Borçluya Değil de Üçüncü Kişiye Ait Rehinli Taşınmaz Konkordato Satış Yasağı Kapsamında Değildir

İcra ve İflas Hukukunda İhale İşlemleri, Sıra Cetveli ve Paraların Paylaştırılması, İhale Bedelinin Nemalandırılması, İhalenin Feshi
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Hepsihukuk
Mesaj Panosu Yöneticisi
Mesajlar: 2258
Kayıt: 28 Mar 2021, 13:29
İletişim:

Bilindiği üzere, konkordato borçlu bakımından hüküm ve sonuç doğurur. Konkordatonun başarıya ulaşması için borçlunun mal varlığının korunması gereklidir. İİK'nun 295. maddesi de bu amaca hizmet eden bir hüküm içerir.

Yukarıda da belirtildiği üzere konkordatonun amacının borçlunun mal varlığını korumak olduğu dikkate alındığında, rehin konusu malın üçüncü kişi tarafından verilmesi durumunda, söz konusu rehnin paraya çevrilmesi, konkordato isteminde bulunan borçlunun pasifine etki etmeyecektir. Bu nedenle 3. kişi tarafından verilen rehnin paraya çevrilmesinin konkordato kapsamında engellenmesi kanun koyucunun amaçladığı bir sonuç olarak düşünülemeyecektir. Bu kapsamda, konkordato talep eden borçlu şirket lehine ipotek veren 3. kişiye ait taşınmazın satışına izin verilmesi talebinin, ipotek verilen taşınmazın konkordato talep eden şirkete ait olmaması ve 3. kişiye ait rehinli malın konkordato projesine dahil edilmesinin de mümkün olmaması nedenleriyle İİK 295. maddesi kapsamında değerlendirilmesi söz konusu olamayacaktır.

Bu açıklama doğrultusunda somut olay değerlendirildiğinde; ipotek verilen taşınmazın konkordato talep eden şirkete ait olmaması nedeniyle İİK 295. maddesi hükmünün uygulanması söz konusu olamayacağı gibi 3. kişinin rehinli taşınmazının Mahkemece verilen 20.08.2024 tarihli muhafaza ve satış yasağı kapsamında olması da söz konusu değildir.

Diğer taraftan rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takipte İİK 149. ve İİK 149/b maddeleri gereğince asıl borçlu ile ipotek borçluları arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunmaktadır. Ancak takipte, üçüncü kişiyle borçlunun birlikte hareket etme zorunluluğu bulunmadığından, rehinli mal maliki üçüncü kişiyle borçlunun icra takibinde beraber taraf olması şekli bir gereklilik olduğu açıktır.

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 16.02.2021 tarihli 2021/1389 E. 2021/275 K. sayılı ilamı; "...İİK 295. maddesi "Mühlet sırasında rehinde temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez" şeklindedir.

17.07.2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunla değişik İİK 289. maddesi de aynı ifadeleri taşımaktadır. 28.02.2018 tarih ve 7101 sayılı Kanun yürürlüğünden önce doktrin maddede belirlenen rehinli malın borçluya ait olması konusunda fikir birliği içindedir. (Gündoğan, Postacıoğlu, Üstündağ Kuru) Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 20.10.1993 tarih 6282/6805 karar sayılı ilamında da 3. kişi rehninin konkordato nisabında adi alacak olarak gözönünde bulundurulmasına karar vermiştir.

Meseleyi konkordatonun amacı çerçevesinde değerlendirmek gerekir. Konkordato dürüst bir borçlunun belli bir zaman kesiti içerisindeki bütün adi alacaklarını yetkili makamın onayı ve alacaklı çoğunluğunun kabulü ile tasfiyesinin sağlandığı bir icra biçimidir.

Bu amacın gerçekleştirilmesi yani konkordatonun başarıya ulaşması için borçlunun malvarlığının korunması gerekir. İİK.nın 295. maddesi de bu amaca hizmet eden bir hüküm içerir. Rehni 3. kişinin vermesi halinde bu rehnin paraya çevrilmesi konkordato talep eden borçlunun pasifine etki etmeyecektir. Bu haliyle 3. kişi tarafından verilen rehnin paraya çevrilmesini konkordato kapsamında engellenmesi kanun koyucunun amaçladığı bir sonuç olarak düşünülemez.

İİK 45. maddesi uyarınca alacaklı önce rehne müracaat etmelidir. Maddede rehnin 3. kişi tarafından verilmiş olması durumu ayrık tutulmamıştır. Bu nedenle alacaklının 3. Kişi tarafından verilen rehne öncelikle müracaat etmesi, konkordato talep eden borçlunun malını koruma altında tutacak olup bu husus konkordato kurumunun amacına uygun olacaktır." şeklindedir.

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 17.06.2021 tarihli 2021/4430 E. 2021/2814 K. sayılı ilamı; "...İİK 295. maddesi "Mühlet sırasında rehinde temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez" şeklindedir.

17.07.2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunla değişik İİK 289. maddesi de aynı ifadeleri taşımaktadır. 28.02.2018 tarih ve 7101 sayılı Kanun yürürlüğünden önce doktrin maddede belirlenen rehinli malın borçluya ait olması konusunda fikir birliği içindedir. (Gündoğan, Postacıoğlu, Üstündağ Kuru) Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 20.10.1993 tarih 6282/6805 karar sayılı ilamında da 3. kişi rehninin konkordato nisabında adi alacak olarak gözönünde bulundurulmasına karar vermiştir...Gerek 295 maddesinin ruhunda ve gerekse 45. Madde bağlamında zikredilen rehinli malların borçlunun kendisine ait mallar olduğunun kabulünde zorunluluk vardır." şeklindedir.

Y. HGK. 03.03.2022 tarihli 2021/(15)6-772 E. 2022/240 K. Sayılı ilamı; "...Konkordatonun başarıya ulaşması ve alacaklıların alacaklarını tahsil edebilmesi için borçlunun malvarlığının korunması gerekmekte olup, İİK’nın 295. maddesi de bu amaçla konkordato isteminde bulunanın verdiği ipotek nedeniyle muhafaza tedbiri alınmasını, satışın yapılmasını engellemiştir. Rehin konusu malın üçüncü kişi tarafından verilmesi hâlinde söz konusu rehnin paraya çevrilmesi de istemde bulunan borçlunun pasifine etki etmeyecektir. Bu nedenle üçüncü kişi tarafından verilen rehnin paraya çevrilmesi mümkündür.

Gerek İİK hükümleri gerekse konkordato mühletinin amacı göz önüne alındığında, konkordatoya ilişkin hükümlerin sadece borçlu tarafından verilen rehinler hakkında uygulanacağı kabul edilmelidir. Çünkü, rehinli alacaklının üçüncü kişinin malı üzerinde rehin tesis edilmesini talep etmesinin temelinde, borçlunun malî durumunun ileride bozulması hâlinde alacağını rehinli malı sattırarak tahsil etmek vardır. Borçlu hakkında verilen mühletten rehin veren üçüncü kişinin de yararlanacağı kabul edilirse, rehinli alacaklının üçüncü kişiden teminat istemesinin hiçbir anlamı kalmayacaktır. Üçüncü kişinin verdiği rehinde, rehinli alacaklının konkordato borçlusundan olan alacağı konkordato hükümlerine tabidir. Bu sebeple, rehinli alacaklıya alacağının tamamını konkordatoya yazdırma ve oy kullanma hakkı verilmesi zorunludur." şeklindedir.

Belirtilen nedenlerle, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla satışı istenen taşınmazın konkordato talep eden borçluya ait olmaması nedeniyle İİK 295. maddesindeki düzenlemenin somut olayda uygulanmayacağı, konkordatonun üçüncü kişilerin malvarlığını korumak gibi bir amacının da bulunmadığı, İİK 45. maddesi uyarınca alacaklının önce rehne müracaat etmesi gerektiği ve rehinli mal maliki üçüncü kişiyle borçlunun rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takipte beraber taraf olmasının şekli bir gereklilik olduğu dikkate alındığında 3. kişinin rehinli taşınmazının Mahkemece verilen 20.08.2024 tarihli muhafaza ve satış yasağı kapsamında olmadığı değerlendirilmiştir (İstanbul BAM 17. HD. T:16.05.2025, E:2025/388, K:2025/724).
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj