21. Hukuk Dairesi 2019/675 E. , 2019/7836 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

21. Hukuk Dairesi 2019/675 E. , 2019/7836 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA


Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni gerektirici sebeplere, temyiz kapsam ve nedenlerine göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, 27/08/2008 tarihli iş kazası nedeniyle sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece, davacı lehine 44.134,21 TL maddi 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, davacının davalı şirket tarafından işletilen mermer ocağında ocak çavuşu olarak çalışırken, blok devirme işi bittikten sonra ocağın kenar kısımlarındaki kavlakların düşürülmesi sırasında davacının bulunduğu kısma 10 metre mesafedeki kavlağın düşürülmesi sırasında, davacın ayağının altındaki kayanın da kırılması ile davacının yüksekten düşerek kaza geçirdiği, olayın SGK tarafından iş kazası olarak kabul edildiği, maluliyet oranının %19,2 olarak tespit edildiği, mahkemece itibar edilen kusur raporunda işveren davalının %60, davacı işçinin ise %40 oranında müterafik kusurunun bulunduğunun tespit edildiği, Mahkemece verilen 23/03/2016 tarihli karar ile davacı lehine maddi tazminat ile 5.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiği, Dairemizin 17/04/2018 tarih 2016/18004 Esas, 2018/3954 Karar sayılı kararı ile manevi tazminatın az olduğuna hükmedildiği, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davacı lehine 30.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiği anlaşılmıştır.Önceki bozma ilamında da işaret olunduğu üzere gerek mülga B.K'nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı T.B.K’nun 56. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi zarar adı ile ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez.Bu açıklamalar doğrultusunda, olay tarihinden karar tarihine kadar geçen süre, iş kazasının gerçekleşmesinde taraflarının kusur oranları dikkate alındığında davacı lehine takdir edilen manevi tazminatın bir miktar fazla olduğu açıktır.
Mahkemece yapılacak iş, mahkemece hükmedilen ilk kararda hükmedilen 5.000,00 TL manevi tazminatın az, 30.000,00 TL manevi tazminatın ise bir miktar fazla olduğu dikkate alınarak davacı lehine uygun bir miktar manevi tazminata hükmetmekten ibarettir.
3- Bilindiği üzere, 492 Sayılı Harçlar Kanunun 28/1-a maddesine göre karar ve ilam harçlarının dörtte birinin peşin, geri kalanının kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödeneceği, 6100 sayılı HMK’nun 323/1-a maddesi gereğince karar ve ilam harcının yargılama giderleri içerisinde sayılmış olması nedeniyle aynı kanunun 326/1.maddesi gereğince kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği, 332/1.maddesi gereğince ise mahkemenin re’sen yargılama giderine hükmedeceği düzenleme altına alınmıştır.
Bu açıklamalar doğrultusunda, mahkemece karar ve ilam harcının hesap edilerek davacı tarafından peşin olarak yatırılan harçlar mahsup edildikten sonra bakiye kısmının davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde karar ve ilam harcı ile ilgili bir karar verilmemiş olması da hatalı olmuştur.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının davalıya iadesine temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine,17/12//2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.




Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön