22. Hukuk Dairesi 2017/11473 E. , 2018/9708 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının 2007 yılında davalıya ait işyerinde çalışmaya başladığını, 2010 yılında işverenin rencide edici sözleri karşısında iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini, 2010 yılı 3. ayında davalının davacıyı işe tekrar davet etmesi üzerine yeniden işe başladığını, fazla mesai hakedişlerini talep etmesi üzerine iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedildiğini, ödenmeyen alacaklarının bulunduğunu ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
1- Taraflar arasında, iş sözleşmesinin, işçinin devamsızlıkta bulunması sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 25. maddesinin (II) numaralı bendinin (g) alt bendinde, “işçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi” halinde, işverenin haklı fesih imkanının bulunduğu kurala bağlanmıştır.
Somut olayda, davacı, fazla mesai ücretlerini talep etmesi üzerine işveren tarafından iş sözleşmesinin sona erdirildiğini iddia etmiş; davalı ise, davacının 12.12.2013 tarihinden itibaren devamsızlık yaptığını, devamsızlık tutanakları düzenlendiğini, 16.12.2013 tarihinde noterden ihtarname gönderildiğini, ancak davacının mazeret bildirmemesi üzerine iş sözleşmesinin devamsızlık sebebi ile feshedildiğini savunmuştur. Mahkemece iş sözleşmesinin fazla mesai ücretlerinin davacı tarafından talebi üzerine davalı tarafından bildirimsiz ve haksız olarak feshedildiği gerekçesiyle ihbar ve kıdem tazminatı istekleri kabul edilmiştir. Davalı işverence 12, 13, 14, 16.12.2014 tarihlerinde ayrı ayrı devamsızlık tutanakları düzenlendiği, dinlenen tutanak tanıklarının tutanak içeriklerini doğruladığı, işverenin 16.12.2013 tarihli noter ihtarnamesi ile 12.12.2013 tarihinden beri işe gelmediğini varsa mazeretini bildirmesini davacıdan istediği, ancak cevap verilmediği, davacı tanıklarının davacıdan evvel işyerinden ayrıldıkları ve görgüye dayalı bilgileri olmadığı davacının haklı bir nedene dayanmaksızın devamsızlık yaptığı, işveren feshinin haklı sebebe dayandığı anlaşılmakla kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
2-Ayrıca davalı tarafından temyiz dilekçesi ekinde sunulan yıllık izni kaydı ve fazla mesai, genel tatil tahakkuklarını içeren imzalı bordroların da dava konusunu etkilediği nazara alındığında değerlendirilmesi gerekmektedir. Hal böyle olunca mahkemece söz konusu belgelerin incelenerek sonuca gidilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25/04/2018 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Davacı işçinin kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, genel tatil ve yıllık izin ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesi talebiyle açtığı davada, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalı işverence temyiz aşamasında davacının imzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti tahakkuku bulunduğunu ileri sürerek buna ilişkin bır kısım ücret bordroları ile 2008, 2009 yıllarına ilişkin yıllık izin kaydı sunmuştur.
Medeni usul hukukuna hakim ilkelerden birisi de taraflarca hazırlama ilkesidir. Buna göre dava malzemeleri taraflarca mahkemeye getirilmelidir. Taraflarca ileri sürülmemiş vakıalar hakim tarafından kendiliğinden araştırılamayacağı gibi, taraflarca dava dosyasına intikal ettirilmeyen delillerin mahkemece re'sen dikkate alınması ve hükme dayanak yapılması da mümkün değildir. Hakim, dava dosyasına usulüne uygun girmiş olan dava malzemesiyle sınırlı inceleme yapmakla yükümlüdür. Dava malzemelerinin mahkemeye tam olarak getirilmemesinin sorumluluğu taraflara aittir. Taraflar talep sonucunu dayandırdıkları vakıaları ispata yarayan delilleri göstermemişler ve süresinde sunmamışlarsa dava veya savunmalarını ispatlayamadıkları için davanın aleyhlerine sonuçlanması söz konusu olacaktır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 119 ve 129.maddelerine göre delillerin tarafların dilekçeleri ile mahkemeye sunulması zorunludur. 6100 sayılı Kanunun 140/5.maddesine göre dilekçede belirtilmiş olup da, ellerinde bulunan ya da getirtilmesi gereken belgeleri mahkemeye sunmamışlarsa hâkim, ön inceleme duruşmasında her iki tarafa da bu eksikliğin tamamlanması için iki haftalık kesin süre verir. Verilen kesin süre içinde belgenin ibraz edilmemesi halinde o delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılmasına karar verilir.
İnceleme konusu olayda ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sırasında da ibraz edilmeyen yıllık ücretli izin belgeleri ve 2010, 2011, 2012 yılı ücret bordroları ilk defa temyiz aşamasında dosyaya sunulmuştur.
6100 sayılı Kanunun 145.maddesine göre taraflar kanunda belirtilen süreden sonra delil gösteremezler. Ancak bir delilin sonradan ileri sürülmesi yargılamayı geciktirme amacı taşımıyorsa veya süresinde ileri sürülememesi ilgili tarafın kusurundan kaynaklanmıyorsa, mahkeme o delilin sonradan gösterilmesine izin verebilir.
Davalı taraf ilk derece yargılaması sırasında süresi içinde ödeme belgelerini sunmamış, HMK.m.145 hükmünün sağladığı imkandan da yararlanmamıştır. Ayrıca söz konusu belgeleri süresinde sunamama gerekçesini temyiz aşamasında belirtmemiştir.
İlk derece yargılaması sırasında elindeki belgeleri dosyaya sunmayan tarafa temyiz aşamasında belge sunmasına imkan vermek, yargılama faaliyetini ciddiye almayan veya yargılamayı uzatma amacını taşıyan kötüniyetli kişileri ödüllendirmek olur.
Temyiz aşamasında sunulan belgelerin dikkate alınmaması halinde alacağa hak kazanmadığı halde dava açan kişinin himaye edilmiş olacağı şeklindeki görüşe de katılmak mümkün değildir. Çünkü, alacaklı olmadığı halde dava açan kişi, gizli, hileli veya gayrı meşru bir yöntemle değil, hukuki dinlenilme hakkının geçerli olduğu bir yargılama sistemi içerisinde talepte bulunmaktadır. Ayrıca, hiçbir hakkı olmadığı halde dava açan tarafla ilgili yapılacak işlem 6100 sayılı Kanunun 329.maddesinde özel olarak düzenlenmiştir. Buna göre haksız dava açan taraf, yargılama giderinden başka, diğer tarafın vekiliyle aralarında kararlaştırılan vekalet ücretinin tamamı veya bir kısmını ödemeye mahkum edilebilir. Bundan başka beşyüz Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar disiplin para cezası ile mahkum edilebilir. Bu hallere vekil sebebiyet vermişse disiplin para cezası vekil hakkında uygulanır. Somut olayda davalı taraf belgelerini süresi içinde sunarak davanın reddine karar verilmesini ve sözü edilen hükmün uygulanmasını sağlayabilirdi.
Alacaklı olmadığı halde dava açan kişinin dava hakkının olmadığı, bunun dava şartı olduğu şeklindeki görüşe de katılmak mümkün değildir. Bir kimsenin alacaklı veya borçlu olması taraf sıfatı ile ilgilidir. Taraf sıfatı ise dava şartı değildir(PEKCANITEZ, Hakan / ÖZEKES, Muhammet / AKKAN,Mine / TAŞ ..., Hülya; Medeni Usûl Hukuku, Cilt I, 15.Bası, ..., s.612). Taraf sıfatının bulunup bulunmadığı, başka bir anlatımla bir kimsenin alacaklı veya borçlu olup olmadığı mahkeme tarafından re'sen araştırılacak bir husus değildir.
Bu konuda ayrıca belirtmek gerekir ki, usul kanunlarımızda itiraz niteliğindeki belgelerin yargılamanın her aşamasında sunulabileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. İtiraz niteliğindeki belgelerin usulüne uygun şekilde dosyaya ibraz edilmesi halinde mahkemece re'sen göz önünde bulundurulması gerekir. Başka bir anlatımla, usulüne uygun şekilde dosyaya sunulmuş bu tür bir belge sonradan tarafların gözünden kaçsa bile mahkemenin bu belgeyi re'sen dikkate alması gerekir.
Somut olayda, ilk derece yargılaması 2 yıla yakın sürmüş olup, davalı taraf süresi içinde sözü edilen belgeleri sunmadığı gibi, tahkikatın devamı sırasında da ibraz etmemiştir. Bu noktada mahkemenin usul ve yasaya aykırı herhangi bir işlemi bulunmamaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 2. maddesi uyarınca inceleme konusu dosya bakımından uygulanması gereken 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 437. maddesinde bozma nedenleri sayılmış olup, temyiz aşamasında sunulan delilin bozma nedeni yapılacağına dair bir düzenleme bulunmamaktadır. Anılan hükme göre temyiz olunan kararın tamamen veya kısmen bozulması için; hukukun veya taraflar arasındaki sözleşmenin yanlış uygulanmış olması, dava şartlarına aykırılık bulunması, taraflardan birinin iddiasını ispat için dayandığı delillerin kanun bir sebep olmaksızın kabul edilmemesi ve karara etki eden yargılama hatası ve eksiklilerinin bulunması gerekir. Temyiz incelemesinde, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen vakıa ve delillerin, hatta mahkemenin karar vermesinden sonra yaşanan vakıaların ileri sürülmesi mümkün değildir. Yeni vakıaların ileri sürülmesi ve bunların incelenmesi, karşı tarafın rızasına da tabi değildir. Çünkü temyiz incelemesinde tahkikat yapılamaz.
Yukarıda açıkladığımız sebeplerle sayın Çoğunluğun temyiz aşamasında sunulan ücret bordrolarının ve yıllık izin belgelerinin değerlendirilmesi gerektiği şekildeki bozma yönündeki görüşüne katılamıyoruz. 25.04.2018
22. Hukuk Dairesi 2017/11473 E. , 2018/9708 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 112 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat