21. Hukuk Dairesi 2016/19967 E. , 2018/2488 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

21. Hukuk Dairesi 2016/19967 E. , 2018/2488 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 01.01.2000 – 18.09.2013 tarihleri arasında çalıştığının tesipitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.

K A R A R


Dava davacının davalıya ait besi damında işçi olarak 01/01/2000 ile 18/09/2013 tarihleri arasında çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/8. maddeleri gereği bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilmeyen sigortalılar, çalışmalarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse bu çalışmaların Kurumca dikkate alınacağı belirtilmiştir. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı, kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de, çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının hizmet cetvelinde bildirimin mevcut olmadığı,davacı, davalı ve komşu tanıkların tespit edilip dinlendiği, davalı işverene ait besi damının elektrik aboneliğinin 30.10.2010 tarihinde başladığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davalı tarafından verilen cevap dilekçesinde ve davalı tanıklarının beyanları doğrultusunda vasi tayini gerekip gerekmediği hususu araştırılmadan, tanık beyanlarında çelişki giderilmeden, davacının uyuşmazlık döneminde Denizli’de 1-2 yıl kalıp kalmadığı ve bu durumda hak düşürücü süre değerlendirilmeden ve beyanlarda geçen ...ile köyün azalarıda dinlenmeden olaya uygun olmayan gerekçeyle davanın reddi hatalıdır.
Yapılacak iş;
1-Davacıya vasi tayini gerekip gerekmediği hususunda, vesayet makamına ihbarda bulunmak ve sonucunu beklemek,
2- Komşu işyeri tanığı beyanında ve davacı tanığı beyanında da geçen davacının Denizli iline gidip 1-2 yıl kalması hususunun hangi yıl olduğu konusunda tanıklar arasındaki çelişkiyi gidermek ve hangi yıllar kaldığı tespit edildikten sonra davanın hak düşürücü süreyi uğrayıp uğramadığını değerlendirmek
3- Tanık beyanlarında geçen ...'ı ve besi damının bulunduğu köyün azalarını dinlemek
4-Komşu işyeri tanığı ...'ın beyanlarında geçen 2010 yılı sonrası çalışmanın hak düşürücü süre söz konusu olmadığı takdirde mevcut olduğu fakat 2010 yılı öncesi baraj altında kalan besi damındaki çalışmanın mevsimlik mi yoksa kısmi veya tam çalışma olup olmadığını gerektiğinde yeniden dinlemek ve başkaca tanık beyanları ile de tespit etmek ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 19.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön