22. Hukuk Dairesi 2017/19052 E. , 2018/27708 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

22. Hukuk Dairesi 2017/19052 E. , 2018/27708 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 23.05.2002-31.01.2014 tarihleri arasında davalı işveren nezdinde kesintisiz olarak iç hizmetler personeli ve güvenlik görevlisi pozisyonunda çalıştığını, iş akdinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini, bunun üzerine işe iade için dava açıldığını, mahkemece davacının işe iadesine karar verildiğini, buna rağmen davacının işe başlatılmadığını, davacının sürekli olarak vardiyalı çalıştığını, fazla çalışma yaptığını, vardiyasına denk gelen ulusal bayram ve genel tatil günlerinde de çalıştığını, ancak karşılıklarının ödenmediğini ileri sürerek fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil günleri alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, taleplerin zamanaşımına uğradığını, davacının talep ettiği alacaklarının tarafında ödendiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı ve ulusal bayram, genel tatil ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu'nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Aynı ilkeler, ulusal bayram ve genel tatil günleri alacağının ispatı bakımından da geçerlidir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı davalı işveren nezdinde 23.05.2002-31.01.2014 tarihleri arasında iç hizmetlere bağlı güvenlik biriminde çalışmış olup, davalı işyerinde 2010 yılı Ağustos ayına kadar üçlü vardiya sisteminin, sonrasında ise 08.00-20.00; 20.00-08.00 saatleri arasında olmak üzere ikili vardiya sisteminin uygulandığı tanık beyanlarıyla sabittir. Üç vardiyalı çalışma şeklinin uygulandığı dönem bakımından davacının fazla çalışma alacağına hak kazanması mümkün değildir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının 2010 yılı Ağustos ayından itibaren ikili vardiya sistemine geçildiği belirtilmiş olmasına rağmen, fazla çalışma alacağının bu dönemden itibaren hesaplanması gerekirken 09.03.2010 tarihinden itibaren hesaplanması hatalı olmuştur. Ayrıca davacı ve davalının da kabulünde olan çalışma şekline göre davacı, ikili vardiya yaptığı söz konusu çalışma döneminde bir gün gündüz vardiyası, ertesi gün dinlenme, devam eden gün ise gece vardiyası olmak üzere vardiyaları dönüşümlü olmak üzere çalışmıştır. Mahkemece hükme esas alınan raporda, davacının haftanın iki günü gece vardiyasında çalıştığı kabul edilerek fazla çalışma alacağı hesaplanmıştır. Ancak söz konusu çalışma şeklinde göre, ilk hafta haftanın iki günü gece vardiyasında çalışma yapıldığı sabit ise de, devam eden haftada davacının yalnızca bir gün gece vardiyasında çalıştığı anlaşılmaktadır. Bu sebeple, tüm haftalar bakımından haftanın iki günü gece vardiyasında çalıştığının kabulü de hatalı olmuştur.
Davacının ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının bulunup bulunmadığı da tartışma konusudur. Mahkemece, davacının tanıklarının bayram mesaisinin ödendiği yönündeki beyanları dikkate alınarak davacının ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı bulunmadığı kabul edilerek ilgili talebin reddine karar verilmiştir. Davacının, vardiyasına denk gelen ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı gerek davacı gerekse de davalı tanık beyanları ile sabittir. Davacı tanıklarının ödemenin elden yapıldığına ilişkin açık beyanları yoktur. Hal böyle olmakla, davalı işveren tarafından ödemenin yazılı belge ile ispatı gerekirken tanık beyanlarına göre ödendiğinin kabulü de hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 19.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön