20. Hukuk Dairesi 2020/1187 E. , 2020/1671 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

20. Hukuk Dairesi 2020/1187 E. , 2020/1671 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında ... köyü 106 ada 162 parsel sayılı 1265,96 m2 yüzölçümündeki taşınmaz tarla vasfı ile ... adına tespit edilmiştir.
Davacı ... Yönetimi, ... ilçesi, ... köyünde bulunan dava konusu 106 ada 162 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına tespit edildiğini, itiraza konu yer için kısmî ilân süresi içinde kadastro mahkemesinde dava açtıklarını bu davanın derdest olduğunu, dava konusu 106 ada 162 parsel sayılı taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunu belirterek davalı adına yapılan tespitin iptalini ve dava konusu taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece davacının davasının reddine, dava konusu taşınmazın ... mirasçıları adına payları oranında tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 28/05/2015 tarihli 2015/5676 E., 2015/4874 K., sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; 'Mahkemece dava konusu taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmişse de; yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan hüküm kurulmuştur. Şöyle ki; davacı ... Yönetimi dava dilekçesinde, 12.12.2005 tarihinde (kısmî ilân süresi içinde) kadastro mahkemesinde dava açtıklarını ve bu davanın derdest olduğunu da belirtmek sureti ile 106 ada 162 sayılı parsele karşı ayrıca genel ilân süresi içerisinde temyize konu bu davayı açmıştır.
Dairece temyiz incelemesi sırasında dosya iade edilerek dava konusu taşınmazın kısmî ilân süresi içerisinde dava edilen taşınmazlardan olup olmadığı, aynı taşınmaz için başka dava bulunup bulunmadığı belirlenmek istenmişse de; Orman Yönetimi tarafından hem kısmî ilân süresi içerisinde hem de genel ilân süresi içerisinde aynı taşınmazlar için birden çok dava açıp, mahkemelerce de davaların çok kez birleştirilmesine ve tefrikine karar verildiğinden bu husus açıklığa kavuşmamıştır.
Dava konusu taşınmaz 106 ada 2 nolu orman parseline sınır olup, dava konusu taşınmazın çevresindeki taşınmazlar için kısmî ilân süresi içinde dava açılmış, 106 ada 103 sayılı parselin kişiler adına tesciline, 106 ada 163 sayılı parselin orman vasfı ile tesciline karar verilmiş, bir kısım parseller ise halen davalıdır. Mahkemece karar verilirken komşu taşınmazlara ait dava dosyaları dosya arasına alınmamış, eksik inceleme ile hüküm kurulmuştur.
Açıklanan sebeplerle mahkemece dava konusu 106 ada 162 sayılı parsel için kısmî ilân süresi içinde dava açılıp açılmadığı, hem Orman Yönetiminden sorulmak hem de mahkeme kaleminden araştırılmak sureti ile belirlenmeli, dava konusu taşınmaz için kısmî ilân süresi içinde dava açıldığı belirlendiği takdirde, kadastro sırasında taşınmaz için yapılan malik tespiti hüküm ifade etmeyeceğinden mahkemece, 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi uyarınca gerçek hak sahibi re'sen belirlenerek, davada taraf olmayanlar adına dahi tescile karar verilebileceğinden Hazine ve köy tüzel kişiliği davaya dahil edilmeli, deliller toplanarak sonuca göre karar verilmelidir.
Yapılan araştırma sonucu dava konusu taşınmazın kısmî ilân süresi içinde dava edilmediği anlaşıldığı takdirde ise; çekişmeli taşınmazın eylemli durumuna ilişkin olarak orman ve ziraat bilirkişi raporlarında, taşınmaz üzerinde 10 ve 12 yaşlı dağınık halde meşe, kuşburnu, alıç, tek yıllık otsu bitkiler bulunduğu, taşınmazın 15-20 yılı aşkın süredir ekilip biçilmediği açıklandığına ve keşifte dinlenen mahallî bilirkişilerin, taşınmazın yaklaşık 15 yıldır kullanılmadığını bildirdiklerine göre taşınmazın eylemli durumu itibari ile orman sayılan yerlerden olup olmadığının ve komşu taşınmazlar ile dava konusu taşınmazın karşılaştırmalı olarak eylemli durumunun belirlenmesi için fen, orman ve ziraat bilirkişi eşliğinde yeniden keşif yapılmalı, komşu taşınmazlara ait dava dosyaları da değerlendirilerek taşınmazın belirlenecek niteliğine ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.' denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama neticesinde; dava konusu taşınmazın hak sahiplerinin köy dışına göç etmeleri ve taşınmaz üzerinde tarım arazisi olarak tasarruf etmeyi bırakmış oldukları gözönüne alındığında, en az 15-20 yıldır taşınmazda ekonomik amaca uygun zilyetlikleri bulunmadığından ve olayda zorunlu hallerdeki zilyetlik terki (savaş, yoğun terör olayları, ciddi tehdit, kan davası vb.) bulunmaması ve zilyetliğin kiracı, ortakçı, ödünç verdiği kişi aracılığıyla veya zilyedin izni ile başkası tarafından bedelsiz kullanım şeklinde de olsa devam ettirilmemiş olmasından dolayı, bu durumun zilyetliğin iradi terki olarak kabul edilebileceği, her ne kadar davalı tarafça dava konusu taşınmazın murislerinden kalan tarım arazisi niteliğinde olduğunu iddia etmiş ise de gerek mahalli ve tutanak bilirkişilerinin beyanları, gerekse bilirkişi raporları dikkate alındığında bu beyanlara itibar edilemeyeceği, ayrıca ziraat ve orman bilirkişi raporlarına göre taşınmazın orman vasfında olmadığı gerekçesiyle davanın reddine, davaya konu ... ili, ... ilçesi, ... köyü, 'köy önü' mevkiinde bulunan 106 ada 162 parsel sayılı taşınmazın 'ham toprak' vasfı ile Hazine adına tespiti ile, tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, orman ve arazi kadastrosuna itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi gereğince yapılan ve dava tarihi itibariyle kesinleşmeyen orman kadastrosu bulunmaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 7139 sayılı Kanunun 33. maddesi uyarınca Orman Yönetiminden harç alınmasına yer olmadığına
08/06/2020 gününde oy birliği ile karar verildi.






Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön