22. Hukuk Dairesi 2015/16237 E. , 2018/1217 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

22. Hukuk Dairesi 2015/16237 E. , 2018/1217 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerinci istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti
Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde çalışmakta iken iş sözleşmesini 30.05.2013 tarihli ihtarname ile haklı sebeple feshedildiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, asgari geçim indirimi alacağı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının herhangi bir bildirimde bulunmadan işyerini terk ederek iş sözleşmesini feshettiğini, tazminata hak kazanmadığını, talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının ücretinin imzalı bordrolarda belirtilen ücret olduğunu, işyerinde altı gün çalışma yapıldığını, fazla çalışma yapıldığı takdirde bu çalışmalara ait ücretlerin ödendiğini ve bordroya yansıtıldığını ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yazılı gerekçeyle kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti ve asgari geçim indirimi alacakları yönünden davanın usulden reddine; ispatlanamayan fazla çalışma ücreti yönünden reddine; ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile hafta tatili ücreti yönünden kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
A. Davalı Temyizi Yönünden;
Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar HUMK.nun 426/A maddesi uyarınca temyiz edilemez.
Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz.
Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan miktar karar tarihi itibari ile 2.080 TL kesinlik sınırı kapsamında kaldığından davalının temyiz isteminin HUMK’nun 426/A, 432 maddeleri uyarınca REDDİNE,
B. Davacı Temyizi Yönünden;
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Somut olayda, tanıklar davacının günde on iki saatlik vardiyalar halinde çalıştığını beyan etmiş olup, bu beyana göre davacının işyerinde fazla sürelerle çalıştığını ispatladığı açıktır. İmzalı ücret bordrolarına göre, davacıya ödendiği anlaşılan fazla çalışma ücretleri yönünden, bu ödemelerin yapıldığı aylar dışlanarak, fazla çalışma alacağının hesaplanması gerekir. Mahkemece, fazla çalışma alacağına yönelik talebin kabulü gerekirken, gerekçe gösterilmeden talebin reddine karar verilmesi hatalıdır.
3-Hafta tatili ücretinin hesabı yönünden taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 46 ncı maddesinin ikinci fıkrası gereğince, çalışılmayan hafta tatili günü için bir iş karşılığı olmaksızın işçinin ücreti tam olarak ödenir. Hafta tatilinde çalışan işçinin ücretinin nasıl hesaplanacağı yasalarda düzenlenmemiş ise de, Dairemizce hafta tatilinde yapılan çalışmanın fazla çalışma sayılacağı, buna göre ücretin yüzde elli zamlı ödenmesi gerektiği görüşü benimsenmiştir (Yargıtay 9.H.D. 23.5.1996 gün 1995/37960 E, 1996/11745 K.). Buna göre hafta tatilinde çalışılmışsa, çalışma karşılığı olmaksızın ödenmesi gereken bir yevmiye yanında, çalışmanın karşılığı da bir buçuk yevmiye olarak ödenmelidir. Şu hale göre çalışılan hafta tatilinin ücreti ikibuçuk yevmiye olmalıdır.
Mahkemece tanık beyanları doğrultusunda davacının ayda iki hafta tatilinde çalıştığı sonucuna varılarak hafta tatili alacağı hüküm altına alınmış ise de, yapılan hesaplama hatalıdır. Çalışılan hafta tatili alacağının bir buçuk yevmiye üzerinden hesaplanması gerekir. Hafta tatili ücretinin ödendiği ücret bordroları veya banka kayıtları ile ispatlanabilir. Somut uyuşmazlıkta, davacının ücret bordrolarında hafta tatili ücretinin ödendiğine dair herhangi bir kayıt bulunmadığı halde, salt soyut tanık beyanlarına itibar edilerek, hafta tatili ücretinin bir buçuk yevmiye yerine bir yevmiye üzerinden hesaplanması isabetli olmamıştır.
Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23.01.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.




Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön