21. Hukuk Dairesi 2019/2527 E. , 2019/8120 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ:Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
A)Davacı İstemi;
Davacılar vekili dava ve ıslah dilekçesinde özet olarak; iş kazası neticesinde sürekli iş görmezliği bulunan sigortalının kendisi ile eşi lehine maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
B)Davalı Cevabı;
Davalılar vekilleri cevap dilekçeleri ve akabinde özet olarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
C)İlk Derece Mahkemesi Kararı ve Gerekçesi;
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; davalı ... hakkında açılan davanın reddi ile; davacı sigortalıya 231250,55 TL maddi tazminat ile 50000 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 19/12/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ..., ... Grup A.Ş. ve ... Enerji Teknolojileri San. Tic. A.Ş.'den; davacı sigortalının eşine 10000 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 18/04/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... Grup A.Ş. ve ... Enerji Teknolojileri San. Tic. A.Ş.' den müştereken ve müteselsilen alınarak ayrı ayrı davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin ise reddine karar verilmiştir.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Kararı ve Gerekçesi;
... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi'nce, davalılar ... Grup A.Ş. ve ... Enerji Teknolojileri San. Tic. A.Ş'nin istinaf başvurularının HMK. 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
E)
1-Davalı ... Enerji Teknolojileri San. Tic. A.Ş.’nin Özetle Temyiz Nedenleri;
• Hükmedilen tazminat miktarlarının kendilerinin mağduriyetine sebep olacak nitelikte fahiş olduğunu,
• Rücuen alacak davasının taraflarınca temyiz edildiği, 10.Hukuk Dairesi tarafından sigortalının işvereni ... Temizlik, Belediye ve Büyükşehir Belediyesi’nin kusur oranlarının tespit edilmesi amacı ile bozulduğunu,
• Kendilerine atfedilen kusur oranının hatalı olduğu, herhangi bir kusur ve sorumlulukları olmadığını,
• Ceza yargılamasında şirket yetkililerinin kusurları olmadığı gerekçesi ile beraatine karar verildiği, Yargıtay’ca onama üzerine kararın kesinleştiğini,
• Aleyhlerine en fazla kusur oranı ile sınırlı olarak hüküm kurulabileceğini,
• Davacının dava dışı ... Temizlik şirketi işçisi olduğu, ... şirketi tarafından çöp toplama işinin ...’nden alındığı, bu şekilde ... şirketi ile Belediye’nin müştereken sorumlu oldukları, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini,
• Dava dışı ... şirketinin olayda ağır kusuru bulunduğunu,
• Kendilerinin çöp sahasında kısa süreli kiralama yöntemi ile çalıştırdıkları kepçenin bakım ve tamirlerini yapmayan Kilciler şirketinin de sorumlu olduğunu,
• Raporlar arasındaki çelişki giderilmeden, itirazları değerlendirilmeden hüküm kurulduğunu,
• Hükme esas alınan bilirkişi raporunda net ücret miktarı belirlenirken sigorta primi, işsizlik primi gelir vergisi, damga vergisi gibi kesintilerin yapılmadığını,
• Davacının asgari ücret ile çalıştığını belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
2-Davalı ... Grup A.Ş.’nin Özetle Temyiz Nedenleri;
• Aracın kaza tarihinde ... Büyükşehir Belediyesi Katı Atık Depolama sahasında çalıştırılmak üzere diğer şirkete kiralandığını,
• Olayın sözleşme ile belirtilenen alan dışında meydana geldiğini,
• Müvekkili şirket tarafından iş makinesi araç sürücüsü ... ’ya yolda kalan çöp kamyonuna yardım etme gibi bir görev verilmediğini,
• Yolda kalan aracın Karayolları Trafik kanununda öngörülen gerekli tedbirleri almadığı, bu nedenle müvekkili şirkete kusur yüklenilemeyeceğini,
• Olayda davacı ile arızalanan araç sürücüsü Alper Adıgüzel ve istihdam eden Arça şirketinin ağır kusurlu olduklarını,
• Kusur raporunda ... şirketi, davacı ve Belediyenin kusur durumunun tartışılmadığını,
• Araç sürücüsü ... ’ya yolda kalan araç için yardım talimatı veren ... ’a kusur verilmesi gerektiğini,
• Manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu,
• Hesap bilirkişi raporununda damga vergisi, gelir vergisi ve işsizlik pirimi kesintisi yapılmamasının hatalı olduğunu,
• Hesabın % 10 arttırım ile yapılmasının hatalı olduğunu,
• Rücuen alacak davasının 10.Hukuk Dairesi tarafından sigortalının işvereni ... Temizlik, Belediye ve Büyükşehir Belediyesi’nin kusur oranlarının tespit edilmesi amacı ile bozulduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
1-Dosyadaki temyiz kapsam ve nedenleri ile temyiz edenin sıfatına göre, davalılar vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Dava, sigortalıda 19/12/2010 tarihli iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik oluşması nedeniyle kendisi ve eşinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davalı ... hakkında açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, 19/12/2010 tarihli zararlandırıcı olaydan dolayı hakkında davanın reddine karar verilen davalı ...'nin davacılara karşı sorumluğunun doğup doğmadığı noktasında toplanmaktadır.
Yargılamaya konu ihtilafın sağlıklı biçimde çözülmesi için asıl işveren-alt işveren kavramlarıyla, somut uyuşmazlık için önem arz ettiğinden işveren niteliği konularının açıklanmasında fayda vardır.
4857 sayılı Kanun'un 2.maddesine göre; bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye “işçi”, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara “işveren”, işçi ile işveren arasında kurulan ilişkiye ise “iş ilişkisi” denir.İş Kanunu'nun 2.maddesinin 7.fıkrasına göre bir işverenden, iş yerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu iş yerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye “asıl işveren-alt işveren ilişkisi” denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o iş yeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.4857 sayılı Kanun'un 2/7.maddesi ile işçilerin İş Kanunu'ndan, sözleşmeden ve toplu iş sözleşmesinden doğan hakları güvence altına alınmak istenmiştir. Aksi halde, 4857 sayılı Kanun'dan kaynaklanan yükümlülüklerinden kurtulmak isteyen işverenlerin işin bölüm veya eklentilerini muvazaalı bir biçimde başka kişilere vermek suretiyle yükümlülüklerinden kaçması mümkün hale gelecektir.Asıl işveren ile alt işverenin birlikte sorumluluğu müteselsil niteliktedir. Asıl işveren, doğrudan bir hizmet sözleşmesi bulunmamakla birlikte İş Kanunu'nun 2. maddesinin 6. fıkrası gereğince alt işverenin işçilerinin iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle uğrayacakları maddi ve manevi zarardan alt işveren ile birlikte müteselsilen sorumludur. Bu nedenle meslek hastalığına veya iş kazasına uğrayan alt işverenin işçisi veya ölümü halinde mirasçıları tazminat davasını müteselsil sorumlu olan asıl işveren ve alt işverene karşı birlikte açabilecekleri gibi yalnızca asıl işverene veya alt işverene karşı da açabilirler.
Alt işverenden söz edebilmek ve asıl işvereni, aracının borçlarından sorumlu tutabilmek için bir takım zorunlu unsurlar bulunmaktadır;
a)İş yerinde işçi çalıştıran bir asıl işveren bulunmalıdır.
b)Bir başka işveren, iş yerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde iş almalı ve işçi çalıştırmalıdır.
c)İşverenlik sıfatının, alınan işte ve o iş nedeniyle sigortalı çalıştırılması sonucunda kazanılmış olması aranacaktır.
d)İşverenden alınan iş, işverenin sigortalı çalıştırdığı işe göre ayrı ve bağımsız bir iş yeri olarak değerlendirilebilecek nitelikte olmamalıdır, aksi halde iş alan kimse aracı değil, bağımsız işveren niteliğinde bulunacaktır.
e)İşin bütünü başka bir işverene bırakıldığında, iş anahtar teslimi verildiğinde veya işveren kendi iştigal konusu olmayan bir işi kendisi sigortalı çalıştırmaksızın bölerek ihale suretiyle farklı kişilere vermişse, iş sahibi (ihale makamı) Yasanın tanımladığı anlamda asıl işveren olmayacağından, bir alt-üst işveren ilişkisi bulunmayacaktır.
f)Alt işverenin aldığı iş, işverenin asıl işinin bölüm ve eklentilerindeki işin bir kesimi ya da yardımcı işler kapsamında bulunmalıdır. Asıl işverenden alınan iş, onun sigortalı çalıştırdığı işe göre ayrı ve bağımsız bir nitelik taşımaktaysa, işi alan kimse alt işveren değil, bağımsız işveren sayılacaktır. Bu noktada belirleyici yön; yapılan işin, diğerinin bütünleyici, yardımcı parçası olup olmadığıdır. İş yerindeki üretimle ilgili olmayan ve asıl işin tamamlayıcısı niteliğinde bulunmayan bir işin üstlenilmesi halinde, alt işverenden söz etme olanağı kalmayacak, ortada iki bağımsız işveren bulunacaktır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 24.05.1995 gün ve 1995/9-273-548 sayılı kararı da aynı yöndedir.)
Öte yandan asıl işveren ile alt işveren arasında yapılan sözleşme ile iş kazası veya meslek hastalığına bağlı maddi ve manevi tazminat sorumluluğunun alt işverene ait olduğunun kararlaştırılması; bu sözleşmenin tarafı olmayan işçi veya mirasçıları bağlamaz.
Birlikte istihdam, grup şirketlerinde ortaya çıkan bir çalışma biçimidir ve bu çalışma biçiminde işçilerin bir kısmı aynı anda birden fazla işverene ve birlikte hizmet vermektedirler. Daha çok yönetim organizasyonu kapsamında birbiriyle bağlantılı olan bu şirketler aynı binalarda hizmet verebilmekte ve bir kısım işçiler iş görme edimini işverenlerin tamamına karşı yerine getirmektedir. Tüm şirketlerin idare müdürlüğünün aynı şahıs tarafından yapılması, şirketlerin birlikte kullandığı iş yerinde verilen muhasebe, güvenlik, ulaşım, temizlik, kafeterya ve yemek hizmetlerinin yine tüm işverenlere karşı verilmiş olması buna örnek olarak gösterilebilir. Bu gibi bir ilişkide, işçi ve işverenler arasında tek bir iş ilişkisi vardır.İş sözleşmesine katılmada ise, başlangıçta tek bir işverenle kurulan iş ilişkisine zamanla diğer bir iş veren katılmakta ve işçi iş görme edimini bu katılan şirkete karşı da yerine getirmektedir. İşçinin ilk işvereni ile bağlantısı kopmamakta, iş sözleşmesinin devri değil, işveren tarafında bir çoğalma söz konusu olmaktadır. Bu durumda da tek bir iş ilişkisi vardır. (M.Alp.İş Sözleşmesinin Devrinde Bazı Sorunlar.DEÜ.Hukuk Fakultesi Dergisi.Cilt 9.Özel Sayı, 2007.s:197).Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; hakkında davanın reddine karar verilen davalı ... ile sigortalının işvereni, dava dışı Arça Temizlik Ltd. Şti. arasında belediye bünyesindeki cadde, pazar yeri ve sokakların temizlenmesi konusunda sözleşme düzenlendiği, aynı şekilde davalı Belediye ile Her Enerji Teknolojileri San. Tic. A.Ş. arasında Belediyeye ait çöp ayrıştırma tesisinin kurulması ile Molu çöp depolama sahasının işletilmesi ve rehabilitasyonu amacı ile anlaşma yapıldığı, davalı Belediyenin asıl işlerinden olan çöp toplama, depolama ve rehabilitasyon işini başkaca bir tüzel kişiliğe vermesinin Belediyeyi asıl işverenlik sıfatından ve bunun doğal neticesi olarak da sorumluluktan kurtarmayacağı, asıl işveren olarak alt işverenin (taşeronun) ve bu alt işverenin istihdamlarının kusurlarından birlikte müteselsilen sorumlu olduğu ve hüküm altına alınan tazminatlardan davalıların birlikte sorumlulukları yoluna gidilmesi gerektiği gözden kaçırılarak, davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Neticeten adı geçen davalının hüküm altına alınan tazminat tutarlarından kusuru bulunmasa dahi aleyhine hüküm kurulan diğer davalılarla birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu gözardı edilerek hakkındaki davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir. G) SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 26/12/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.
21. Hukuk Dairesi 2019/2527 E. , 2019/8120 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat