20. Hukuk Dairesi 2016/13453 E. , 2019/3130 K.
'İçtihat Metni'
.....
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 15/04/2011 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; davacını..... sayılı parselin sahibi olduğunu, davacı adına tescil yapıldığı tarihte taşınmazın tapu kaydında herhangi bir şerhin bulunmadığını,..... sayılı kararı ile taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tescil edildiğini, yapılan işlem sonucu Hazinenin davacıya herhangi bir bedel ödemediğini ve bu suretle davacının mülkiyet hakkına tecavüz edildiğini belirterek dava konusu taşınmazın mahkeme kararı ile tapu kaydının iptali ile davacının uğradığı zarara karşılık fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 9.400,00 TL’nin tapu iptal kararının kesinleşmesi tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı tapu sicil müdürlüğünden alınarak davacıya verilmesini talep etmiş, 20/02/2013 harç tarihli dilekçesi ile 9.400 TL olarak gösterdikleri talep miktarını 42.035,00 TL olarak ıslah etmiş bu bedelin tapu iptal kararının kesinleşmesi tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece davanın kabulü ile 42.035,00 TL'nin 23.11.2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz incelemesi sonunda Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 04/03/2014 gün ve 2013/18189 E. - 2014/5738 K. sayılı bozma kararında 'dosyada bulunan şekil ve belgelere göre davalı idare vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; Medenî Kanunun 1007. maddesi gereğince açılan tazminat davalarında davalı sıfatı Hazinenin olup,..... Müdürlüğünün davalı sıfatı yoktur. Davacının amacı Devlet tüzel kişiliğini dava etmek olup, davasını yanlış idareye yöneltmesi, hasımda değil, temsilcide yanılmadır. Bu durumda, davacıya Hazine'yi davaya dahil etmesi için süre verilmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden eksik inceleme sonucu karar verilmesi ve dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi olan 20.08.2008 gününde belediye imar planı içinde olup olmadığı değilse belediye veya mücavir alan sınırları dahilinde bulunup bulunmadığı, belediye hizmetlerinden yararlanıp yararlanmadığı ve etrafının mesken olup olmadığı hususları ilgili Belediye Başkanlığından sorularak niteliği belirlenip, bu konuda taraflara delilerini ibraz etmek üzere süre verildikten sonra, taşınmaz arsa vasfında ise emsal karşılaştırması yapılarak arazi vasfında ise gelir metodu esas alınarak dava tarihindeki değerinin tespiti için mahallinde yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılarak alınacak bilirkişi kurulu raporuna göre hüküm kurulması gerekir” denilmiş, davacı vekilinin süresinde olan karar düzeltme talebi Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 22/09/2014 gün ve 2014/14609 E. - 21727 K. sayılı kararı ile kabul edilerek “bozma kararında maddi hata sonucu değerlendirme tarihinin yanlış yazıldığı bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından bozma ilamında değerlendirme tarihi olarak belirtilen (20.08.2008) gününün hükümden çıkartılarak, yerine ( 15.04.2011) gününün yazılmasına” karar verilmiştir.
.....
Bozma kararına uyulması sonrasında mahkemece Hazine dahil edilmiş, yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile 31.063,45 TL'nin 23/11/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, TMK'nın 1007. maddesi uyarınca Devletin sorumluluğundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından tazminat istemine dayanak Mahmutseydi köyü 502 ada 18 parsel sayılı 1919,99 m² yüzölçümündeki taşınmazın, kadastro sonucu ..... adına tespit ve tescil edildiği, davacının taşınmazı 05/06/2008 tarihinde satın aldığı, daha sonra ..... tarafından açılan dava sonucu ..... 2009/367 K. sayılı kararı ile tamamının orman sınırları içerisinde kaldığı gerekçesi tapusunun iptali ile orman vasfıyla tesciline karar verildiği, hükmün temyiz incelemesinden geçerek 23/11/2010 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 15/04/2011 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece bozma kararına uyularak hüküm kurulmuş ise de bozma gerekleri yerine getirilmemiştir.
Şöyle ki; 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.03.2003 gün ve 2003/19-152 E. - 2003/125 K.; 29.09.2010 gün ve 2010/14-386 E. - 2010/427 K.; 15.12.2010 gün ve 2010/13-618 E. - 2010/668 K. sayılı kararı).
Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. Dolayısıyla mülkiyetin kaybedildiği tarih itibariyle taşınmazın değerinin tespit edilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Zararın meydana geldiği tarihe göre, tapusu iptal edilen gayrimenkulün niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise, net gelir metodu yöntemi ile, arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir. Bu bilgiler ışığında somut olaya bakıldığında; ormanlar özel mülkiyete konu olamayacak ise de genel arazi kadastrosu sırasında taşınmaz hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlenerek tapu kütüğünün gerçek kişi adına oluşturulduğu, bu şekilde tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacının gerçek zararının tazmininin gerektiği açıktır.
Tapusu iptal edilen taşınmazın arazi niteliğinde kabul edilerek hüküm kurulmasına, tarafların bir itirazı bulunmamaktadır. gerçek zararın, bozma ilamında belirtilen şekilde dava tarihindeki gelir metoduna göre hesaplanması zorunludur.
Dosya kapsamında iki kez keşif yapılmış, ilk keşifte zapta yansıyan mahkeme gözlemine göre taşınmazın köy içinden geçen yolun batısında yamaçta bulunduğu, eğiminin fazla olduğu, yakında su kaynağının bulunmadığı, en yakın su kaynağının arazinin yamacında bulunduğu, tepenin dibindeki dereden araziye su çıkarıldığına dair herhangi bir tesisatın olmadığı, araziye doğrudan yol çıkmadığı bildirilmiş ve bu keşif sonrasında düzenlenen 27/04/2015 tarihli bilirkişi heyet raporunda da taşınmazın içinde sulama tesisatı olmadığı bildirilmiş, rapor ekindeki fotoğraflarda da herhangi bir tesisat görülmemiştir. bilirkişilerce taşınmaz kuru tarım arazisi olarak kabul edilmiş, buğday soğan ve yer fıstığı münavebe ürün olarak kabul edilerek, % 6 kapitilizasyon faiz oranı ve toptancı hali ile tüketim merkezlerine yakınlığı, yayla turismine açık olması yayla evi yapılabilir konumu gibi nedenlerle % 35 objektif değer artışı uygulanarak taşınmazın m² değeri 4,30 TL belirlenmiş, üzerindeki ağaçların değeri de eklenmek suretiyle taşınmazın toplam değeri bildirilmiştir.
Davacı vekilinin itirazları sonrasında düzenlenen ek raporda da taşınmazın sadece yağmur sularından faydalanarak tarım yapılan kuru tarım arazisi niteliğinde olduğu belirtilerek değerlendirme tarihinde ağaçların verim çağında olmadığından arazinin kapama bahçe niteliğinde olmadığı, yapılan imar ihya işleminin net gelir hesap metodunda yer almadığı belirtilmiş iken itiraz sonucunda bu
.....
işlemlerin arazi değerine katılmasının uygun olduğu belirtilerek münavebe ürünler değiştirilerek bakla bezelye soğan münavebe ürün olarak kabul edilerek, aynı kapitilizasyon faiz oranı ve objektif değer artışı uygulanarak taşınmazın m² değeri bu kez 14,31 TL belirlenmiş, üzerindeki ağaçların değeri ve imar ihya değeri de eklenmek suretiyle taşınmazın toplam değeri bildirilmiştir.
Tarafların itirazı sonrasında yapılan ikinci keşifte ise mahkemece zapta yansıtılan gözlem bulunmamakta, 14/03/2016 tarihli bilirkişi heyet raporunda ise taşınmazın davacının ve köy adına olan tazyikli şebeke suyu ile damlama usulüyle sulandığı belirtilmiş, rapor ekindeki fotoğraflarda da taşınmazın muhtelif yerlerinden borular geçirildiği görülmüştür. Bu kez bilirkişilerce taşınmaz sulu tarım arazisi olarak kabul edilmiş, ilk iki rapordan farklı münavebe ürünleri olan patlıcan, taze fasülye, biber münavebe ürün olarak kabul edilerek, % 5 kapitilizasyon faiz oranı uygulanarak taşınmazın m² değeri bu kez 15,58 TL belirlenmiş, üzerindeki fidanların değeri ve tesfiye işlemleri de eklenmek suretiyle taşınmazın toplam değeri bildirilmiş, objektif değer artışı uygulanmamıştır.
Bu hali ile dava konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle değeri bilirkişilerce birbirinden oldukça farklı şekilde bildirilmiş, taşınmazda yer alan 4 adet teras ve kuru duvarın yapım tarihi açıklanmadığından dava tarihinde taşınmazda bulunup bulunmadığı anlaşılamamış, dosya kapsamından taşınmazın sulu yada kuru arazi olup olmadığı ve taşınmazın değerini etkileyecek objektif değer artışının bulunup bulunmadığı hususlarında tereddüde neden olunmuştur.
Bunun yanı sıra, mahkemece 2011 yılına ait çevrede yetiştirilen ürünlerin münavebesi, dekar başına ortalama verim, toptan satış fiyatı ve üretim maliyeti resmî verileri ilçe tarım müdürlüğünden istenilmiş ise de müdürlükçe 09/04/2015 ve 10/07/2015 tarihli cevabî yazılarla gönderilen veriler birbiri ile çeliştiği gibi bilirkişi raporunu denetlemeye olanak veren verileri de içermemektedir.
Bu nedenlerle, davaya konu taşınmazın niteliği ve değerinin yöntemine uygun şekilde tespit edildiği söylenemez.
O halde, mahkemece kapama bahçe niteliğinde olmayan çekişmeli taşınmazın arazi vasfında olduğundan dava tarihi itibariyle sulu-kuru olup olmadığı, yerleşim alanlarına uzaklıkları, iklim şartları, arazinin toprak ve topoğrafik yapısı ve bölgesindeki konumu gözetilerek 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 6754 sayılı Bilirkişilik Kanununun 39. maddesiyle değişik 15. maddesinde belirtilen yönteme göre oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla 2011 yılına ilişkin çevrede yetiştirilen ürünlerin münavebesi, dekar başına ortalama verim, toptan satış fiyatı ve üretim maliyeti resmî verileri ilçe tarım müdürlüğünden getirtilmek suretiyle, elde edilen verilere uygun biçimde değerlendirme yapılarak net gelir yöntemiyle dava tarihindeki gerçek değerinin hesaplattırılması, taşınmazda yer alan 4 adet teras ve kuru duvarın yapım tarihi belirlenerek dava tarihinde var ise bunun yapım masrafları ile bu tarih itibari ile taşınmazın üzerinde bulunan ağaç değerlerinin taşınmaz değerine eklenmesi, bu şekilde tapusu iptal edilen tapu sahibinin gerçek zararının saptanması, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu yetersiz bilirkişi kurul raporuna dayalı verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır.
Kabule göre de; belirlenen gerçek zarara değerlendirme tarihi olan dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, tapu iptal kararının kesinleştiği 23/11/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faize karar verilmiş olması da doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 06/05/2019 günü oy birliği ile karar verildi.
20. Hukuk Dairesi 2016/13453 E. , 2019/3130 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 31 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 47 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 34 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 27 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 26 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat