21. Hukuk Dairesi 2016/10547 E. , 2018/6086 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, düşük bağlanan emekli aylığının düzeltilmesine, emekli olmak için yapılan başvuru tarihinden itibaren tahakkuk eden emekli aylığı farklarının yasal faizi ile birlikte Kurumdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davacıya bağlanan düşük emekli aylığının düzeltilmesi, emekli olmak için yapılan başvuru tarihinden itibaren tahakkuk eden emekli aylığı farklarının yasal faizi ile birlikte davalı Kurumdan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile “ Davacının dava tarihine kadar eksik ödenen aylıklar farkının 2687,53 TL olduğunun tespitine, 2013/12 ay ödeme döneminden itibaren 30 gün için çıplak ek ödeme hariç 1037,12 TL esas alınıp bu ay ve sonraki dönemlerin buna göre ödenmesi gerektiğinin ve ödenmeyen aylıkların ödeme yapılması gereken tarihlerden itibaren yasal faizi ile birlikte ödenmesi gerektiğinin tespitine” karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının İsviçre’de 1976-2009 yılları arasında geçen çalışmalarını borçlanmak istediğini 29.11.2010 tarihli dilekçesi ile beyan ettiği, bunun üzerine davalı Kurum ile İsviçre yetkili makamları arasında prim transferi yazışmalarının yapıldığı ve davacının 04.07.2011 ve 10.08.2011 tarihli borçlanma talep dilekçelerinde borçlanmasının transfer edilen primlerinden ödenmesini talep ettiği ve borçlanmanın günlük prime esas kazanç asgari tutarı üzerinden yapılmasını istediği, 01.02.1976-28.11.2010 tarihleri arasında İsviçre’de geçen çalışmalarına dair primlerin 11.01.2012 tarihinde transfer edildiği ve transfer edilen primlerden borçlanma bedelinin karşılandığı, seçilen günlük prime esas kazancın 25,35 Lira olduğu, davacıya 01.04.2012 tarihinden itibaren 5.basamak üzerinden yaşlılık aylığı tahsis edildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda uyuşmazlık yaşlılık aylığının hangi basamak üzerinden tahsis edilmesi gerektiği noktasında toplanmaktadır.
1479 sayılı Yasa’nın 50.maddesine göre; “Bu Kanuna göre sigortalıların ödeyecekleri primler ve bağlanacak aylıkların hesabında, yirmidört basamaklı gelir tablosu uygulanır...”.
1479 sayılı Yasa’nın 51.maddesinde ise; “Sigortalı bu Kanuna göre sigortalılığın başladığı tarihte 50.maddede belirtilen aylık gelir basamaklarının ilk oniki basamağından dilediğini seçer ve en geç üç ay içinde Kuruma vereceği giriş bildirgesi üzerinde veya dilekçesinde yazılı olarak bildirir.
Üç ay içinde basamak seçilmemesi halinde birinci basamak seçilmiş sayılır.
Ancak diğer sosyal güvenlik kanunlarına tabi bir işte çalıştıktan sonra bu Kanun kapsamında girenlerin basamakları, diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında geçirilen süre dikkate alınarak intibak ettirilmek suretiyle belirlenir
Bu Kanun kapsamından çıkarak, diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında sigortalı olduktan sonra tekrar bu Kanun kapsamına girenlerin basamakları, diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında geçirilen süre dikkate alınarak daha önce bulundukları son basmak üzerine intibak ettirilmek suretiyle yeniden belirlenir.
Basamağın yanlış seçilmesi, aynı bildirgede değişik basamak seçilmiş olması, basamak seçiminin yazılı olarak bildirilmemiş olmasına karşın prim ve kesenek yatırılmış olması ve diğer hallerde hangi basamağın seçilmiş sayılacağı ve bu madde hükmü ile ilgili diğer işlemler bir yönetmelikle düzenlenir”.
1479 sayılı Yasa’nın 52.maddesinden de söz etmek gerekir. Buna göre; “Sigortalının bu Kanuna göre seçtiği, intibak ettirildiği veya yükseltildiği ilk oniki basamakta bekleme süresi bir yıl, onüçüncü basamaktan itibaren her bir basamakta bekleme süresi iki yıldır.
İlk onbir basamakta sıra itibariyle basamak yükseltilmesi, prim ödemeye ve talebe bakılmaksızın Kurumca yapılır. Onikinci basamaktan itibaren basamak yükseltilebilmesi için sigortalının yazılı talepte bulunması ve talep tarihinden önceki ayın sonu itibariyle prim ve diğer borçlarını ödemiş olması şarttır.
Sigortalılar Kurumca yükseltildikleri tarihten veya yazılı talepte bulundukları tarihi takip eden aybaşından itibaren, basamak yükseltme farkı ile yükseltildikleri basamak üzerinden primlerini öderler.”
5510 sayılı Kanunun Geçici 7. Maddesinin 4. Fıkrasında “4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında değerlendirilen 1/10/2008 tarihinden önceki yurt dışı borçlanma sürelerine göre tespit edilen basamaklar, 2008 yılı Eylül ayında yürürlükte bulunan gelir tablosunda, 41 inci maddenin beşinci fıkrası hükmüne göre belirlenen prime esas aylık kazanca yakın gelire karşılık gelen basamağı geçemez.” hükmü düzenlenmiştir.
Sigortalıların yurtdışında geçen ve 3201 sayılı Kanuna göre borçlandığı sürelerin, borçlanılan dönemlerde yürürlükte bulunan yukarıda açıklanan yasal düzenlemelerde öngörülen basamak yükseltme esasları çerçevesinde yurtdışı borçlanmasına esas sürenin niteliği gereği basamak yükseltmek için sigortalının yazılı talepte bulunma imkanı olmadığından bu şart aranmaksızın, bekleme süreleri gözetilerek basamak intibakının gerçekleştirilmesi gerektiği açıktır.
Dolayısıyla sigortalının borçlandığı sürenin başlangıç tarihini takip eden aybaşından itibaren yukarıda sayılı yasa maddeleri uyarınca 13.basamağa kadar her yıla bir basamak, 13.basamak dahil bu basamaktan sonra her iki yıla bir basamak olacak şekilde intibak ettirilmesi gerekir.
Ancak sigortalı tarafından borçlanma sırasında seçilen günlük prime esas kazancın borcun ödendiği tarihteki günlük prime esas kazanca oranı belirlenerek, bu oranın 30.09.2008 tarihindeki günlük prime esas kazancın alt sınırının 30 katı alınarak bulunacak aylık prime esas kazanç tutarı, 2008 yılı ikinci altı aylık dönem gelir tablosundaki en yakın aylık gelirin karşılığı basamağı geçmeyecek şekilde belirlenmeli, belirlenen bu basamağın 5510 sayılı Kanunun Geçici 7. Maddesinin 4. Fıkrası gereğince davacının 31.12.1999 tarihindeki ve sonrasında tahsis talep tarihine kadar geçerli basamağı olduğu kabul edilmeli ve yaşlılık aylığının buna göre hesaplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının yaşlılık aylığına esas son basamağının 8.basamak olduğu kabul edilerek yaşlılık aylığının hesaplanmış olduğu ve dolayısıyla 5510 sayılı Yasa’nın geçici 7.maddesi hükmünün hatalı değerlendirildiği anlaşılmaktadır. Ancak davalı Kurum işlemi de tam olarak yerinde değildir. Zira davacı her ne kadar ilk kez 29.11.2010 tarihinde yurt dışında geçen çalışmalarını borçlanmak istemişse de davacının prim transferine ve borçlanmasının günlük prime esas kazancın asgari tutarı üzerinden hesaplanmasına ilişkin talep dilekçesi 04.07.2011 ve 10.08.2011 tarihlerinde olduğundan, borçlanma işlemlerinde ve yaşlılık aylığına esas basamağı tespit edilirken seçilen günlük prime esas kazancın, 2011 yılı II.dönemindeki günlük prime esas kazancın asgari tutarı olarak kabul edilmesi gerekmektedir.
Yapılacak iş, davalı Kurumdan, davacının yurt dışı borçlanmasına esas, “seçilen günlük prime esas kazancı”nı 2011 yılı II.dönemindeki günlük prime esas kazancın asgari tutarı (27,90 Lira) olarak kabul ederek borç tahakkuk cetvelinin yeniden düzenlenmesini ve sonrasında aynı şekilde seçilen prime esas kazancın, 2011 yılı II.dönemine ilişkin asgari günlük kazanç tutarı olduğunu kabul ederek basamağın ve yaşlılık aylığının yeniden hesaplanmasını istemek, bu şekilde hesaplandığı takdirdeki borçlanma tahakkuk cetvelini, yaşlılık aylığına esas basamağın ne olduğunu da gösterir tüm evrakları ve tahsis talep tarihinden itibaren dava tarihine kadar ay be ay davacının ne kadar yaşlılık aylığına hak kazanacağını ve davacıya ay be ay ne kadar aylık ödendiğini ve aradaki farkın ne kadar olduğunu gösterir evrakları göndermesini istemek ve davacının yaşlılık aylığının yeniden hesaplanmış bu halini kabul edip etmediği hususunda beyanını almak, kabul ettiği takdirde davalı Kurumca yeniden hesaplandığı şekliyle, kabul etmediği takdirde Kurum işleminin irdelenmesiyle Kurum işleminde hata bulunup bulunmadığı, var ise; hatanın neden kaynaklandığı ve yasal dayanakları açıkça izah edilecek denetime elverişli bilirkişi raporu alarak sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 09/07/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
21. Hukuk Dairesi 2016/10547 E. , 2018/6086 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 29 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 28 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat