22. Hukuk Dairesi 2017/11544 E. , 2018/7261 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

22. Hukuk Dairesi 2017/11544 E. , 2018/7261 K.

'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesini emeklilik nedeni ile feshettiğini, hak ettiği kıdem tazminatının tamamının ödenmediğini belirterek kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın husumet ve esas yönünden reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar süresi içerisinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki ilk uyuşmazlık davacının çalışma süresi konusundadır.
Dosya içeriğine göre davacı, asıl işveren İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde,Park ve Bahçeler Müdürlüğünde, 26.03.2007-01.01.2011 arasında değişik alt işverenler nezdinde, bu tarihten sonra emekliliğine kadar kadrolu olarak çalıştığını belirterek hesaplanacak alacakların hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Mahkemece davacının 26.03.2007-10.06.2014 tarihleri arasında davalı bünyesinde kesintisiz çalıştığı kabul edilerek karar verilmiştir. Ancak tanık dinletilmemiş ve kesintisiz çalışma olgusunu ortaya koyacak delil sunulmamıştır. Bu durumda çalışma süresinin Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre değerlendirilmesi gerekiken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
3-Davacı ve davalı arasındaki diğer uyuşmazlık ibranamenin geçerliliği ve ödenmeyen alacakların miktarı konusundadır.
İbra sözleşmesi, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nda düzenlenmiş olup, anılan Kanun'un 132. maddesinde “Borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca belli bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile borç, tarafların şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra sözleşmesiyle tamamen veya kısmen ortadan kaldırılabilir” hükmü kabul edilmiştir. İbranameyle ilgili olarak diğer önemli bir düzenleme ise, 6098 sayılı Kanun'un 420.maddesinde yer almıştır. Sözü edilen hükme göre, işçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesinin yazılı olması, ibra tarihi itibarıyla sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması, ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi, ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığıyla yapılması şarttır. Bu unsurları taşımayan ibra sözleşmeleri veya ibraname kesin olarak hükümsüzdür. Hakkın gerçek tutarda ödendiğini ihtiva etmeyen ibra sözleşmeleri veya ibra beyanını muhtevi diğer ödeme belgeleri, içerdikleri miktarla sınırlı olarak makbuz hükmündedir. Bu halde dahi, ödemelerin banka aracılığıyla yapılmış olması zorunludur.
Dosya içeriğine göre, davacı iş sözleşmesini 10.06.2014 tarihinde emeklilik nedeni ile feshetmiştir. 13.06.2014 tarihli ibranamede, davacıya net 11.684,40TL kıdem tazminatı, net 1.378,50 TL yıllık izin ücreti ve net 5.249,85TL ihbar tazminatı adı altında ödeme yapıldığı belirtilmiştir.
Anılan ibraname, yukarıda açıklanan kanuni düzenlemeler gereğince, fesihten sonra bir aylık süre geçmeden düzenlendiğinden geçersiz olup, yalnız banka aracılığı ile yapılan ödemeler bakımından makbuz hükmündedir. Bu kapsamda ibranamede belirtilen yıllık izin ücretine ilişkin banka ödeme kaydı sunulmadığından anılan miktarın hesaplanan yıllık izin ücreti alacağından mahsup edilmemesi isabetlidir.
Ancak ibranamede kıdem ve ihbar tazinatı adı altında tahakkuk ettirilen toplam 16.934,85TL, banka aracılığı ile 17.06.2014 tarihinde ödenmiştir. İzenerji İnsan Kaynakları Tem. Bak. Org. A.Ş.'nin 04.07.2014 tarihli yazışmasında anılan ödemenin tamamının kıdem tazminatı ilişkin olduğu belirtilmiştir. Davacının emeklilik nedeni ile işten ayrılmış olması da değerlendirildiğinde banka aracılığı ile ödenen 16.934,85TL nin tümünün hesaplanan kıdem tazminatından mahsup edilmesi gerekirken 11.684,40TL nin mahsubu ile yetinilmesi hatalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 21.03.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.







Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön