21. Hukuk Dairesi 2016/11631 E. , 2018/2306 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

21. Hukuk Dairesi 2016/11631 E. , 2018/2306 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.

K A R A R
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, davacının davalı ... köyünde köy bekçisi olarak 01/10/2004-19/10/2009, 27/12/2009-10/03/2010, 11/10/2012-10/10/2014 hükümde yazılı şekilde karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı adına davalı tarafından düzenlenen işe giriş bildirgesi ve Kuruma bildirilen çalışmalarının bulunmadığı, köy karar defterinden davacının 25.09.2003 tarihinde köy bekçisi olarak görevlendirildiği, 15.4.2004-10.10.2004 tarihleri arasında farklı bir kişinin görevlendirildiğinin karar altına alındığı, devamında 1.10.2004, 18.11.2005, 19.11.2006,27.11.2007,18.11.2008 yıllarında 1 yıllığına seçildiğine ilişkin kararların olduğu ve 19.10.2009-22.12.2009 tarihleri arasında yine davacı dışında başka bir kişinin görevlendirildiği, davacının 27.12.2009-10.03.2010 tarihleri arasında tekrar seçildiği ve 11.10.2012 ve 10.11.2013 yıllarında da 1 yıllığına seçildiğine ilişkin kararların bulunduğu, bekçi mazbatalarının alındığı ve tanıkların dinlenildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır.' hükmünü içermektedir. Madde hükmünden yazılı hak düşürücü sürenin, yönetmelikte belirtilen belgeleri işveren tarafından Kuruma verilmeyen sigortalıları kapsamakta olduğu, işe giriş bildirgesi verilmiş sigortalılar yönünden hak düşürücü sürenin işlemeyeceği anlaşılmaktadır. Yargıtay HGK'nun 03.03.2004 tarih 2004/21-139 Esas-117 Karar ve 05.02.2003 tarih 2003/10-7 Esas-53 Karar sayılı ilamları da bu yönlere işaret etmektedir.
İşverenin, sigortalılara ilişkin hangi belgeleri Kuruma vermesi gerektiği Kanunun 79/1. maddesinde açıkça ifade edildiği üzere yönetmeliğe bırakılmıştır. Atıf yapılan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde, işverence Kuruma verilecek belgeler; işe giriş bildirgesi, aylık sigorta primleri bildirgesi, dönem bordrosu ve diğerleri şeklinde sıralanmıştır. Bu belgelerden birisinin dahi Kuruma verilmiş olması veya Kurumca fiilen ya da kayden sigortalı çalışma olgusunun tespiti halinde hak düşürücü süreden söz edilemeyecektir.
Kesintili çalışmanın varlığı halinde ise, kesintinin öncesi ve sonrasında oluşacak her çalışma devresi için dava koşullarının varlığı yukarıda belirtilen olgular dikkate alınarak belirlenecektir.
Ancak, davacı çalışmasının kesintisiz olarak devam ettiğini iddia ettiğinden çalışmanın kesintisiz olduğu kanıtlanırsa, hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemeyeceğinden işin esasına girip tüm delilleri değerlendirerek bir sonuca ulaşmak gerekmektedir.
Somut olayda, davacı 2003 yılından 2014 yılına kadar geçen çalışmalarının tespitini talep ettiği, davacı adına işe giriş bildirgesi verilmediği ve Kuruma bildirim yapılmadığı, çalışmaların da kesintili olduğu anlaşılmakla, davacının çalışması belli aralıklarla kesintiye uğramış olup, her çalışma devresi için hak düşürücü sürenin değerlendirilmesi gerekecektir. Davacı davasını 13.10.2014 tarihinde açmıştır. O halde hak düşürücü süre yönünden değerlendirme yapılmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
Mahkemece kabule göre de; dava kısmen kabul edilmiş olmasına rağmen davalı Kurum vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi hatalı olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş, davacının talep ettiği sürelerde kesintili çalışmaları söz konusu olup, hak düşürücü süre değerlendirilerek çıkacak sonuca göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.




Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön