21. Hukuk Dairesi 2019/1604 E. , 2019/8135 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

21. Hukuk Dairesi 2019/1604 E. , 2019/8135 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ: Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
TÜRK MİLLETİ ADINA

K A R A R
A) DAVACININ İSTEMİ :
Dava, davacının 01/12/2012 tarihinden itibaren ölüm aylığına hak kazandığının tespiti ile ölüm aylıklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemine ilişkindir.
B) DAVALININ CEVABI :
Davalı Kurum vekili tarafından sunulan cevap dilekçesi ile Kurum işleminin usule ve yasaya uygun olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
C) İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI :
İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile “davacıya 01/12/2012 tarihinden itibaren 506 Sayılı Yasanın 66. Maddesi hükmüne göre ölüm aylığı bağlanmasının gerektiğinin tespitine ve birikmiş herbir ölüm aylığının ödenmesi gereken tarihlerden itibaren ödeme tarihine kadar işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı Kurum tarafından davacıya ödenmesinin gerektiğine,” şeklinde karar verilmiştir.
D) BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİNİN KARARI :
“İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Yasa'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine,” şeklinde karar verilmiştir.
E) TEMYİZ TALEBİ :
Davalı Kurum vekili tarafından sunulan temyiz dilekçesi ile davanın yöntemince ispat edilmediği, Kurum işleminin mevzuata uygun olduğu belirtilerekkurulan Bölge Adliye Mahkemesi hükmünün bozulmasına karar verilmesi talep olunmuştur.
F) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Mahkemece yapılan davacının müteveffa babasına ait hesap kartında yer alan 20/10/1967-31/12/1968 tarihleri arasındaki 310 günlük hizmetin tespitine dair değerlendirme uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, 06/11/2004 tarihinde ölen babasından dolayı hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla ölüm aylığı tahsis talepinde bulunan davacının tahsis talep tarihi itibariyle ölüm aylığı için aranan koşulları sağlayıp sağlamadığı noktasında toplanmaktadır.Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle yasal mevzuat ve değişiminin incelenmesinde zorunluluk bulunmaktadır.
506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 68. maddesinin 29.07.2003 tarihli ve 4958 sayılı Kanunun 35. maddesi hükmü ile “(Değişik: 21/6/1973-1753/2 md.) Ölen sigortalının aylık bağlanmasına hak kazanan kimselerine aşağıdaki hükümlere göre aylık bağlanır.
I–Ölen sigortalının 67 nci Madde gereğince tespit edilecek aylığının;
A) (Değişik: 20/3/1985-3168/2 md.) Dul eşine % 50'si, aylık alan çocuğu bulunmayan dul eşine %75'i,
B) (Mülga: 20/3/1985-3168/6 md.)
C) Çocuklardan:
a) 18 yaşını, ortaöğrenim yapması halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim yapması halinde 25 yaşını doldurmamış olan veya çalışamayacak durumda malûl bulunan ve Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan (...) çocuklarla yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan ve Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi bir işte çalışmayan, buralardan gelir veya aylık almayan kız çocukların her birine % 25'i,
b)(a) fıkrasında belirtilen ve sigortalının ölümü ile anasız ve babasız kalan veya sonradan bu duruma düşenlerle ana ve babaları arasında evlilik bağlantısı bulunmayan yahut sigortalı babanın ölümü tarihinde evlilik bağlantısı bulunmakla beraber anaları sonradan evlenenlerin her birine % 50'si, oranında aylık bağlanır.Sigortalının ölüm tarihinde 18 veya 20 yaşını doldurmuş olup, aylığa hak kazanmamış durumda olan erkek çocuklar, sonradan öğrenim yaparlarsa (a) fıkrasındaki haklardan yararlanırlar. II–Sigortalı tarafından evlat edinilmiş, tanınmış veya nesebi düzeltilmiş yahut babalığı hükme bağlanmış çocukları ile, sigortalının ölümünden sonra doğan çocukları, bağlanacak aylıktan yukarıda belirtilen esaslara göre yararlanır.
III–Hak sahibi eş ve çocuklara bağlanacak aylıkların toplamı sigortalıya ait aylığın tutarını geçemez. Bu sınırın aşılmaması için gerekirse hak sahibi kimselerin aylıklarından orantılı olarak indirimler yapılır.
IV–Sigortalının erkek çocuklarına bağlanan aylıklar, çocuğun 18 yaşını, ortaöğrenim yapması halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim yapması halinde 25 yaşını dolduracağı tarihe kadar devam eder. Çalışamayacak durumda malûl olan erkek çocukların aylıkları bu yaşlara vardıktan sonra da kesilmez. Ancak aylığı kesilen erkek çocuklardan sonradan çalışamayacak durumda malûl olanlara, Sosyal Sigortaya yahut Emekli Sandıklarına tabi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almamaları şartiyle malullük durumlarının tespitine esas teşkil eden rapor tarihini takibeden aybaşından itibaren yeniden aylık bağlanır. 101 inci Madde hükmü saklıdır.
V-(Değişik: 20/3/1985-3168/2 md.) Sigortalının dul eşi evlenirse aylığı kesilir. Aylığın kesilmesine yol açan evlenme son bulunca aylık yeniden bağlanır. Sonraki eşinden de aylık almaya hak kazanan dul eşe bu aylıklardan fazla olanı ödenir.
VI–Sigortalının kız çocuklarına bağlanan aylıklar, Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi işlerde çalışmaya buralardan gelir veya aylık almaya başladıkları veya evlendikleri tarihi takibeden devre başından itibaren kesilir. Aylığın kesilmesine yol açan sebebin ortadan kalkması halinde I inci bölümün (C) fıkrası hükmü saklı kalmak şartiyle, bu tarihten başlanarak yeniden aylık bağlanır. Ancak evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almağa hak kazanan kimseye bu aylıklardan fazla olanı ödenir.” düzenlemesine yer verilmiştir. 06/08/2003 tarihinde yürürlüğe giren 4958 sayılı Kanun'un 35. maddesinde ' 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 23. maddesinin VII. numaralı bendi ile 68. maddesinin VI. numaralı bendindeki 'çalışmaya' kelimesinden sonra gelmek üzere 'buralardan gelir veya aylık almaya' ibaresi eklenmiş, 24. maddesinin birinci fıkrası ile 71. maddesinin IV. numaralı bendindeki 'geçimi sigortalı tarafından sağlandığı belgelenen' ibareleri ile 69. maddesinin birinci fıkrasındaki 'geçiminin sigortalı tarafından sağlandığı belgelenen' ibaresi 'sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi çalışmayan veya 2022 sayılı Kanuna göre bağlanan aylık hariç olmak üzere buralardan her ne ad altında olursa olsun gelir veya aylık almayan' şeklinde değiştirilmiş, 68. maddenin (I) numaralı bendinin (C) alt bendinin (a) fıkrasında ve 71. maddesinin (I) numaralı bendinin (C) alt bendinde yer alan 'erkek' ibareleri madde metninden çıkarılmıştır.4958 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesi ile birlikte kız çocuklarının sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi çalışmamaları ve buralardan gelir ve aylık almamaları koşul olarak getirilmiştir. Bu durumda, 4958 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden sonra ölen babadan 506 sayılı Kanun kapsamında ölüm aylığı almak isteyen kız çocuğunun kendisinin yaşlılık aylığı alıyor olmaması gerekir.Yargıtay 10.Hukuk Dairesi “kendi çalışmalarından dolayı” aylık almama halini, eylemli çalışma olarak nitelendirmiş, sosyal güvenlik hukuku ilkelerini göz ardı edecek şekilde, isteğe bağlı sigortalı olarak yaşlılık aylığı alan kız çocuklarının kendi çalışmalarından dolayı aylık almadıkları gerekçesi ile 506 sayılı Kanun kapsamında ölüm aylığı alabileceğine karar vermiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun iki ayrı kararı konuya ayrıntılı olarak açıklık getirmiş olup kararlarda “çalışma” kelimesinin bedenen bir çalışmayı kastedilmediği belirtilmiştir. İsteğe bağlı sigortalılık ile elde edilen süre çalışılmış gibi kabul edilen sigortalılık süresidir.( HGK 13/02/2013 gün 2012/21-742 Esas ve 2013/228 Karar sayılı ilamı ve 11/12/2018 gün 2015/21-2133 Esas ve 2018/1888 Karar sayılı ilamı ile 20/11/2017 gün 2017/21-2617 Esas ve 2017/1453 Karar sayılı ilamı ) ( ..., Ölüm Gelir ve Aylıkları-Bağlanması, Kesilmesi, Geri Alınması, Birleştirilmesi, Haczi-, Yetkin Yayınları, Ankara, 2019, sh: 164-165 ). 506 sayılı Kanunun 68. maddesinin ilk düzenlemelerinde erkek ve kız çocuklarına ölüm aylığı bağlama şartları bakımından farklılık oluşturulmuştur. Erkek çocuklarına aylık bağlanabilmesi için Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almama şartı arandığı hâlde, kız çocukları için Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi gelir veya aylık almama şartı aranmıştır. Yani erkek çocukları, kendi çalışmaları nedeniyle Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi gelir veya aylık alırlarsa aylıkları kesilirken, kız çocukları kendi çalışmaları yanında hak sahibi olarak da gelir veya aylık alırlarsa aylıkları kesilecektir. Kanunun bu şekilde düzenlenmesi ölüm aylığı bağlanan kız çocuklarının aleyhine yorumlara sebep olurken Kurumun 1753 sayılı Kanun sonrası ortaya çıkan farklı uygulamaları nedeniyle 506 sayılı Kanun'a 5386 sayılı Kanun ile 09/07/2005 tarihinde Geçici 91. madde eklenmiştir.Bu aşamada, aylık kesme nedenlerinin genişletilmesinden kaynaklanan sıkıntıların giderilebilmesi amacıyla kanun koyucu tarafından 09/07/2005 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 5386 sayılı “Sosyal Sigortalar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 506 sayılı Kanuna Geçici 91. madde eklenmiştir. 506 sayılı Kanun'un Geçici 91. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları “06/08/2003 tarihinden önce hak sahibi kız çocuklarına bağlanan gelir ve aylıklar; bunların evlenmeleri, Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi çalışmaları veya kendi çalışmalarından dolayı buralardan gelir veya aylık almaları halleri hariç olmak üzere geri alınmaz. Bunlardan, yukarıda belirtilen haller haricindeki nedenlerle gelir veya aylıkları kesilen veya durdurulan kız çocuklarının gelir ve aylıkları, kesme veya durdurma tarihi itibariyle talep şartı aranmaksızın yeniden başlatılır. Gelir ve aylığın kesilmesi nedeniyle diğer hak sahiplerine önceki hisselerinden fazla ödenen tutarlar, gelir ve aylığı tekrar başlatılacak hak sahibine yapılacak ödemeden mahsup edilir. Gelir veya aylığı kesilenlerden tahsil edilmiş olan tutarlar aynen iade edilir” şeklinde düzenlenmiş iken son fıkrası “Bu Maddenin birinci ve ikinci fıkrası gereğince, aylık veya gelirleri ödenmeye devam olunacak kız çocuklarının aylık veya gelirlerinin ödenmesine devam olunması için sahip olmaları gereken şartları, ilk kez veya yeniden 06/08/2003 tarihinden sonra haiz olan kız çocukları da aynı esas ve usûllerle aylık veya gelir hakkından yararlandırılır. Bu maddenin altıncı fıkra hükmü 31/12/2005 tarihine kadar uygulanır” hükmünü içermektedir.
“Geçici 91. madde ile 06.08.2003 tarihinden önce hak sahibi olan kız çocuklarının kendi çalışmaları dışında isteğe bağlı sigortalı olarak veya hak sahibi olarak gelir veya aylık almaları halinde önceden aldıkları ölüm geliri veya aylığın kesilmesini önlemek, 5510 sayılı Kanun'un düzenlemesine kadar gelir/aylık almalarını devam ettirmek ve gelir/aylık kesilmişse istirdadını engellemek ve 506 sayılı Kanunun 68. maddesi ile ilgili farklı uygulamaları gidermek amaçlanmıştır. 02/07/1973 tarihinde 1753 sayılı Kanun ile getirilen 506 sayılı Kanunun 68. maddesinde düzenlenen “evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almağa hak kazanan kimseye bu aylıklardan fazla olanı ödenir” hükmü aynı Kanunun Geçici 91. maddesi ile yürürlükten kalkmamış olup uygulanmaya devam etmiştir. 02/07/1973 tarihinden sonra 506 sayılı Kanun kapsamında hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla hem eşten hem de ana/babadan gelir veya aylığın ikisi bir arada alınamayacak ve hak sahibi aksini talep etmediği sürece bu ölüm aylıklarından fazla olanı ödenecektir. Kaldı ki 5510 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesi kapsamında kazanılmış haktan da söz etmek mümkün değildir.” ( Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na ait 19.04.2017 tarih ve 2016/10-2340 Esas ve 2017/850 Karar no lu ilamı )
Bu yasal düzenleme ve açıklamalar ışığı altında Mahkemece yapılacak iş; 506 sayılı Yasanın 68’inci vd. madde hükümleri uyarınca, ölüm aylığı bağlanma şartları yönünden hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla davacının aranan koşulları sağlayıp sağlamadığı Kurumdan araştırılarak toplanan tüm delilleri birlikte değerlendirmek ve sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar kaldırılmalı, İlk Derece Mahkemesi hükmü bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 26/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.






Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön