22. Hukuk Dairesi 2017/15002 E. , 2018/21578 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı ile davalılardan ... vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı Belediyeye ait işyerinde çöp aracı şoförü olarak çalıştığını, davalılar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğunu, ... sözleşmesinin işverence haklı bir sebep olmadan feshedildiğini ileri sürerek bir kısım alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ... vekili, davanın alt işverenlere ihbarı ile davalı ... yönünden reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ..... vekili, talep edilen alacaklardan Bornova Belediyesi Başkanlığının sorumlu olduğunu, ... sözleşmesinin devamsızlık sebebiyle feshedildiğini, davacının fazla çalışma ücreti ve herhangi bir ücret alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Karar, yasal süresi içinde davacı vekili ile davalı ... vekilince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı ... vekilinin tüm, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Anayasanın 141 inci maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;
a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile ... Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi,
içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu - 2007/14-778 E, 2007/611 K sayılı ilamı).
Somut olayda, davacı fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 500 TL yıllık izin alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiş, mahkemece “... davacının bilirkişi raporunda hesaplaması yapıldığı üzere hak etmiş olduğu ve kullandırıldığı delillendirilemeyen 74 günlük yıllık iznini kullandırdığını yada brüt 2641,80 TL yıllık izin ücretini ödediğini davalı tarafın delillendiremediğinden bu miktarda izin ücreti ödemekle yükümlü bulunduğu anlaşılmış ancak talep edilen miktarla bağlı kalınarak bu talebin hüküm fıkrasında yazılı miktarda izin ücreti alacağının kabulüne karar verip fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmuştur.” denildikten sonra, hüküm fıkrasında davacının brüt 142.80TL yıllık izin ücreti alacağının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturulması, HMK’nun 297. maddesine aykırı olup, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de, dosya kapsamında bulunan 24/04/2015 tarihli bilirkişi raporu ile 22/07/2015 tarihli bilirkişi ek raporu, yıllık izin ücreti ile ilgili olarak farklı değerlendirmeler içermekte olup, kararda bu raporlardan hangisine hangi sebeple itibar edildiğinin belirtilmemesi ayrı bir hatalı yöndür.
3-Taraflar arasında davacının fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil alacağı bulunup bulunmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta davacı fazla çalışma yaptığını ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını, bu çalışmalara ait ücretlerin ödenmediğini ileri sürmüş, davalı ise davacının çalıştığı döneme ilişkin puantaj kayıtlarını sunarak fazla çalışma alacağı bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece, puantaj kayıtları ve banka hesap ekstresi birlikte değerlendirildiğinde, davacının çalıştığı dönemlerde fazla mesai ve bayram-tatil ücretlerinin tahakkuk ettirilerek ödendiği hususunun 22/07/2015 tarihli ek rapor ile tespit edildiği, davacının davalı tarafça sunulan belgeye dayalı çalışmalar dışında fazla mesai çalışma yaptığını ispatla yükümlü olduğu, ancak davacının kendisi gibi dava açmayı düşündüğünü duruşmada beyan eden davacı tanıkları dışında başka bir delil sunamadığı gerekçesiyle söz konusu taleplerin reddine karar verilmiştir. Ancak hükme esas alınan 22/07/2015 tarihli bilirkişi ek raporunda da belirtildiği gibi, davalı tarafça sunulan puantaj kayıtları ile imzasız ücret bordroları davacının tüm çalışma dönemini kapsamakta olup, bilirkişi tarafından hesaplanan fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram genel tatil ücretleri, tanık beyanları doğrultusunda değil, sunulan yazılı kayıtlar doğrultusunda hesaplanmıştır. Davalı taraf bordroda tahakkuk eden ücretlerin banka kanalıyla ödendiğini savunmuş, mahkemece ... Ekonomi Bankası müzekkere yazılarak davacıya ait hesap dökümünün gönderilmesi istenmiştir. Söz konusu kayıtlar incelendiğinde, davacı adına kayıtlı hesabın açılış tarihinin 23/10/2012 tarihi olduğu, bu tarihten sonraki dönem için davacının tüm fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil alacaklarının ödendiği tespit edilmektedir. Bu itibarla anılan dönem yönünden davacının fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacağı bulunmadığının kabulü yerinde ise de, banka kayıtları ile ödendiği ispatlanamayan dönem yönünden hatalı hukuki değerlendirme yapılarak talebin reddine karar verilmesi yerinde değildir. Hükme esas alınan 22/07/2015 tarihli ek raporda, davacının 12.09.2009-09.11.2012 dönemine ait çalışmaları yönünden tanık beyanlarının değil, puantajlara göre imzasız bordroda tahakkuk eden miktarların esas alındığı açıkça belirtilmiş olduğundan, kayıtlar doğrultusunda belirlenen fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacağının davacıya ödenip ödenmediği hususunda yöntemince araştırma yapılmalı, söz konusu çalışmaların karşılığının ödenmediğinin anlaşılması halinde, bu miktarlar yönünden talebin kabulüne karar verilmelidir. Eksik inceleme ve hatalı hukuki değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09/10/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
22. Hukuk Dairesi 2017/15002 E. , 2018/21578 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 36 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 28 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 36 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 29 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat