21. Hukuk Dairesi 2019/1460 E. , 2019/4442 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

21. Hukuk Dairesi 2019/1460 E. , 2019/4442 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

Davacı vekili; davacının 01/07/1997 – 28/02/2005 tarihleri arasında tarım bağkur sigortalılığın iptaline ilişkin kurum işleminin iptali ile 01/06/2016 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitini talep etmiştir.
B)Davalı Cevabı: davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
İlk derece mahkemesince; 'Davacının tevkifata istinaden 01/08/1994 tarihinde tescilinin başlatıldığını ancak sonrasında tarım faaliyetinin devam ettiğini gösterir kayıt ve belgesi olmadığından 31/12/1994 yılında terkin işleminin uygulandığını. 03/02/2005 yalında başlayan ... Ziraat Odası kaydına istinaden 01/03/2005 itibariyle tekrar başlatıldığını, kurum işleminin yerinde olduğu” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu ; Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 22.02.2017 tarihli ve 12.02.2018 tarihli bilirkişi raporlarının tamamen lehlerine olmasına rağmen söz konusu dosyanın son duruşmasında ilk derece mahkemesinin ''bilirkişi raporları lehinize ama son cümleleri lehinize değil diyerek'' davalarını reddettiklerini, müvekkilinin ilk defa 2926 sayılı Yasa gereğince 01.08.1994 tarihinden itibaren Bağ-Kurlu olduğunu, 01.08.1994 tarihinden itibaren emekli müracaatı tarihi olan 12.05.2016 tarihine kadar tüm primlerini ödediğini, bu süre içerisinde kurumun tüm sağlık hizmetlerinden yararlandığını, 12.05.2016 tarihinde yasal şartları yerine getirip emeklilik müracaatını yaptığını, ancak ilgili kurum 15 yıl hizmet 5400 hizmet gününün altına düşmesi ve hizmet süresinin 4230 gün olması nedeniyle 12.05.2016 tarihindeki talebinin reddedildiğini, müvekkilinin kurum kayıtlarında görülen prim borcunun tamamını ödediğini, 31.12.1994 - 01.03.2005 dönemine ait prim borcunu 01.02.2005 tarihinde 7.800,00 TL ana borç ve 374,00 TL gecikme zammı olan prim borcunu toplu olarak ödediğini, 01.02.2005 tarihinde müvekkile kurum tarafından borcu olmadığı için sağlık karnesi de verildiğini, ilgili kurum daha sonradan bu döneme ait süreyi iptal ederek yıllar sonra 'düzeltme yaptım' kastıyla müvekkilin hizmet süresini 4230 güne düşürüldüğünü, müvekkil 01.08.1994 - 12.05.2016 dönemine ait yaklaşık 22 yıl boyunca primini ödediğini, buna rağmen hizmetlerinin 11 yıl 9 aya düşürülmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasını talep etmiştir.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
Bölge Adliye Mahkemesince; 'davacının 01/08/1994 - 31/12/1994 tarihleri arasında adına yapılan ve bedeli kuruma ödenen tevkifata istinaden sigortalı sayıldığı ve bu dönem yönünden uyuşmazlık bulunmadığı, 01/01/1995 - 30/06/1997 tarihleri arasındaki dönem bakımından davacının tarımsal faaliyetinin belirlenemediği gibi kuruma bir başvurusu veya prim ödemesi olmadığı, bu dönemde sigortalı sayılmasının mümkün olmadığı, 01/07/1997 - 28/02/2005 arası dönem bakımından davacının bu dönemde başlayan prim ödemesi yok ise de; 05/06/1997 tarihinde kuruma ulaşan tescil başvurusunun bulunduğu, davacının 05/06/1997 tarihinde sigortalı olma yönünde iradesi bulunduğu, zorunlu sigortalılık şartları olarak tarımsal faaliyet, ürün teslimi, zirai kuruluş kaydı gibi unsurlar mevcut değil ise de; bu talebin en azından isteği bağlı sigortalılık olarak kabulü gerektiği, davacının 01/02/2005 tarihinde ödediği tutarın bu döneme ait olduğu, 01/08/1994 tarihine çekilen tescili bu ödemenin yapıldığı tarihten çok sonra tahsis sırasında 2016 yılında gerçekleştiği dolayısıyla bu ödeme için de 01/08/1994-30/06/1997 döneminin bulunmadığı, davacının bu ödeme nedeniyle ve ödemenin uzun yıllar kurumca kullanılmış olması gözetilerek 01/07/1997 - 28/02/2005 arasında 2926 sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalı sayılması gerektiği, tahsis talebinin değerlendirilmesinde; 01/08/1994 - 31/12/1994 arası zorunlu 5 ay, 01/07/1997 - 28/02/2005 arası isteğe bağlı 7 yıl 7 ay 27 gün, 01/03/2005 - 12/05/2016 arası zorunlu 11 yıl 2 ay 11 gün olmak üzere toplam 19 yıl 3 ay 8 gün sigortalılık süresinin bulunduğu, 4956 sayılı Yasa ile eklenen ek madde 3 gereği 1479 sayılı Yasa'nın geçici 10. maddesi uyarınca tahsis şartlarının belirlenmesi gerektiği, 1957 doğumlu olan davacının 58 yaşını 2015 yılında yerine getirdiği, toplamda 15 yıldan fazla sigortalılık süresi olup prim borçlarını ödediği, davacıya 01/06/2016 tarihinden itibaren aylık bağlanması gerektiği, tahsis talebi 06/06/2016 tarihinde 3 aylık süre geçmeden reddedildiğinden 01/06/2016 tarihinden itibaren ödenmesi gereken yaşlılık aylıklarının her bir aylığın ödenmesi gereken tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesi gerektiğinin tespitine' karar verilmiştir.
E)Temyiz:
Davalı vekili: Yerel mahkemenin gerekçeli kararında da belirtildiği üzere davacının 1995-1997 dönemi arasında tarımsal faaliyetinin belirlenemediğini ve kuruma da başvuru yapılmadığını, ayrıca prim ödemesi de yokken yaşlılık aylığı bağlanabilmesinin mümkün olmadığını, iş bu dava açılmadan önce Kuruma müracaat edilmemesi sebebiyle davanın, dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini belirterek usul ve yasaya aykırı kararın bozulmasını talep etmiştir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, davacının 01/07/1997 – 28/02/2005 tarihleri arasında tarım bağkur sigortalılığın geçerli sayılması ve yaşlılık yalığı bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olmakla Bölge Adliye Mahkemesince karar kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; Davacının 05/06/1997 tarihinde kuruma ulaşan giriş bildirgesine istinaden 01/07/1997 itibariyle 2926 sayılı Yasa kapsamında tescilinin yapıldığı, ilk prim ödemesini 2005/2 ayda yaptığı, Kurumun 11.11.2016 tarihli yazısına göre 01.02.2005 tarihli ödemenin; o anki tescile göre 01/07/1997-28/02/2005 arası prim borcuna ilişkin olduğu, Şubat 2005 tarihinden itibaren primlerinin düzenli ödendiği, kurumca 01.07.1997 -12.05.2016 tarihleri arası tarım bağkurlu kabul edildiği, daha sonra ise; 03.02.2005 tarihinde ziraat odası kaydının başladığı ve 15/07/1994 ve 15/09/1994 tarihlerinde davacı adına sattığı ürünler nedeniyle prim tevkifatı yapılmış olup, bağkura giriş bildirgesinde tevkifatta ilişkin bilgi olmasına rağmen tahsis tarihine kadar bu ödemeler nedeniyle herhangi bir şekilde sigortalılık süresinin değiştirilmediği tahsis talebi sonrası ise sigortalılık süresinin 01/08/1994-31/12/1994, 01/03/2005-12.05.2016 arası olarak düzenlendiği ve yaşlılık aylığı talebinin toplamda 11 yıl 9 ay hizmetinin olduğundan bahisle reddedildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesine koşut geçmiş Tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tespitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre; bu Yasa'ya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan Yasa'nın uygulanma tarihinde 58 yaşını dolduran kadınlarla, 60 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından Tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır. Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9. maddeye göre bu Yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36. maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2. madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için Kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır.
Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan Pancar Ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır.
Somut olayda; davacı 05.06.1997 tarihli dilekçesi ile 01.07.1997 tarihi itibari ile tescil edilmiş olup eski tescillidir. Bu itibarla davacının öncelikle zorunlu sigortalılığı araştırılmadan iptal edilen dönemler yönünden isteğe bağlı sigortalılık yönünde hüküm kurulması isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; davanın nitelikçe kamu düzenine ilişkin olduğu göz önünde bulundurularak talep edilen dönemde öncelikle yukarıda anılan maddede belirtilen kayıtların olup olmadığını söz konusu kuruluşlardan sormak, davacının üzerine kayıtlı taşınmazları kullanıp kullanmadığını belirlemek, yine talep edilen dönemde görevli köy muhtarı ve azaları ile yeterli bilgi ve görgüye sahip kişileri belirleyip tanık olarak dinlemek, tarımsal kredi kullanıp kullanmadığını, arazi kiralayıp kiralamadığını tespit etmek, ayrıca zabıta tahkikatı ile de ayrıntılı araştırma yapmak, davacının nerede ikamet ettiğini tarihleri ile birlikte ilgili nüfus müdürlüğünden sormak, buradan gelen sonuca göre davacının ikamet adresi veya adreslerinde zabıta tahkikatı yaparak, hangi tarihlerde nerede tarımsal faaliyette bulunduğunu belirlemek, davacının Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği tarihten itibaren tarımsal faaliyetinin devam edip etmediği hususunda ayrıntılı araştırma yapmak ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
O halde davalı kurum tarafından temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASI gerekmiştir.
G)Sonuç :
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 17/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön