T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi
Esas: 2004/23897
Karar: 2005/1492
Karar Tarihi: 01.02.2005
Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçiler vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar: Dairemizin süregelen içtihatlarında da benimsendiği üzere tapuda hissedar olup hissesi satılmayan kişi de İİK.nun 134. maddesinde belirtilen ilgililerden sayılır ve ihalenin feshi davası açabilir. Bu nedenle İİK.nun 127. maddesi gereğince taşınmazın tapu siciline kayıtlı adresleri varsa bu adreslerine satış ilanı tebliği zorunludur. Ancak anılan madde gereğince adresin tapuda kayıtlı olmaması halinde ayrıca adres araştırması yapılmaz. Gazetedeki satış ilanı tebligat yerine geçer. Somut olayda tapu kaydında hissesi satılmayan şikayetçilerin tapuda yazılı adreslerinin <Gümüşyazı Köyü> olduğu görülmüştür. Ayrıca bu adrese çıkan kıymet takdiri rapor tebligatlarının her iki şikayetçi yönünde de adresten ayrıldıklarından bahisle 04.12.2002 tarihinde tebliğ edilmeden iade edildiği anlaşılmaktadır. Ayrıca satış ilanının tebliği yönünde icra dosyasında herhangi işleminde yapıldığına dair belgeye de rastlanılmamıştır. Tapuda yazılı adres 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 35/4. maddesinde öngörülen resmi adres niteliğinde olduğundan, anılan maddeye göre tebliğ işleminin tamamlanması gerekirken bu yönde bir tebliğ işlemi yapılmadan taşınmazın ihale edilmiş olması başlı başına ihalenin fesih nedenini oluşturur. Yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca şikayetin kabulü yerine yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi isabetsizdir.
Sonuç: Şikayetçiler vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle İİK.nun 366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 01.02.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.
T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi
Esas: 2006/386
Karar: 2006/3116
Karar Tarihi: 21.02.2006
1- Şikayetçi A. Güven adına çıkartılan satış ilanı tebliğ işleminin 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre yapıldığı yazılı olmasına rağmen Tebligat Tüzüğünün 28. maddesinin uygulanmadığı görülmüştür. Tüzüğün anılan maddesine göre, adresinde neden bulunmadığı komşu, kapıcı, yönetici, zabıta amir ve memurları vs. gibi kimselerden sorulmalı, tevziat saatinden sonra adrese gelindiğinin tespit edilmesi ve bunun tebligat parçasına yazılıp ilgilisine imza ettirilerek belgelendirilmesi halinde 21. maddeye göre tebligat yapılabilir. Somut olayda yukarıda yazılı hususlar yerine getirilmediğinden anılan tebligat bu haliyle usulsüzdür. (Hukuk Genel Kurulu'nun 18.4.2001 tarih, 2001/6-386 esas, 2001/389 karar sayılı kararı). Dairemizin süreklilik arz eden içtihatlarına göre, taşınmaz hissedarına satış ilanının usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir. Bu nedenle şikayetçi A. Güven yönünden ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken bu hususun gözardı edilmesi doğru değildir.
Sonuç: Şikayetçiler vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü Mahkeme kararının şikayetçi A. Güven yönünden yukarıda 1. ve 2. madde de, şikayetçi Y. Ekşi yönünden ise 2. madde de yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK. nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 21.02.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.
12. Hukuk Dairesi 2014/26946 E. , 2014/25147 K.
"İçtihat Metni"
T.C.
MAHKEMESİ : Gaziantep 1. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 06/03/2014
NUMARASI : 2013/1764-2014/412
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçiler tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
İhale konusu olan taşınmazların hissedarlarından olan şikayetçiler C.. K.. ve A.. K.. vekilinin Gaziantep 1. Satış Memurluğu'nun 2011/13 sayılı satış dosyasından yapılan ihalelerin feshi istemi ile sulh hukuk mahkemesi'ne şikayet yoluyla başvurusunda, ihalenin feshi nedeni olarak ileri sürdüğü sair iddiaların yanı sıra , şikayetçi A.. K..'a yapılan satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek ihalenin feshini istemiş, mahkemece istemin reddine karar verilmiştir.
1-İİK'nun 134/8. maddesinde; "İhalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili, vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur" düzenlemesi yer almaktadır.
Somut olayda, ihalenin feshi istemi esastan reddedilen şikayet konusu taşınmazlardan 40.200,00 TL muhammen bedelli . ada .parsel sayılı taşınmazın 99.100,00 TL ye, 97.875,00 TL muhammen bedelli .ada. parsel sayılı taşınmazın 115.000 TL'ye, 78.600,00 TL muhammen bedelli 101 ada 37 parsel sayılı taşınmazın 80.000 TL ye satıldığı, dolayısıyla bu taşınmazların satış bedellerinin muhammen bedellerinin üzerinde olduğu anlaşılmaktadır. Şikayet dilekçesinde taşınmazın kıymetinin düşük olduğu da ileri sürülmediğine göre bu taşınmazlar yönünden zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, şikayetçilerin ihalenin feshini istemekte hukuki yararları yoktur. Mahkemece istemin bu nedenle reddi yerine işin esasının incelenerek sonuca gidilmesi yerinde değil ise de sonuçta istem reddedildiğinden mahkeme kararı sonuç itibariyle doğrudur. Ancak, istemin İİK.nun 134/8.maddesi uyarınca şikayetçinin menfaatinin muhtel olmaması nedeniyle reddi halinde işin esasına girilmemiş olacağından İİK'nun 134/2. maddesi gereğince borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmesi doğru değildir.
2- İhalesinin feshi istenen diğer taşınmazlar yönünden ise;
İİK'nun 127. maddesine göre "ilanın bir sureti borçluya, alacaklıya ve taşınmazın tapu siciline kayıtlı bulunan alakadarların tapuda kayıtlı adresleri varsa bu adreslerine tebliğ olunur" Taşınmazda pay sahibi olan kişiye satış ilanının usulüne uygun tebliğ edilmemesi ise, başlı başına ihalenin feshi nedenidir.
7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligat muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 Sayılı Yasa'nın 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır.
Aynı Kanun'un "Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina" başlıklı 21. maddesine, 6099 Sayılı Yasa'nın 5. maddesi ile eklenen 2. fıkrasında; "Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır" hükmü yer almaktadır.
Söz konusu 7201 Sayılı Yasa'nın 10. maddesi ile ilgili değişikliğe ilişkin kanun gerekçesinde, kişilere getirilen adres kayıt sistemi zorunluluğu ile birlikte işleyişin kolaylaştığı dile getirilmiş, ancak yapılan yeni düzenlemeyle, öncelikle yine bilinen en son adrese tebligat yapılacağı, tebligatın yapılmasını isteyenin veya tebligatı çıkartan makamın bildirdiği adresin, tebligata elverişli olmadığının anlaşılması ya da bu adrese tebligat yapılamaması halinde, muhatabın 5490 Sayılı Kanun'a göre adres kayıt sistemindeki adresinin bilinen en son adresi olarak kabul edileceği ve tebligatın buraya yapılacağı açıklanmış, değişiklik ile birlikte adres kayıt sistemi dışında başkaca adres araştırması yapılmasının gerekmeyeceği vurgulanmıştır.
7201 Sayılı Yasanın 21. maddesi ile ilgili değişikliğe ilişkin kanun gerekçesinde ise, 21/1. maddeye göre bilinen en son adrese çıkartılan tebligattan sonuç alınamazsa, bu kanunun 10/2. maddesi gereği adres kayıt sistemindeki adres esas alınarak başkaca araştırma yapılmaksızın o adrese tebligat çıkarılacağı açıklanmıştır. Bunun yapılabilmesi için de tebligatı çıkaran merciin, muhatabın adresinin adres kayıt sistemindeki adresi olduğunu ve tebligatın TK'nun 21/2. maddesine göre yapılacağını tebliğ evrakında belirtmesi gerekmektedir.
Ayrıca Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesinde; "Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır, ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79. maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir" hükmü yer almaktadır. Bu yönetmeliğe göre 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğuna dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunludur. Yani; tebligatı çıkaran merci tarafından adres kayıt sistemine ilişkin olarak şerh verilmeden dağıtıcı tarafından 2l/2. maddeye göre tebliğ işlemi yapılamaz.
Tüm bu açıklamalar doğrultusunda kişiye önce bilinen en son adresi esas alınarak Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre tebligat çıkartılmalı, adres tebligata elverişli değilse ya da tebligat yapılamazsa adres kayıt sistemindeki adresine buna ilişkin şerh verilerek 21/2. madde uyarınca tebligat yapılmalıdır.
Somut olayda, şikayetçi A.. K..'a gönderilen satış ilanı doğrudan şikayetçinin adres kayıt sistemindeki adresine ( mernis ) TK. nun 21/2 maddesine göre tebliğ edilmiş ise de; TK.' nun 10/2. maddesi gözardı edilerek borçluya önceden hiçbir tebligat çıkarılmaması nedeniyle yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya TK.'nun 21/2. maddesine göre tebliğ işlemi yapıldığından ve ayrıca tebligat parçasında “M.A.” şerhi ile birlikte “adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhat” da bulunmadığından kıymet takdir raporu ve satış ilanı tebligatları da usulsüzdür.
O halde, mahkemece, açıklanan nedenlerle şikayetin kabulü ile ihalenin; ..ada ..parsel, . ada 2 parsel, .. ada. paresl nolu taşınmazlar yönünden feshine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ :Şikayetçilerin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.
12. Hukuk Dairesi 2013/30291 E. , 2013/36526 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Babaeski Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/07/2013
NUMARASI : 2013/377-2013/586
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Şikayetçi hissedar, kendisine gönderilen tebligatların gönderilmediğini, ihaleden haberi olmadığından ihalenin feshini talep etmiş, mahkemece 17.04.2013 tarihinde tebligat yapıldığından istemin reddine karar verilmiştir.
Şikayete konu satış dosyasının incelenmesinde, şikayetçiye satış ilanı tebligatının üzerine Takibe konu Antalya 4.İcra Müdürlüğü'nün ..... takip numaralı dosyasının incelenmesinde ''Mernis Adresi'' yazılarak tebliğe çıkarıldığı ve dağıtıcı tarafından TK.'nun 21/2.maddesine göre 17.04.2013 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.
2709 Sayılı 1982 Anayasası'nın Hak Arama Hürriyeti başlıklı 36. maddesine göre; '' Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.''
7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun Bilinen Adreste Tebligat başlıklı 10/1. maddesine göre ''Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir.'', 11.01.2011 tarihinde 6099 Sayılı Kanunun 3.maddesiyle eklenen 10/2.maddesine göre; '' Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.''. Aynı yasanın Tebliğ İmkansızlığı Ve Tebellüğden İmtina başlıklı 21. maddesine 6099 Sayılı Kanunun 5.maddesiyle eklenen 21/2.maddesine göre;'' Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.'' Aynı yasanın Usulüne Aykırı Tebliğin Hükmü başlıklı 32.maddesine göre ''Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur.''
Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik'in Bilinen Adreste Tebligat başlıklı 16/2.maddesine göre ''Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.
6099 Sayılı Kanunun genel gerekçesinde; ''... Uygulamada yaşanan sorunları önlemek üzere Tasarıda yer verilen en önemli değişiklik, 25/4/2006 tarihli ve 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununda kabul edilen "adres kayıt sistemi"nin Tebligat Kanununa intibakının sağlanmasıdır. Hatta bu yolla, bazen on-onbeş tebligatla dahi sonuç elde edilemeyen durumlarda (ilânen tebligatın gerektirdiği istisnaî hâller hariç), en fazla iki veya üç tebligatla sorun çözülebilecektir.
Tebligat Kanunun 10.maddesine ek fıkra eklenmesiyle ilgili 6099 Sayılı Kanunun 3.maddesinin gerekçesinde '' Tebligat Kanununun 10. maddesine eklenen ikinci fıkra ile tebligata ilişkin sorunların belki de en önemli kısmının çözüme kavuşturulması amaçlanmıştır. ..Yapılan yeni düzenlemeyle, önce yine bilinen en son adrese tebligat yapılacaktır. Böylelikle, muhataba daha kolay ulaşılabilecek bir adres biliniyorsa oraya tebligat yapılması imkânı açık tutulmuştur. Ancak, tebligatın yapılmasını isteyenin veya tebligatı çıkartan makamın bildirdiği adresin, tebligata elverişli olmadığının anlaşılması ya da bu adrese tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın 5490 Sayılı Kanuna göre adres kayıt sistemindeki adresi bilinen son adresi olarak kabul edilerek, tebligat buraya yapılacaktır. Hiç kimse, adres değişikliğini bildirmemek suretiyle ihmali veya adresini belirsiz hâle getirecek kötü niyetli davranışlarıyla hak elde etmemelidir. Hukuk düzeni, kişinin açık ihmal veya kötü niyetini korumaz. Adres kayıt sistemi dışında ayrıca bir adres araştırması yapılmayacaktır. Bu açıdan, adres kayıt sistemindeki adres, başkaca araştırma yapılmasını gerekli kılmayan son adres olarak kabul edilmiştir. Bu durumda, ne tebligatı çıkartan merciin ne de posta memurunun başkaca bir adres araştırması yapmasına gerek bulunmamaktadır.Adres kayıt sistemiyle ilgili olarak yapılan bu düzenlemenin sonucu olarak gereksiz zaman, işgücü ve maddî kaybın önüne geçmek için, bilinen adrese yapılan tebligatın karşılıksız kalması halinde adres kayıt sistemindeki adrese yapılan tebligatın geçerli sayılacağı kabul edilmiştir. ''21. maddeye ek fıkra eklenmesiyle iligi 4. maddesinde; '' Tebligat Kanununun 21. maddesi çok sık uygulanan bir hükümdür. Bu maddede, muhatap veya kendisine tebliğ yapılabilecek kimselerden hiçbiri tebliğ adresinde bulunmaz veya bulunduğu hâlde tebellüğden imtina ederse, hangi yolun izleneceği belirtilmiştir. Bu durumda maddenin birinci fıkrasındaki yol izlenerek tebligat yapılacaktır. Bu maddeye ikinci fıkra eklenmiş, eklenen fıkrayla adres kayıt sistemindeki adrese tebligat yapılması hâlinde izlenecek yöntem belirtilmiştir. Zira, 10. maddede yapılan değişiklikle birlikte, bilinen en son adrese çıkartılan tebligattan sonuç alınamazsa, adres kayıt sistemindeki adres esas alınacak, başkaca araştırma yapılmadan tebligat o adrese yapılacaktır.''denilmiştir.
Tebligat Kanunu'nun 10.maddesine eklenen ikinci fıkrasında gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. Muhatabın adresi takip alacaklısı (veya davacı) tarafından bildirilecek ve normal tebligat çıkarılacaktır. İlk defa bildirilen adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi veya başka bir adresi olması arasında fark bulunmamaktadır.Her iki adreste Tebligat Kanununun 10/1.maddesi kapsamında bilinen adrestir. Bildirilen adrese çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre çıkarılacaktır. Tebligat Kanunu'nun 10/2 ve 21/2. maddelerini farklı şekilde yorumlayarak muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine başka adresi bilinmiyor diyerek doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılması doğru olmaz. Bu davaranış Anayasanın 36. maddesine aykırı olur ve muhatabın savunma hakkının kısıtlanması anlamına gelir. Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi aynı zamanda özünde cezalandırmayı da amaçlayan bir düzenleme içermektedir. Yasa koyucu 5490 Sayılı Kanuna göre doğru adresini zamanında Nüfus Müdürlüğü'ne bildirmeyen vatandaşı cezalandırmak amacını gütmüştür. Tebligat yasasının dar yorumlanması geçerli bir mazereti nedeniyle yeni adresini zamanında Nüfus Müdürlüğü'ne bildiremeyen veya önemli bir mazereti nedeniyle (yatarak hastanede tedavi gören hasta gibi) bir kaç aylığına adresinden ayrılmak zorunda kalan vatandaşın cezalandırılmasına neden olur. Yasanın yorumunda yardımcı kaynak olan madde gerekçeleri bu konuda bize ışık tutmaktadır. Tebligat Kanunu'nda değişiklik getiren madde gerekçelerinden açıkça anlaşılacağı üzere iki veya üç tebligatla sorun çözülmek istenmiştir. Hem yasa metninde, hem yasanın uygulanmasını gösteren yönetmelikte ve hem de madde gerekçesinde muhatabın sadece adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresinin bilinen adres olarak bildirilmesi halinde doğrudan doğruya 21/2'ye göre tebligat yapılacağı açıklamasına yer verilmemiş, bilakis bildirilen adrese tebligat yapılamaması halinde 21/2'ye göre tebligat yapılacağı önemle vurgulanmıştır. Ayrıca Tebligat Yönetmeliğinin 79.maddesinde T.K.'nun 21/2.maddesine göre çıkarılacak tebligatların açık mavi renkli zarflarla yapılacağının belirtilmesi bu usulün hemen başvurulacak bir yol olmadığı,istisna olarak ve belirli şartların oluşması halinde başvurulacak bir tebligat şekli olduğunu da göstermektedir. İlk defa bildirilen adres kayıt sistemindeki adres, tebligat yapılamayacağı açıkça anlaşılan bir adres olmadığı için öncelikle normal bir tebligat çıkartılarak Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesinde ve Tebligat Yönetmeliğininin 30.maddesinde muhatap lehine olan araştırmaların yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işleminin yerine getirilmesi gerekir. Tebligatın anlamı bildirimdir. Tebligatın yazılı bildirim ve belgelendirme olmak üzere iki ana unsuru vardır. Tebligat savunma hakkı ile sıkı sıkıya bağlıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 30.12.2009 tarihli 2009/12-563 E. - 2009/600 K. sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere icra takibinin sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, itirazların yapılabilmesi ve takibin süratle sonuçlandırılabilmesi, ancak, tarafların icra takibinden usulünce haberdar edilmesi ile mümkündür. Zira, takip borçlusunun hangi icra dairesinde aleyhine takip bulunduğunu, hakkındaki taleplerin nelerden ibaret olduğunu bilmesi ve varsa itirazlarını zamanında ve doğru merciye yöneltebilmesi usulüne uygun olarak yapılacak tebligat ile sağlanabilir.
Somut olayda şikayet konusu yapılan tebligatın TK.'nun 10/2.. maddesi göz ardı edilerek ihalenin feshini talep edene önceden hiçbir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya TK.'nun 21/2. maddesine göre çıkartıldığı ve bu tebligatın yukarıda anlatılan nedenlerle usule aykırı bir tebligat olduğu görülmüştür.
İİK.nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği taraflara tebliğ edilmelidir. Şikayetçiye satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir. Bu nedenlerle mahkemece istemin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi isabetsizdir.
SONUÇ :Davacının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.
12. Hukuk Dairesi 2013/11042 E. , 2013/16273 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Alanya 1. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/02/2013
NUMARASI : 2011/771-2013/134
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı ve ihale alıcısı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değilse de;
Şikayetçiler icra mahkemesine başvuru dilekçesinde, kendilerinin de hissedarı oldukları Alanya ilçesi, ...Beldesi, ...mevkii, ... ada, ... numaralı parselde kayıtlı taşınmazın borçlu H.K.'e ait 1/4 hissesinin ihale ile satışının yapılmasına rağmen kendilerine kıymet takdiri ve satış ilanının usulüne uygun tebliğ edilmemiş olmasından bahisle ihalenin feshine karar verilmesini talep etmişler, mahkemece, ilgili sıfatı bulunan şikayetçilere yapılan kıymet takdiri ve satış ilanının usulüne uygun tebliğ edilmediği gerekçesiyle ihalenin feshine karar verilmiştir.
İİK'nun 127. maddesinde 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Yasa'nın 30. maddesi ile değişiklik yapılmış, tapu siciline kayıtlı bulunan ilgililerin tapuda kayıtlı adresleri varsa bu adreslerine tebliğ yapılacağı, adresin tapuda kayıtlı bulunmaması halinde varsa adres kayıt sistemindeki adreslerinin tebligat adresleri olarak kabul edileceği, bunların dışında adres araştırması yapılamayacağı, gazetede yapılan satış ilanının tebligat yerine geçeceği belirtilmiştir. Ancak 6352 Sayılı Yasa'nın 106-a maddesi gereğince bu hükmün kanunun yayımı tarihinden itibaren altı ay sonra yani 05.01.2013 tarihinde yürürlüğe gireceği, 38. madde ile eklenen Geçici 10. madde gereğince de 6352 sayılı Yasa'nın ilgili hükümlerinin yürürlüğe girdiği tarihten önce başlanan takip işlemleri hakkında, değişiklikten önceki hükümlerin uygulanmasına devam edileceği düzenlenmiştir.
İhalenin feshi talebine konu takip işlemlerine 6352 sayılı Yasa'nın ilgili hükmünün yürürlüğünden önce başlandığından değişiklikten önceki İİK'nun 127. maddesi uygulama alanı bulacaktır. İİK'nun değişiklikten önceki 127. madde hükmü gereği satış ilanının gayrimenkulun tapu siciline kayıtlı bulunan alakadarların tapuda kayıtlı adresleri varsa bu adreslerine tebliğ edilmesi zorunludur. Adresin tapuda kayıtlı olmaması halinde ayrıca adres tahkiki yapılmaz. Gazetedeki satış ilanı tebligat yerine geçer.
Somut olayda, takip dosyası incelendiğinde şikayetçi hissedarların ihaleye konu taşınmazın tapu kaydında adreslerinin mevcut olmadığı, bu sebeple şikayetçilerin mevcut adreslerine yapılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi üzerine TK'nun 35. maddesine göre tebligat yapıldığı anlaşılmıştır. İİK'nun 127. maddesi gereğince ilgililerin adresleri tapuda kayıtlı değilse ayrıca adres araştırması yapılmaz ve gazetedeki satış ilanı tebligat yerine geçer. Bu nedenle ilgililerin adres kayıt sistemlerinde mevcut adreslerine TK'nun 21. maddesi gereğince tebligat yapılması gerektiği iddiası yerinde değildir.
Belirtilen nedenlerle, mahkemece ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, tapu kayıtlarında adresleri görülmeyen ilgililere satış ilanının usulüne uygun tebliğ edilmediği gerekçesiyle ihalenin feshine karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ :Alacaklının ve ihale alıcısının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/04/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.
12. Hukuk Dairesi 2014/27486 E. , 2014/26403 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep 1. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/03/2014
NUMARASI : 2013/1858-2014/553
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçiler tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Şikayetçi hissedarlar vekili icra mahkemesine başvurusunda; diğer şikayet nedenleri yanında müvekkillerine yapılan satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğunu da ileri sürerek 22.10.2013 tarihli taşınmaz ihalesinin feshini talep ettiği, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21/1. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır” hükmü yer almaktadır.
Madde metni, iki hali birlikte düzenlemiştir. Bunlardan ilki “adreste bulunmama”, diğeri ise “tebellüğden imtina”dır. Muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiğini düzenleyen Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik'in 30. maddesinin birinci fıkrasında; “Adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir..” hükmüne yer verildiği, Tebligat Kanunu'nun ''Tebligat Mazbatası'' başlıklı 23.maddesinin 7.bendinde ''21. maddedeki durumun tahaddüsü halinde bu hususlara mütaallik muamelenin yapıldığının, adreste bulunmama ve imtina için gösterilen sebebin tebligat mazbatasına yazılmasının" emredildiği, "Tebliğ mazbatasında bulunması gereken bilgiler ve tanzimi'' başlıklı Tebligat Yönetmeliğinin 35. maddesinin (f) bendinde ise ''30. ve 31. maddelerdeki durumların gerçekleşmesi halinde bu hususlarla ilgili hangi işlemlerin yapıldığının, adreste bulunmama ve kaçınma için gösterilen sebebin tebligat mazbatasına yazılacağının" hüküm altına alındığı görülmüştür.
Burada Yönetmeliğin 30. maddesi, tebliğ memuruna ilgilinin neden adreste bulunmadığını “tahkik etme” görevini yüklemiştir. Buna göre tebliğ memuru tahkik etmekle kalmayıp, tevsike yönelik olarak yaptığı tahkikatın sonucunu Tebligat Kanunu'nun 23/7. ve Tebligat Yönetmeliğinin 35/f bendi gereğince tebliğ evrakına yazacak ve maddede açıkça belirtildiği üzere ilgilisine imzalatacaktır. Ancak bu şekilde, yapılan işlemin usulüne uygun olup olmadığı, hakim tarafından denetlenebilir.Muhatabın, tebliğ adresinde ikamet etmekle birlikte, kısa ya da uzun süreli ve geçici olarak adreste bulunmadığının, tevziat saatlerinden sonra geleceğinin beyan ve bunun tevsik edilmesi halinde ancak, maddede sayılanlardan, örneğin muhtara imza karşılığı tebliğ edilip, 2 numaralı fişin kapıya yapıştırılması ve komşunun durumdan haberdar edilmesi işlemlerine geçilebilecektir. Tahkikatta muhatabın adresten kesin olarak ayrıldığının ya da öldüğünün veya tebligatın, tebliğ evrakında belirtilen tarihten önce yapılamayacağının anlaşılması halinde Tebligat Yönetmeliğinin 30. maddesinin 2., 3., 4. ve 5. fıkraları gereğince işlem yapılacaktır.Bu itibarla; Tebligat Yönetmeliğinin 30. maddesinde öngörülen şekilde ve maddede belirtilen kişilere sorularak imzaları da alınmak suretiyle, imzadan çekinmeleri halinde, bu husus da belirtilerek, Tebligat Yönetmeliğinin 35.maddesi gereğince muhatabın adreste geçici olarak bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra geleceği “tevsik edilmeden”, Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre yapılan tebligat işlemi geçersizdir. Zira bu belgeleme işlemi, devamı işlemleri belirlemesi yanında muamelenin doğru olup olmadığına karar verilmesi yönünden yardımcı olacak ve tebliği isteyen makam ve hakimin denetimini sağlayacaktır.Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılan tebligatlarda tebliğ tarihi, maddenin son cümlesinde açıkça belirtildiği üzere, iki numaralı fişin, yani ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihtir. Tebliğ tarihinin bu şekilde belirlenmesi ve geçerli sayılabilmesi, tebliğ memurunun yukarıda açıklanan araştırmayı mutlaka yapmasına ve belgelemesine bağlıdır.
Somut olayda, hissedarlar M.. D.. ve H.. D..’a satış ilanı tebliğ işleminin 26.08.2013 tarihinde; “ tevziat saatinde kapalı olup en yakın komşu isim ve imzadan imtina ederek muhatabın çarşıda olduğunu beyan etti, T.K ‘nun 21. maddesine göre mahalle muhtarının imzasına tebliğ edildi, 2 no’lu haber kağıdı kapıya yapıştırıldı, isim ve imzadan imtina eden komşusuna haber verildi.” şerhi ile Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılmak istendiği, ancak beyanı alınan komşunun isminin tespit edilmediği anlaşılmıştır. Bu durumda tebliğ mazbatasında komşunun isim ve imzadan imtina etmiş olduğunun şerhedilmesi tebligatı geçerli hale getirmez.
Şikayetçilerden E.. M..’a satış ilanının mernis adresi olan “.. Mahallesi ... Caddesi No:23 İç Kapı No: 2 Şehitkamil/Gaziantep” adresine gönderildiği, 03.09.2013 tarihinde ” muhatabın o anda evde olmaması sebebi ile muhatap yerine aynı evde ikamet eden kaynı S.. M...” imzasına tebliğ edildiği görülmektedir. Mahkemece yaptırılan jandarma tahkikatında, S.. M..l ve E.. M..’ın tebliğ tarihinde .... Mahallesinde yani başka bir mahallede aynı yerde oturdukları tespit edildiğine göre, tebligatın 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 16. maddesine uygun olmadığı anlaşılmaktadır.
İİK.nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği taraflara tebliğ edilmelidir. İhalesi yapılan taşınmazda paydaş olan şikayetçiler Mehmet, Hüseyin ve Emine’ye satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir.
O halde mahkemece ihalenin feshi isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi isabetsizdir.
SONUÇ :Şikayetçilerin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Tapuda hissedar olup hissesi satılmayan kişi de İİK.nın 134.maddesinde belirtilen ilgililerdendir.
- Hepsihukuk
- Mesaj Panosu Yöneticisi
- Mesajlar: 2291
- Kayıt: 28 Mar 2021, 13:29
- İletişim:
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 320 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Hepsihukuk
-
- 0 Cevaplar
- 553 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Hepsihukuk
-
- 0 Cevaplar
- 352 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Hepsihukuk
-
- 0 Cevaplar
- 559 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Hepsihukuk
-
- 0 Cevaplar
- 334 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Hepsihukuk
-
- 0 Cevaplar
- 440 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Hepsihukuk
-
- 0 Cevaplar
- 385 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Hepsihukuk
-
- 0 Cevaplar
- 558 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Hepsihukuk
-
- 0 Cevaplar
- 519 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Hepsihukuk
-
- 0 Cevaplar
- 320 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Hepsihukuk