21. Hukuk Dairesi 2016/19491 E. , 2018/4927 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

21. Hukuk Dairesi 2016/19491 E. , 2018/4927 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 09/12/2009-25/05/2011 tarihleri arasındaki çalışmalarına ait eksik ödenen primlerin ve bu sürelerde 3.300,00 TL net maaşla çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davacının davalı işyeri nezdinde 09.12.2009-25.05.2011 tarihleri arasında geçen hizmetlerinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile “ davacının; 09/12/2009-31/12/2009 tarihleri arasında, 22 gün günlük 23,10TL brüt ücret ile; 01/01/2010-11/01/2010 tarihleri arasında, 10 gün günlük 24,30TL brüt ücret ile davalı ...Tic. A.Ş. nezdinde hizmet akdi ile çalıştığının tespitine” şeklinde karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, somut olayda davacının sigortalı hizmet süresinin tespitine yönelik Mahkemece yapılan değerlendirmenin hükmün kurulmasında yeterli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının imza kaydını içeren 12.01.2010 tarihli işe giriş bildirgesinin davalı işyerince davacı adına düzenlenmiş olup Kurum kayıtlarına intikal ettiği, 12.01.2010-13.06.2011 tarihleri arasında davalı işyerince davacı adına 30 gün üzerinden Kurum’a tam olarak hizmet bildiriminde bulunulduğu, 08.01.2010 düzenlenme tarihli “Belirsiz Süreli İş Sözleşmesi”nin davacı ve davalı işyerince akdedilmiş olup tarafların imza kaydını içerdiği, davalı işyerinin 28.12.2007 tarihinde “taş ocağı” faaliyetinden dolayı Kanun kapsamına alındığı, yargılama esnasında emsal ücret araştırmasının yapıldığı, alınan bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu, duruşmalarda aynı zamanda davalı işyerinin bordrolu çalışanı olan davacı ve davalı tanıklarının dinlenildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda; 08.01.2010 düzenlenme tarihli iş sözleşmesi üzerinde yer alan imza kaydının davacı tarafından inkar edilmediği anlaşılmakla söz konusu imza kaydı davacı tarafı bağlayacağından ve dosyada davacının iddiasını ispat edebilecek nitelikte aksi yazılı delil bulunmadığından Mahkemece tanık beyanları esas alınarak hükümde yazıldığı gibi sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum ve davalı işyeri vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ...Tic. A.Ş'ye iadesine, 17.05.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.





Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön