21. Hukuk Dairesi 2017/6334 E. , 2018/8302 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : 3. İş Mahkemesi
A) Davacının İstemi :
Davacı, sigortalılık başlangıç tarihinin vergi kaydı başlangıç tarihi olan 05/06/1988 tarihinden itibaren tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalının Cevabı :
Davalı Kurum vekili, Kurum tarafından yapılan işlemlerin yasal mevzuata uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) İlk Derece Mahkemesinin Kararı ve Gerekçesi :
Mahkemece, “Hukuk Genel Kurulu'nun 04/02/2009 tarih 2009/10-52 sayılı kararında da belirtildiği üzere davacının bağkura giriş bildirgesi doldurarak kuruma başvurduğu, 11/05/2001 tarihinde 619 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici birinci maddesinin Anayasa Mahkemesinin 08/08/2001 tarihinde yürürlüğe giren kararı ile iptal edilmiş olması ve 4956 sayılı yasa ile 1479 sayılı yasaya eklenen geçici 18. md. hükmünün ise kanunun yayım tarihi olan 02/08/2003 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiş bulunması ile her iki hükmünde somut olayda uygulama yerinin bulunmadığı, 22/03/1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı kanun ile 1479 kanunun 24 ve 25. mdlerinde yapılan değişiklik ile gerçek ve götürü usulde vergi mükellefi olanların mükellefiyet başlangıç tarihinden itibaren kendiliğinden sigortalı sayılmaları düzenlemesi bulunduğundan sigortalılık için yasada aranan koşullar dikkate alındığında davacının başlayan vergi mükellefi olma tarihinin 05/06/1988 tarihi olduğu, 2003 tarihinden önce de Bağkur tescili için talebinin bulunduğu, dolayısıyla vergi mükellefi olduğu bu dönemde zorunlu Bağ-Kur sigortalısı sayılması gerektiği, davalı kurumun red işleminin yerinde olmadığı, davanın kabulünün gerektiği sonucuna varılmış, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle “Davanın kabulü ile davacının zorunlu vergi mükellefi olduğu 05/06/1988 tarihinin 1479 sayılı yasa kapsamında zorunlu sigortalı sayılması gerektiğinin tespitine,” karar verilmiştir.
D) İstinaf Başvurusu :
Davalı Kurum vekili, davacının gerçek bir faaliyetinin olup olmadığının araştırılması ve davanın reddi gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
E) Bölge Adliye Mahkemesinin Kararı ve Gerekçesi :
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, “24/07/2003 tarihinde kabul edilip 02/08/2003 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan 4956 sayılı yasanın 47. Maddesi ile 1479 sayılı Yasaya eklenen geçici 18. Maddesi; ' Bu kanuna göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde 04/10/2000 tarihine kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olan sigortalıların sigortalılık hak ve mükellefiyetleri 04/10/2000 tarihinden itibaren başlar. Ancak bu kanuna göre zorunlu sigortalı olarak tescil edilmiş olanların sigortalılıkları, bu kanunun yürürlük tarihinden itibaren 6 ay içinde kuruma yazılı olarak başvurmaları ve 20/04/1982-04/10/2000 tarihleri arasındaki vergi kayıtlarını belgelemek ve belgelenen bu sürelere ilişkin olarak 49. ve ek 15. maddelere göre hesaplanacak prim borçlarının tamamının tebliğ tarihinden itibaren 1 yıl içinde, ödeme tarihinde bulundukları gelir basamağının yürürlükte olan prim tutarı üzerinden ödemek kaydı ile bu süreler sigortalalık süresi olarak değerlendirilir.' hükmünü içermektedir. 1479 sayılı yasanın 25 ve 26. Maddelerine göre de gerçek veya götürü usulde gelir vergisi mükellefi olanlar ile gelir vergisi mükellefiyeti sona erenler sigortalılıklarının başladığını ve bittiğini üç ay içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirmekle yükümlü bulunmaktadırlar.
Ayrıca 01/10/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı kanunun geçici 8. Maddesinde ise ' bu kanunun 4. Maddesinin 1.fıkrasının b bendinin 4 numaralı alt bendi hariç; diğer alt bentlerine göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde bu kanunun yürürlülük tarihine kadar kayıt ve tescilllerinin yaptırmayanların sigortalılık hak ve yükümlülükleri bu kanunun yürürlülük tarihinden itibaren başlar.' denilmektedir.
Somut olayda; davacının, talebi ile ilgili kuruma başvuru tarihinin 4956 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasaya eklenen geçici 18.madde hükmünün yürürlüğe girdiği 02/08/2003 tarihi öncesi olduğundan geçici 18.maddesinin bu olayda uygulama yerinin bulunmadığını, 22/03/1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Kanun ile 1479 sayılı Kanunun 24 ve 25.maddelerindeki değişiklik dikkate alınarak, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, davalı kurum vekilinin istinaf başvurusunun oy birliği ile esasdan reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.” gerekçesiyle “Davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine” karar verilmiştir.
F) Temyiz :
Davalı Kurum vekili, davacının gerçek bir faaliyetinin bulunup bulunmadığının araştırılmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
G) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe :
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 05/06/1988-14/07/1989 tarihleri arasında vergi mükellefiyetinin bulunduğu, 03/03/2004 tarihinden itibaren devam eden limited şirket ortaklığının olduğu, 23/05/2000 tarihinde Kurum kayıtlarına intikal eden isteğe bağlı sigortalı giriş bildirgesine göre bu tarih itibariyle isteğe bağlı sigorta tescilinin yapıldığı, limited şirket ortaklığının başladığı 03/03/2004 tarihinde çıkışı yapılarak aynı tarihte zorunlu sigorta girişinin yapıldığı anlaşılmaktadır.
01/04/1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasanın 24. maddesinde zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için esnaf sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken 20/04/1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasanın 24. maddesi değiştirilecek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görülmüş, 22/03/1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 02/08/2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür.
1479 sayılı Yasa'ya 4956 sayılı Yasa ile eklenen Geçici 18. maddesinde; bu Kanuna göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde 04/10/2000 tarihine kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olan sigortalıların sigortalılık hak ve mükellefiyetlerinin 04/10/2000 tarihinden itibaren başlayacağı, ancak bu Kanuna göre zorunlu sigortalı olarak tescil edilmiş olanların sigortalılıklarının, bu kanunun yürürlük tarihinden itibaren altı ay içinde kuruma yazılı olarak başvurmaları ve 20/04/1982-04/10/2000 tarihleri arasındaki vergi kayıtlarını belgelemek ve belgelenen bu sürelere ilişkin olarak prim borçlarının tamamını tebliğ tarihinden itibaren 1 yıl içinde ödemek kaydıyla bu sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği bildirilmiştir.
4956 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 02/08/2003 tarihine kadar tescilleri, prim ödemeleri veya tescil başvuruları yoksa aynı tarihten sonra sadece aynı yasa ile 1479 sayılı Yasaya eklenen geçici 18. maddeye göre vergide kayıtlı olan süreleri için borçlanma haklarını kullanarak sigortalılık süresi elde edebilirler. Geçmişe yönelik hizmetlerini tespit ettiremezler. 02/08/2003 tarihinden önceki tarihte Kuruma tescil edilmiş, giriş bildirgesi vermiş veya bir şekilde kendi adına tescil isteği yerine geçecek şekilde prim ödemiş olan ve 1479 sayılı Yasa kapsamında kendi adına veya hesabına bağımsız çalışanlar, 20/04/1982 tarihinden itibaren vergi kaydına dayalı olarak, 22/03/1985 tarihinden itibaren de esnaf sicili veya meslek kuruluşu kayıtlarına dayalı olarak sigortalılıklarının tespitini isteyebilirler.
08/05/2008 tarihli 5754 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değişik 5510 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesinde, “ Bu Kanun'un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi hariç diğer alt bentlerine göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde bu Kanun'un yürürlük tarihine kadar kayıt ve tescillerini yaptırmayanların sigortalılık hak ve yükümlülüğünün bu Kanun'un yürürlük tarihinden itibaren başlayacağı; ancak, bu Kanun'un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) ve (3) numaralı alt bentlerine göre sigortalı sayılanlardan bu Kanun'un yürürlük tarihinden itibaren sigortalılıkları başlatılanların, bu Kanun'un yürürlük tarihi ile 04/10/2000 tarihi arasında geçen vergi mükellefiyet süreleri bulunmak kaydıyla, sigortalının bu Kanun'un yürürlük tarihinden itibaren 6 ay içinde talepte bulunmak ve kendisine tebliğ edilen borçlanma tutarının tamamını tebliğ tarihinden itibaren 6 ay içinde ödemesi halinde, bu sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği” bildirilmiştir.
Somut olayda, davacının 05/06/1988-14/07/1989 tarihleri arasında vergi mükellefiyetinin olması nedeniyle 1479 sayılı Yasa'nın 24. maddesi kapsamında sigortalı sayılması gerekir ise de davacının zorunlu sigortalılık koşullarına sahip olduğu dönemde ve 1479 sayılı Kanunun Geçici 18. maddesinde belirtilen sürede zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olarak tescili yönünde herhangi bir talebinin bulunmadığı, 23/05/2000 tarihinde Kuruma verdiği giriş bildirgesinin isteğe bağlı sigortalılık tesciline yönelik olduğu, bu bildirgenin zorunlu sigortalılık tesciline yönelik olarak kabul edilemeyeceği anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazlarının kabul edilmesi ve temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesinin kararının yukarıda yazılı sebeplerden dolayı ORTADAN KALDIRILMASI, ilk derece mahkemesinin kararının BOZULMASI gerekmiştir.
H) Sonuç :
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 15/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.
21. Hukuk Dairesi 2017/6334 E. , 2018/8302 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat