21. Hukuk Dairesi 2016/15853 E. , 2018/4456 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

21. Hukuk Dairesi 2016/15853 E. , 2018/4456 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 05.05.1992-25.08.2008 tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı ve davalılardan Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava; davacının, davalı ...'de 05.05.1992 – 25.08.2000 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece; davacının 05.05.1992 – 12.05.1992 tarihleri arasındaki ve 15.02.2000 – 25.08.2000 tarihleri arasındaki çalışması davalı Kurum'a bildirildiğinden ve bu tarihler arasındaki dönem yönünden davacının dava açmasında hukuki yararı bulunmadığından bu döneme ilişkin davanın reddine, davacının 1993-1994-1995 yıllarına ilişkin açtığı hizmet tespiti davasının bu döneme ilişkin verilmiş işe giriş bildirgesi bulunmadığından hak düşürücü süre nedeni ile reddine, davacının 18.03.1996 – 31.12.1996 tarihleri arasında davalı Kurum'a bildirilmemiş 8 gün, 01.01.1997 – 31.12.1997 tarihleri arasında 124 gün, 01.01.1998 – 02.02.1998 tarihleri arasında 30 gün, 02.03.1998 – 31.12.1998 tarihleri arasında 15 gün, 15.03.1999 – 31.12.1999 tarihleri arasında 14 gün çalışmasının olduğu ve bu çalışmalarının davalı Kurum'a bildirilmesi gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı ...'de temizlik işçisi olarak çalıştığını beyan eden davacı adına davalı ... tarafından düzenlenen 05.05.1992 ( varide 18.05.1992 ), 18.03.1996 ( varide 21.03.1996 ), 02.03.1998 ( varide 04.03.1998 ), 15.03.1999 ( varide 18.03.1999 ) ve 15.02.2000 ( varide 14.02.2000 ) tarihli işe giriş bildirgeleri bulunduğu, davacı vekilince söz konusu işe giriş bildirgelerindeki imzaların davacıya ait olmadığının iddia edildiği, mahkemece imza incelemesine yönelik olarak gerekli belgeler toplanılmışsa da daha sonra imza incelemesinden vazgeçildiği, ayrıca davacının; 05.05.1992 – 12.05.1992, 1996/1. dönem – 1998/3. dönem, 15.03.1999 – 31.12.1999 ve 15.02.2000 – 25.08.2000 tarihleri arasında davalı ...'de geçen kısmi çalışmalarının davalı Kurum'a bildirildiği, bordro tanıklarından bir kısmının davacının aralıksız çalıştığını beyan ettikleri anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/8. maddelerine göre Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurum'ca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır. Yasa'da yer alan 5 yıllık süre hak düşürücü olup mahkeme tarafından kendiliğinden nazara alınması gerektiği gibi davacının aynı işyerinde çalışmasını sürdürmesinin veya 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde tekrar aynı işyerine girerek çalışmasının, hak düşürücü sürenin işlemesine engel olmayacağı ve hak düşürücü sürenin, kesilmesi ve durmasının mümkün bulunmadığı hukuksal gerçeği de ortadadır.
İşverenin, çalıştırmış olduğu sigortalılara ait hangi belgeleri Kurum'a vermesi gerektiği Yasa'nın 79/1. maddesinde açıkça ifade edildiği üzere yönetmeliğe bırakılmıştır. Atıf yapılan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği'nin dördüncü kısmında işverence verilecek belgeler düzenlenmiştir. Bunlar, aylık sigorta primleri bildirgesi (SSİYön.Madde16) , dört aylık sigorta primleri bordrosu (SSİYön. Madde 17), sigortalı hesap fişi (SSİY. Yön. Madde 18) vs.dir. Yönetmelik'te sayılan bu belgelerden birisinin dahi verilmiş olması halinde artık Yasa'nın 79/10 (eski 8) maddesinde yer alan hak düşürücü süreden söz edilemez. Yargıtay uygulamasında anılan maddenin yorumu geniş tutulmakta; eğer sayılan belgelerden birisi işveren tarafından verilmişse burada Kurum'un işçinin çalışmasından haberdar olduğu ve artık hizmet tespiti davası için hak düşürücü sürenin varlığından söz edilemeyeceği kabul edilmektedir.
Maddede belirtildiği üzere yönetmelikle tespit edilen belgelerin (işe giriş bildirgesi) verilmesi durumunda hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği gibi çalışmaların sigorta müfettiş raporu ile saptanması durumunda da hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemeyeceği açıktır. Bir sigortalının askere gitmeden önce çalıştığı işyerini askerliğe müteakip girmesi durumunda hizmet akdi mecburi hizmet nedeniyle kesilmiş olduğundan artık hak düşürücü sürenin oluştuğundan bahsedilemez.
Davacının sigortalı çalışmalarının Kuruma kısmen bildirildiği hallerde, eksik bildirimlere yönelik olarak açılan davada hak düşürücü süre işlemeyecektir. (Hukuk Genel Kurulu'nun 23.06.2004 gün ve 2004/21-369 E, 2004/371 K. sayılı kararı )
Halen yürürlükte olduğu şekliyle dava açma süresi beş yıl olup hak düşürücü süredir. 506 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girdiği tarihte beş yıl olan hak düşürücü süre 20.06.1987 tarih ve 3395 sayılı Kanun'un beşinci maddesiyle on yıla çıkarılmışken, 01.06.1994 tarih ve 3995 sayılı Kanun'un 3. maddesiyle tekrar beş yıla indirilmiştir.
Öte yandan; davacının çalışmalarının geçtiğini ileri sürdüğü işyeri bir kamu kuruluşudur. Bu nedenle, davalı işyerinde resmi kayıtlara dayanılması ve ücretin yazılı belge ile ödenmesi esastır. Kuruma hizmet bildirilmeyen dönemlerdeki ücret belgeleri ve bu dönemde davacıya ücret ödenip ödenmediği, ödeme yapılmışsa kim tarafından ödendiğinin araştırılması gerekir.
Somut olayda; her ne kadar mahkemece, 1993-1994-1995 yıllarına ilişkin talep yönünden; işe giriş bildirgesi verilmediği gerekçesi ile hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahisle talep reddedilmiş ise de; davacının talep ettiği dönemdeki çalışmaları kesintisiz ise hak düşürücü sürenin işlemeyeceği göz ardı edilerek ve bu yıllar açısından yeterli inceleme yapılmadan sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; davacının imza incelemesine yönelik talebi gereğince dosyada mevcut işe giriş bildirgeleri üzerinde imza incelemesi yaptırmak, daha sonra; özellikle 1993-1994-1995 yıllarında çalışması bulunan bordro tanıkları arasından re'sen seçilecek kişileri dinlemek, davalı ...'den davacıya ücret ödenip ödenmediğini sormak ve ihtilaflı döneme ait ücret bordroları ile puantaj kayıtlarının tamamının aslını veya onaylı ve okunaklı örneklerini getirtmek, ücret ödeme bordrolarında davacının imzasının bulunup bulunmadığını saptamak, davacının işyeri özlük dosyasının eksiksiz ve onaylı bir örneğini Belediye'den istemek, davalı ...'de talep edilen dönemde çalışmış şef, amir, müdür, muhasebe çalışanı gibi yetkili kişilerini dinlemek, davacının ihtilaflı dönemde ücretini ne şekilde aldığını araştırmak, bu konuda davacının beyanını almak, ücretini nasıl aldığını, kim tarafından nasıl ödendiğini sormak, bu dönemde çalıştığına ve ücret aldığına ilişkin belgeleri getirtmek, davacının resmi kayıtlara geçmeyen dönemlerde çalıştığını ve ücretini aldığını gösterir belgelerin ibraz edilememesi halinde bunun nedenini araştırmak ve böylece toplanan deliller değerlendirilerek, davacının çalışmasının sürekli olduğu anlaşılır ise hak düşürücü sürenin işlemeyeceğini de dikkate alarak varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine, 07.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.






Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön