22. Hukuk Dairesi 2018/14129 E. , 2018/23542 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekilince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, müvekkilinin davalı şirkette çalıştığını, 21.08.2013 tarihinde Toplu İş Sözleşmesinin imzalandığını, davalı işveren tarafından 19.05.2014 tarihinde müvekkilinin 4857 sayılı İş Kanunundaki hiçbir hakkı ödenmeden, haksız olarak feshedildiğini ve müvekkilinin kanuni haklarının verilmediğini, müvekkili ile davalı arasında yapılan iş sözleşmesine davalı işveren tarafından uyalmadığını, müvekkilinin çalışmış olduğu tüm dönem boyunca fazla çalışma, tatil ücretlerinin çalıştığı halde ödenmediğini, müvekkiline çalışmış olduğu tüm dönem boyunca yıllık izin kullandırılmadığını, davalı işveren tarafından işçiler arasında farklı oranda zam yapıldığını, ayrımcı tutumlarda bulunulduğunu, 4 kez verilecek olan ikramiyelerinin verilmediğini, davalı işveren tarafından müvekkilinin sözleşmesinin sona ermesi halinde kendisine ödenmesi gerekli müvekkilinin hak kazanıpta kullanmadığı yıllık izin sürelerine ait ücretinin ödenmediğini, ödenecek miktarın hesaplanmasında izin süreleri iş günü değil, gün olarak alınacağı, çünkü fiilen kullanılan bir iznin söz konusu olmadığını, yıllık izin ücretinin 5 yıllık zaman aşımı olduğunu, zaman aşımının sözleşme bitiminden itibaren başladığını, yıllık izin ücret alacağı için tememrüde düşürüldüğü tarihten itibaren fazi yürütülmesi gerektiğini, müvekkilinin fazla çalışma ücret alacağı, ulusal bayramlarda ve hafta sonlarında tam olarak çalıştığı hamde kendisine verilmeyen alacaklarının zamlı olarak ödenmesini, ayrıca genel tatil ve hafta tatili ücretlerinin de ödenmesi gerektiğini, bilirkişi tarafından hesaplandığında fazla çıkması halinde fazlaya ilişkin hakarı saklı kalmak kaydıyla 800,00 TL, kıdem tazminatı, genel tatil alacağı (milli ve dini bayram), hafta tatili ve fazla mesai alacağı yönünden akdin fesih tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte, yıllık ücretli izin alacağı yönünden işverenin temerrüde düştüğü tarihten itibaren mevduata uygulanan en yüksek banka faizi ile ihbar tazminatı yönünden akdin feshi tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının açmış olduğu davanın hukuki dayanaktan yoksun ve kötü niyetli olduğunu, bu sebeple davanın reddinin gerektiğini, davadaki çoğu alacakların zamanaşımına uğradığını ve bu sebeple reddinin gerektiğini, davalı şirketin geçmiş dönemlerdeki yönetimin yapmış olduğu hatalar nedeniyle şu an çalışamaz durumda olduğunu, müvekkili şirketin şu an maddi gücünün tamaman sıfırlanmış olduğunu, ödeme gücünün bulunmadığını, hesaplarının bloke olduğunu, her gün hacizle uğraştıklarını, müvekkili şirketin şu an Gümrük ve Ticaret bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı gibi resmi kurumlarca incelendiğini, müvekkili şirket yetkililerinin davacının tazminatlarla ilgili bir hakedişi var ise ödemeye hazır olduklarını, dava açmadan bu sorunu çözebileceklerini, dava açmanın zaman kaybı olacağı, şirketin daha fazla zarara uğraşayacağını, bununda kötü niyetli olduğunu, bu nedenle davanın kötüniyetli olarak açıldığını, ayrıca davacının hiç bir şekilde mağdur edilmediğini, Büyükşehir Belediye Başkanlığında kaydırıldığını, davacının haksız ve kötü niyetli olarak açmış olduğu bu davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ; söz konusu karar taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizin 2016/25977 esas 2016/26501 karar sayılı ilamı ile '...., dava konusu kıdem tazminatı,ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarının gerçekte belirlenebilir alacaklar olduğu ve dolayısıyla belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri nazara alınarak, hukuki yarar yokluğundan anılan alacaklara yönelik taleplerin usulden reddi gerekirken, yazılı şekilde esasa girilerek karar verilmesi hatalı olmuştur.
Uyuşmazlık konusu ikramiye, ilave tediye, aile yardımı, çocuk yardımı, yakacak ve giyim yardımı alacaklarını, davacı; sendikaya üye olduğu ve toplu iş sözleşmesinden yaralanabileceği tarihi, çalışma süresini, en son ödenen ücreti, toplu iş sözleşmesi gereği alması gerektiğini iddia ettiği aylık ücret miktarını, yan alacaklarını işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesi hükümleri gereğince belirleyebilecek durumdadır. Bu halde talep edilen bu alacak kalemleri de belirsiz alacak değildir. Dava konusu edilen alacakların gerçekte belirlenebilir alacak olmaları ve belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri anlaşılmakla, hukuki yarar yokluğundan davanın usülden reddi gerekirken, yazılı şekilde esasa girilerek karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Dava tüm alacaklar bakımından belirsiz alacak davası türünde açılmış olduğu sabittir. Davacı vekili, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları dışında kalan alacak taleplerini artırdığı görülüş ise de, davanın türü belirsiz alacak davası olarak kalmaya devam etmektedir. Yapılan bu arttırım zaman aşımına tabi değildir. Çünkü, belirsiz alacak davasında, kısmi alacak davasından farklı olarak, dava sırasında belirli hale gelen alacağın davaya dahil edilmesine imkan verildiğinden, geçici talep sonucu ile açılan belirsiz alacak davasında, ileride belirli hale gelecek olan alacağın tamamı için zamanaşımı kesilmektedir. Mahkemece, bu yönün nazara alınmayarak, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları bakımından, miktar artırımına karşı davalı tarafın ileri sürdüğü zamanaşımı itirazının kabul edilmesi hatalı olmuştur.
Diğer taraftan, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları bakımından, taleplerin belirsiz alacak davası olması sebebiyle, hüküm altına alınan miktarlarda faiz başlangıç tarihlerinin belirlenmesinde, dava tarihi ve miktar artırım tarihi şeklinde ayrım yapılmamalı, anılan alacaklarda hüküm altına alınacak tüm miktara dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi hususu gözetilmelidir. Mahkemece eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.' gerekçeleri ile bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak davacının ihbar tazminatı, kıdem tazminatı, ikramiye ve ilave tediye alacağı, yıllık izin ücreti alacağı, aile yardımı, çocuk yardımı, yakacak yardımı, yiyecek yardımı, giyim yardımı alacaklarına ilişkin taleplerinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, davacının fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları yönünden ise bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesi “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmü uyarınca taleple bağlılık kuralına aykırı olarak talepten fazlasına karar verilmesi usule aykırıdır.
Somut olayda davacı vekilinin dava dilekçesi ile fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı olarak her biri için ayrı ayrı 100,00 TL talep ettiği, yine davacı vekilinin 20.03.2015 tarihinde talep artırım dilekçesini Mahkemeye sunduğu ve söz konusu fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına ilişkin talebini artırmayarak her biri için ayrı ayrı 100,00 TL talep ettiği görülmüştür.
Mahkemece davacının talebi ile bağlı kalınması gerekirken, talebin aşılarak 11.457,41 TL fazla çalışma ücreti alacağına, 4.716,79 TL hafta tatili ücreti alacağına, 1.150,39 TL ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağına hükmedilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
3-Kabule göre de mahkemece, hüküm altına alınan alacak miktarlarının net mi yoksa brüt mü olduğunun belirtilmemiş olması, infazda tereddüt yaratır mahiyette bulunduğundan bozmayı gerektirmiştir.
4-Mahkemece karar başlığında dava tarihinin yanlış olarak yazılması da hatalı olmuştur.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının talep halinde ilgiliye iadesine, 05/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
22. Hukuk Dairesi 2018/14129 E. , 2018/23542 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 38 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat