22. Hukuk Dairesi 2018/8353 E. , 2018/17198 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

22. Hukuk Dairesi 2018/8353 E. , 2018/17198 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, davacının Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünde geçici işçi olarak çalışmakta iken bu kurumun lağvedilmesi üzerine İl Özel İdaresi bünyesine alındığını, ancak kademe ve derecesinin belirlenmesinde geçici işçi statüsünde çalıştığı sürelerin dikkate alınmadığını belirterek, kademe ve derecesinin tespiti ile bir kısım fark işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının intibakının Yasa ve Toplu İş Sözleşmesi hükümlerine uygun yapıldığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Bozma ilamına uyan Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalı tarafından ıslaha karşı ileri sürülen zamanaşımı def'inin dikkate alınıp alınamayacağı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu 'eksik bir borç' haline dönüştürür ve alacağın dava edilebilme özelliğini ortadan kaldırır.
Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir.
Somut olayda;bozma sonrası Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda 17/01/2009 tarihinden sonra hesaplanan miktarlara dava dilekçesinde talep ettiği miktarlar eklenerek hesaplama yapılmıştır.Halbuki ıslaha karşı zamanaşımı defi kapsamında 12/07/2008 ile 17/01/2009 tarihleri arasında alacakların hesaplanarak,bulunan miktarlar dava dilekçesinde talep edilen miktarları aşması durumunda dava dilekçesindeki miktarın eklenmesi,bu tarihler arasında hesaplanan tutar dava dilekçesinde talep edilen tutarların altında kalması durumunda ise hesaplanan tutarın eklenmesi gerekli idi.Dosyadaki raporlara göre ücret farkı bakımından 12/07/2008-17/01/2009 tarihleri arasında 896,20 TL alacak bulunduğu,ücret farkı talebinin 1.400,00 TL olmasına göre 896,20 TL kısmın eklenmesi gerektiği,akdi ilave tediye alacağı bakımından 12/07/2008-17/01/2009 tarihleri arasında 132,15 TL alacak olduğu,talebin 300,00 TL olmasına göre 132,15 TL eklenmesi gerektiği,yasal ilave tediye alacağı bakımından 12/07/2008-17/01/2009 tarihleri arasında 57,27 TL alacak olduğu,talebin 150 TL olmasna göre 57,27 TL eklenmesi gerektiği anlaşılmaktadır.Hal böyle olunca Mahkemece yukarıda belirtilen hesaplamaya göre alacakların hüküm altına alınması gerekli iken hatalı bilirkişi raporuna itibar edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 05.07.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.











Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön