmeden hüküm kurulduğu; dava konusu taşınmaz ve
.......
etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmaza bitişik 1304 parselin, kadastro tespit tutanak örneği, varsa uygulanan tapu ve vergi kayıtları, ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile getirtilmesi, yine 1976'dan daha eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile dava tarihinden 20 yıl önce çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgelerin ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir harita-kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi ile bir orman yüksek mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla, dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğünün, imar-ihya ve zilyetliğin hangi tarihte başlanıp tamamlandığının belirlenmesi, bu şekilde yapılacak inceleme sonucu dava konusu taşınmazın orman olmadığının anlaşılması halinde, uyuşmazlık konusu yeri ve çevresini gösterir kısma ait imar planlarının onaylı örneklerinin ilgili yerlerden istenip dosyaya konulması, çekişmeli taşınmazın imar planı kapsamına alınıp alınmadığı, alındı ise imarın kesinleştiği tarihin saptanması, imar kapsamına alınmış olsa dahi bu tarihten 20 yıl önce imar ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığının ve 20 yıllık zilyetlik süresinin kesintisiz devam edip etmediğinin belirlenmesi, ziraat uzmanından taşınmazda dikme olduğu bildirilen zeytin ağaçlarının yaşı konusunda kesin, bilimsel rapor alınması, zeytin dikiminden önce taşınmaz üzerinde tarımsal faaliyet olup olmadığının araştırılması, bu şekilde imar ve ihya koşullarının oluşup oluşmadığının tartışılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği' gerekçesiyle, hükmün bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuş, yapılan yargılama neticesinde mahkemece; dava konusu taşınmazın (B) harfi ile gösterilen 545,03 m2'lik kısmı ile (C) harfi ile gösterilen 12,12 m2'lik kısmın kesinleşmiş orman tahdit sınırları içerisinde kaldığı, orman sayılmayan yerde kalan (A) harfi ile gösterilen 1483,14 m2'lik kısmın memleket haritası ve hava fotoğraflarında 1975 yılı öncesi çalılık olarak görüldüğü bu tarihten sonra taşınmaz üzerinde bulunan çalıların temizlendiği ve taşınmaz üzerinde bulunan taşların 4 set halinde toplandığı, ancak %36 eğimin değişmediği, 2000 yılından sonra taşınmaz üzerine zeytin ve meyve ağaçlarının dikildiği, kuru taş duvar ile teraslar yapılarak eğimin %13'e düşürüldüğü, 2000 yılından önceki tarımsal faaliyetin kısıtlı bir şekilde ve taşınmazın imar-ihyası gerçekleştirilmeden %36 eğimle yapılarak gerçekleştiği, yasanın aradığı imar ihyanın, taşınmaz üzerinde zeytin ve meyve ağaçlarının dikildiği kuru taş duvar ile teraslar yapılarak eğimin %13'e düşürüldüğü, bu itibarla yasanın aradığı imar ihyanın tamamladığı tarihten itibaren 20 yıllık süreli zilyetlik şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle hüküm bozulmuş, bozmaya uyan mahkemece yapılan yargılama neticesinde, 'davanın reddine' dair verilen hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, Medenî Kanunun 713. maddesi uyarınca açılan tescil davasıdır.
Yörede, 6831 sayılı Kanunun 1744 ve 3302 sayılı kanunlar ile değişik hükümlerine göre yapılmış orman kadastrosu, aplikasyon, 2. madde ve 2/B madde uygulamaları sırasıyla 10/05/1981 ve 25/05/2001 tarihlerinde kesinleşmiştir. Arazi kadastrosu 1960 yılında yapılmış, çekişmeli taşınmaz çalılık olarak tespit harici bırakılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 29/05/2019 gününde oybirliği ile karar verildi.
20. Hukuk Dairesi 2016/13106 E. , 2019/3795 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 29 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 32 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat