22. Hukuk Dairesi 2015/30815 E. , 2018/11957 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

22. Hukuk Dairesi 2015/30815 E. , 2018/11957 K.

'İçtihat Metni'


MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı vekilince istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 15/05/2018 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına vekili Avukat ... ile karşı taraf adına vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:



Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesinin haklı sebep olmadan feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve fazla çalışma ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini, dava konusu alacak taleplerinin haksız olduğunu ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı talepleri yönünden davanın kabulüne, fazla çalışma ücreti alacağı talebinin ise reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
İş sözleşmesinin, işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı davranışları sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu'nun 25. maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkanının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkanı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere kanundaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkanı tanımaktadır.
Somut olayda, davalıya ait işyerinde tıbbi tanıtım temsilcisi olarak çalışan davacının iş sözleşmesi, farklı tarihlerde toplam üç kez, ...ünitesinde Dr. ...’a tanıtım amaçlı ziyaret gerçekleştirmemiş olmasına rağmen, ziyaret gerçekleştirdiği yönünde gerçeğe aykırı raporlama yaptığı iddiasıyla, haklı sebep bulunduğu ileri sürülerek işverence feshedilmiştir. Davacı, fesihten önce alınan savunmasında özetle, yoğun iş temposu ve ziyaret saati kısıtlamaları gibi sebeplerden ziyaret kalitesinin olumsuz yönde etkilendiğini, bu olumsuzluğun kendisinin hekimleri, hekimlerin de kendisini şahsen tanımasını imkansız kıldığını, kendisini yeterince geliştirme fırsatı yakalayamadığından sisteme yanlışlıkla hatalı giriş yaptığını, hatanın yanlış isim girişleri nedeni ile gerçekleştiğini ve bu hataları bilerek ve isteyerek yapmadığını beyan etmiştir.
Davalı tanığının anlatımından, söz konusu gerçeğe aykırı raporlamanın, bahsi geçen doktorun ilgili tarihlerde farklı bir hastanede çalışıyor olmasına rağmen, Gata’da çalışıyormuş gibi ziyaret bildiriminde bulunulmasıyla ortaya çıktığı anlaşılmaktadır. Ayrıca, sisteme yapılan hatalı girişlerin düzeltilmesi noktasında, işverence, işçilere aylık ziyaret özet raporlarının verildiği ve varsa hatalı girişlerin düzeltilmesi imkanının tanındığı da dosya içeriğiyle sabittir. Bu yönler ile birlikte aynı doktor hakkında farklı tarihlerde yapılan gerçeğe aykırı ziyaret bildiriminin sayısı nazara alındığında, eylemin kasıt olmadan gerçekleştirildiğinin kabulü, hayatın olağan akışı çerçevesinde mümkün değildir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında varılan neticede, davacının eylemi, doğruluk ve bağlılığa aykırı davranış niteliğinde olduğundan, fesih 4857 sayılı Kanun’un 25/II-e maddesi uyarınca haklı sebebe dayanmaktadır. Nitekim, benzer uyuşmazlıklar hakkında Dairemizin emsal nitelikteki kararları da aynı doğrultudadır ( örneğin; Dairemizin 21/06/2016 tarihli ve 2015/16562 esas- 2016/18573 karar sayılı kararı).
Feshin hak düşürücü süre içerisinde gerçekleşip gerçekleşmediği meselesine gelince; işverenin tüzel kişi olması durumunda, 4857 sayılı Kanun’un 26. maddesinde düzenlenen altı işgünlük süre, feshe yetkili merciin öğrenme tarihinden itibaren başlar. Feshe neden eylem konusunda işverenlikçe soruşturma yapılması süreyi başlatmaz. Somut olayda, davalı tarafça dosyaya sunulan belgelerden, feshe yetkili kişinin ... olduğu, işyerinde gerçeğe aykırı ziyaret raporlaması hakkında işverence yapılan araştırma ile kontrol işlemlerinin tamamlandığının ve davacının da dahil olduğu ellibir kişilik listenin insan kaynakları müdürü tarafından feshe yetkili kişi ...’na 24/10/2013 tarihli elektronik posta ile bildirilerek fesih için onay istendiği, aynı tarihli elektronik posta ile verilen onay akabinde iş sözleşmesinin, Beyoğlu 34. Noterliğince düzenlenen 24/10/2013 keşide tarihli bildirim ile feshedildiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, fesih hak düşürücü süre içerisinde gerçekleşmiştir.
Anılan sebeplerle, feshin 4857 sayılı Kanun’un 25/II-e maddesi uyarınca haklı sebebe dayandığı ve hak düşürücü süre içerisinde gerçekleştiği sabit olduğundan, kıdem tazminatı ile ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun olmayan gerekçeyle kabulüne karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön