22. Hukuk Dairesi 2017/12175 E. , 2018/12154 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, 30.09.2013 tarihinde davacının iş sözleşmesinin bildirimsiz ve tazminatsız olarak feshedildiğini, 23.09.2013 tarihinde ise işyerinde çalışanların tümünden savunma alındığını ve istifa etmeye zorlandığını, ibraname imzalattırılmak zorunda bırakıldığını, ibraname imzalamadığını ve işyerinden ayrıldığını, işyerine o gün çağrılan bir takım işçilerin cüzi miktarda tazminat alıp istifa ettiklerini, davalı işverenliğin amacının işyerinde uzun süre çalışan işçilere tazminat ödememek olduğunu, davacıya işyerinde hırsızlık yaptığına dair iftira atılarak iş sözleşmesinin feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı temyizi açısından;
Taraflar arasında fazla mesai ile ulusal bayram ve genel tatil alacaklarına uygulanan takdiri indirimin oranı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil alacağının uzun bir süre için hesaplanması, işçinin çalışma süresi içerisinde hastalık, izin, mazeret gibi sebeplerle fazla çalışma yapmadığı günler bulunduğu kabul edilerek Yargıtayca son yıllarda takdiri indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline ve işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili miktarına göre takdir edilmelidir.
Dosya içeriğine göre, davacının fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil çalışmasının bulunduğu kabul edilerek hesaplanan tutarlar üzerinden mahkemece %50 oranında takdiri indirim yapılarak fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücretleri hüküm altına alınmıştır. Davacının işyerinde yaptığı işin niteliğine ve hizmet süresine göre, ayrıca davalı tanığının da 12 saat çalıştığını belirtmesine göre mahkemece fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinden yapılan takdiri indirimin fahiş olduğu dikkate alınarak hesaplanan tutarlar üzerinden %30'dan aşağı olmamak üzere daha uygun bir takdiri indirim yapılarak söz konusu alacaklar hüküm altına alınmalıdır.
Davalı temyizi yönünden;
Taraflar arasında iş sözleşmesinin istifa dilekçesi ile sonlandırılıp sonlandırılmadığı uyuşmazlık konusudur.
Genel olarak...sözleşmesini fesih hakkı hak sahibine ... tarafa yöneltilmesi gereken tek taraflı bir irade beyanı ile...sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesiyle ortadan kaldırabilme yetkisi veren bozucu yenilik doğuran bir haktır. İşçinin haklı nedenle derhal fesih hakkı 4857 sayılı İş Kanunu'nun 24. maddesinde düzenlenmiştir. İşçinin önelli fesih bildiriminin kanuni düzenlemesi ise aynı Yasanın 17. maddesinde ele alınmıştır. Bunun dışında İş Kanunu'nda işçinin istifası özel olarak düzenlenmiş değildir.
İşçinin haklı bir nedene dayanmadan ve bildirim öneli tanımaksızın iş sözleşmesini feshi, istifa olarak değerlendirilmelidir. İstifa iradesinin ... tarafa ulaşmasıyla birlikte iş ilişkisi sona erer. İstifanın işverence kabulü zorunlu değilse de, işverence dilekçenin işleme konulmamış olması ve işçinin de işyerinde çalışmaya devam etmesi halinde gerçek bir istifadan söz edilemez. Bununla birlikte istifaya rağmen tarafların belirli bir süre daha çalışma yönünde iradelerinin birleşmesi halinde kararlaştırılan sürenin sonunda iş sözleşmesinin ikale yoluyla sona erdiği kabul edilmelidir.
İşçinin istifa dilekçesindeki iradesinin fesada uğratılması da sıkça karşılaşılan bir durumdur. İşverence tazminatların derhal ödenmesi ve benzeri baskılarla işçiden yazılı istifa dilekçesi vermesini talep etmesi ve işçinin buna uyması gerçek bir istifa iradesinden söz edilemez. Bu halde feshin işverence gerçekleştirildiği kabul edilmelidir.
Somut olayda, dosyada davacının 19.09.2013 tarihi itibariyle kendi isteği ile işten ayrıldığını belirten istifa dilekçesi mevcuttur. Mahkemece gerçek istifa olmadan işveren tarafından istenmesi üzerine düzenlendiği gerekçesiyle istifa içeriğinin geçerli olamayacağı kabul edilmiş ise de davacı tarafından ihtirazi kayıtsız imzalı istifa dilekçesine itibar edilmemesi yerinde değildir. Davacı vermiş olduğu dilekçede feshi herhangi bir haklı sebebe dayandırmadığı gibi dava dilekçesinde de bu konuda bir açıklamada bulunmamış istifa iradesini fesada uğratan sebeplerin varlığını da yeterli ve inandırıcı delillerle ispatlayamamıştır. Hal böyle olunca iş sözleşmesinin davacı tarafından haklı sebep olmadan feshedildiğinin kabulü ile kıdem ve ihbar tazminatı isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 17/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
22. Hukuk Dairesi 2017/12175 E. , 2018/12154 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 84 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 44 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 61 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 28 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat