21. Hukuk Dairesi 2016/19035 E. , 2018/5361 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan ... Genel Sigorta A.Ş ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1-Dava, sigortalının 28/06/2007 tarihli iş kazasından sürekli iş göremezliğe uğraması nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, davacının maddi tazminat isteminin tam, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; davacının davalı ...’e ait kamyonda iş bu davalı işçisi kamyon şoförü olarak çalışmaktayken, kendi sevk ve idaresindeki kamyon ile yük taşıdığı sırada trafik ışıkları ile kontrol edilen kavşakta aynı yönde önünde seyreden dava harici Şenel Aydın sevk ve idaresindeki araca arkadan çarpması neticesinde iş kazası geçirdiği, ... tarafından maluliyet oranının %34 olarak tespit edildiği, kusur bilirkişilerden alınan raporlarda davalı işverene %20 oranında kusur verilirken, davacı işçiye %80 kusur verildiği, mahkemece bu kusur raporunu esas alan hesap raporuna itibar edilerek karar verildiği anlaşılmıştır.
İnsan yaşamının kutsallığı çerçevesinde işveren, işyerinde işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu olay tarihinde yürürlükte bulunan İş Kanunu'nun 77. maddesinin açık buyruğudur. Bu kapsamda işveren özen yükümlülüğü kapsamında alması gereken önlemleri almamış ve bu nedenle de zararlandırıcı bir olay meydana gelmiş ise akti yükümlülüğünü yerine getirmeyen işverenin bu zarardan sorumlu tutulacağı tartışmasızdır. Fakat işverinin almadığı yada eksik aldığı bu önlemler ile zararlandırıcı olay arasında nedensellik olması esastır. Diğer bir ifade ile eğer zararlı netice ile işverence hiç alınmayan yada eksik alınan önlemler arasında doğrudan bir bağ kurulamıyor ise bu zararlı neticeden işverenin sorumlu tutulması doğru olmayacaktır. Aksinin kabulü işverenin oldukça geniş sınırlar içeren akti sorumluluğunun sınırlarının dahada genişletilmesi olur ki bu kabul edilebilir bir hal değildir. Yine kaza ile işverence alınmayan önlemler arasında uygun illiyet bağının bulunması da işverinin sorumluluğu için esastır.
Ayrıca şunu belirtilmekte de fayda vardır. Teknik bilgi gerektiren hallerde mahkemelerce konusunda uzman kişilerden bilirkişi raporu alınması gerekli olmakla birlikte bilirkişilerin raporundaki değerlendirmelerin mahkemelerce denetlenmesi, gerektiğinde mahkemece ek rapor alınması, ek rapora rağmen bilirkişi değerlendirmesinin oluşa uygun düşmediği tespit olunması halinde ise gerekirse bir başka bilirkişi heyetine olayın inceletilmesi gerekir.
Hükme esas kusur raporlarında davalı işverene % 20 oranında kusur verilmiş ise de; iş kazasının davacı kamyon şoförünün trafikte uyulması gereken takip mesafelerine riayet etmemesi neticesinde aynı istikamette hareket halinde bulunan aracın arkasından çarpması neticesinde gerçekleştiği anlaşılmaktadır.
O halde gerçekleşen iş kazasında işverenin özen yükümlülüğü kapsamında alabileceği bir tedbirin bulunduğundan ve giderek sorumluluğunu gerektirecek bir kusurunun olduğundan bahsetme imkanı bulunmamaktadır. Gerek kusur sorumluluğunda gerekse kusursuz sorumlulukta illiyet bağını, mücbir sebep, zarar giderinin ağır kusuru veya üçüncü şahsın ağır kusuru keser. Somut olayda; kazanın gerçekleşmesinde davacının ağır kusuru nedeniyle, iş kazası ile işveren şirket arasındaki illiyet bağının kesildiğinin kabulü ile davalı işveren yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı ... vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve davalı ... Sigorta A.Ş vekilinin temyiz itirazları bu aşamada incelenmeksizin hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine,
05/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
21. Hukuk Dairesi 2016/19035 E. , 2018/5361 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 32 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 29 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 27 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat