21. Hukuk Dairesi 2017/2234 E. , 2018/8041 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : ... 2. İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverenlere ait işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi üzerine davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararının, davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
KARAR
Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine, Bölge Adliye Mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
08/11/2018 gününde oyçokluğuyla karar verildi
MUHALEFET ŞERHİ
Davacı, davalılara ait işyerlerinde 1994 ile 20/06/2008 yılları arasında çalıştığının tespiti talebiyle dava açmış, yapılan yargılama sonucunda yerel mahkemece davacının çalıştığını iddia ettiği ...plakalı aracın 04/11/2007 tarihinde çalınması nedeniyle iddia ettiği çalışma olgusunun bu tarih itibariyle sona erdiği, davanın ise 26/03/2013 tarihinde açıldığı ve 506 sayılı
Yasanın 79. Maddesinde öngörülen 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahis ile davanın reddine karar vermiş, davacı tarafın istinaf başvurusu üzerine ... 33. Bölge Adliye Mahkemesince aynı gerekçelerle davacının istinaf isteminin reddine karar verilmiştir. Davacı tarafın temyizi üzerine katılmadığımız Dairemiz çoğunluk görüşünce verilen karar onanmıştır. Tüm dosya kapsamına göre, ...plaka sayılı aracın 04/11/2007 tarihinde çalındığı tartışmasızdır. Ancak , davacı yanın iddia ettiği hizmet ilişkisinin aracın çalındığı tarih itibariyle aynı gün sona erdiğinin kabulü hayatın olağan akışına aykırıdır. Ayrıca, yargılama sırasında 10/03/2016 tarihli celsede dinlenen bordro tanıklarından ... ve ..., davacının 2008 yılında çalıştığını belirtmiş, yine bordro tanığı ... aynı tarihli celsede davacıyı 2007 yılına kadar gördüğünü ancak en son ne zaman çıktığını bilemediğini belirtmiştir.Dosya içerisindeki bordrolarda adı geçen diğer tanıklar ve gerekirse başkaca komşu işyeri tanıkları dinlenmeden ve dinlenen iki tanık çalışma olgusunu doğrularken bir tanığın en son ayrıldığı tarihi bilememe şeklindeki beyanına ve diğer celselerde dinlenen tanık beyanlarına itibar edilerek tanık beyanları arasındaki çelişki giderilmeden sonuca gidilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Dosya kapsamındaki belgeler incelendiğinde; davacı taraf 2008 yılında ... plakalı araçta davacının daha önce çalıştığı araçta ...plakalı aracın çalınmasından sonra çalışmaya başladığını iddia etmiş ve mahkemece söz konusu araca ilişkin trafik ceza tutanakları celbedilmiş ve 04/05/2016 tarihli cevabi yazıda söz konusu araca ilişkin 07/06/2008 tarihli ceza tutanağının bulunduğu ve tutanağın ... adına tanzim edildiği görülmüştür. Davacı bu araçta 2008 yılında çalıştığını iddia etmekte ve ayrıca 2008 yılında bu aracı ... sınır kapısında ... isimli bir şahsa teslim ettiğini belirtmesi karşısında yine dosya kapsamında davalı taraflarca davacıya 2008 yılında yapılan bir kısım ödemelerin mahiyetinin ne olduğu tam araştırılmadan, hizmet tespiti davalarının kamu düzenini ilgilendirmesi ve resen delil toplama ilkesi gereğince mahkemece ... adlı kişinin dinlenilerek söz konusu aracı kimin adına ve kiminle birlikte kullandığı sorulmadan, 2008 yılına ilişkin olarak davacının adına düzenlenmiş trafik ceza tutanağının bulunup bulunmadığı sorgulanmadan ve yapılan ödemelerin niteliği tam olarak açıklığa kavuşturulmadan hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddi sonucuna gidilmesi usul ve yasaya aykırı olup, hak düşürücü sürenin geçip geçmediği yukarıda belirtilen araştırmalar yapıldıktan sonra belirlenmeli ve hak düşürücü sürenin geçmediği belirlenir ise taraflar arasındaki ilişkinin niteliği belirlenerek sonuca gidilmesi gerektiğinden çoğunluk görüşüne katılamamaktayız.
21. Hukuk Dairesi 2017/2234 E. , 2018/8041 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 5 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat