21. Hukuk Dairesi 2016/16902 E. , 2018/2508 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

21. Hukuk Dairesi 2016/16902 E. , 2018/2508 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.

K A R A R
Dava, davacının 11.02.2000 ile 11.02.2002 tarihleri arasında davalı işyerinde geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının 11.02.2000-05.10.2001 tarihleri arasındaki süreye ilişkin talebinin hak düşürücü süre nedeniyle reddine,davacının 05.10.2001-11.02.2002 tarihleri arasında kuruma eksik bildirildiğini iddia ettiği sürelere ilişkin talebinin hizmet ilişkisi ile çalıştığı ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 05.10.2001-31.12.2001 tarihleri arasında çalışmalarının 1042514 sicil numaralı davalı ... İnş.san.Tic.Ltd.Şti adına tescilli işyerinden Kuruma bildirildiği, işyerinin 20.10.2000-31.12.2001 tarihleri arasında bina inşaatı işinden kanun kapsamında bulunduğu,dönem bordroların getirtildiği ,bordro tanıklarının dinlendiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/8. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/8. maddelerine göre Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır. Yasada yer alan 5 yıllık süre hak düşürücü olup mahkeme tarafından kendiliğinden nazara alınması gerektiği gibi davacının aynı işyerinde çalışmasını sürdürmesinin veya 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde tekrar aynı işyerine girerek çalışmasının, hak düşürücü sürenin işlemesine engel olmayacağı ve hak düşürücü sürenin, kesilmesi ve durmasının mümkün bulunmadığı hukuksal gerçeği de ortadadır.
Davacının sigortalı çalışmalarının Kuruma kısmen bildirildiği hallerde, eksik bildirimlere yönelik olarak açılan davada hak düşürücü süre işlemeyecektir. (Hukuk Genel Kurulunun 23.06.2004 gün ve 2004/21-369 E, 2004/371 K. sayılı kararı )
Çalışmanın blok çalışma niteliğinde olması yani kesintisiz devam etmesi halinde hak düşürücü süreden bahsedilemez.
Somut olayda, davalı işyerinden davacının 05.10.2001-31.12.2001 tarihleri arasındaki çalışmalarının bildirildiği görülmektedir. Davacının Kuruma bildirilen tarihten önceki çalışmalarının bildirim tarihini de kapsar şekilde kesintisiz devam etmesi halinde, öncesindeki çalışma bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez. Bu nedenle, 22.04.2000-05.10.2001 dönemi çalışmaları açısından hak düşürücü süre geçmemiştir.
Mahkemece dinlenen davacı tanığı,davacının davalı şirkete ait binada kapıcı olarak çalıştığını,apartmanda ailelerin oturduğunu, davacının bina inşaat halindeyken orada çalışmaya başladığı beyan etmiştir. Bordro tanıklarından ...’in davacının şantiyede gece bekçisi olarak çalıştığını duyduğunu belirttiği,diğer bordro tanıklarının davacıyı hatırlamadıklarını belirtmekle beraber kendilerinin de şirketin şantiye,depo vs.bölümlerinde çalıştıklarını beyan ettikleri görülmektedir.
Yapılacak iş, davacıya davalı işyerinde ne iş yaptığını,çalışmalarının nerede geçtiğini açıklattırmak,eğer davacı tanığının beyanı gibi apartmanda kapıcı olarak çalıştığını iddia ediyorsa husumeti değerlendirmek,davacının beyanına göre delilleri toplayarak Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,19.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön