22. Hukuk Dairesi 2017/16154 E. , 2018/23160 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

22. Hukuk Dairesi 2017/16154 E. , 2018/23160 K.

'İçtihat Metni'


MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (...)Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen karar, süresi içinde duruşmalı olarak davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan ... 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:


Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 08.07.2011-11.02.2013 tarihleri arasında davalı şirketin Suruç şantiyesinde sekmen kalıpçısı olarak çalıştığını, ... sözleşmesinin haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, hafta tatili ücreti, fazla çalışma ücreti ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Savunmasının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında öncelikle çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, davanın belirsiz alacak davası türünde açılmasında hukuki yararın bulunup bulunmadığı noktasındadır.
Dosya içeriğinden davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı ve mahkemece belirsiz alacak davası olarak görüldüğü anlaşılmaktadır. Bu halde, somut olayın özellikleri dikkate alınarak, dava dilekçesinde ileri sürülen taleplerin belirsiz alacak olup olmadığının değerlendirilmesi gereklidir.
Fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretlerine yönelik talepler bakımından; dava dilekçesinde deliller arasında tanık anlatımlarına da dayanılmış olmasına göre, tanık anlatımlarına dayalı olarak talebin kabulü ihtimalinde takdir edilecek uygun oranda indirim yapılması gerekliliği söz konusu olacağından ve hakimin takdir yetkisine bağlı olarak yapılacak indirim oranı baştan belirli olmadığından, söz konusu alacaklar belirsiz alacak davasına konu edilebilir.
Kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacaklarına yönelik talepler bakımından ise; dava dilekçesinde, davacının 08.07.2011-11.02.2013 tarihleri arasında çalıştığı; aylık ücretinin net 1.500,00 TL olduğu, servis ve yemek ücretinin işveren tarafından karşılandığı, yıllık izin günlerinde çalışmaya devam ettiği açıklanmıştır. Kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacakları giydirilmiş ücret ya da çıplak ücrete göre hesaplanan farklı alacak türleri olup, kıdem ve ihbar tazminatı giydirilmiş ücretten yıllık izin ücreti ise çıplak ücretten hesaplanmaktadır. Giydirilmiş ücrete, işçinin asıl ücretine ek olarak sağlanan para veya para ile ölçülebilen menfaatler de dahil edilmektedir. Dava dilekçesinde, giydirilmiş ücret ile ilgili olarak aylık ücrete ek servis ve yemek ücretinin de sağlandığı beyan edilmiş ise de, giydirilmiş ücret miktarı kesin bir biçimde belirtilmemiştir. Bu durumda ücrete dahil edilecek menfaatlerin işyerinde süreklilik arz edip etmediği belirlenerek ve esas alınacak ücret miktarları tespit edilerek sonucuna göre giydirilmiş ücret miktarının belirlenmesi yargılama sonucunda ortaya çıkacağından her iki alacak da belirsiz alacak davası ile istenebilecektir. Ancak yukarıda belirtilen açıklamalar dikkate alındığında yıllık izin ücreti alacağı bakımından bir belirsizlikten söz etmenin olanağı bulunmamaktadır. Dava dilekçesinde de net bir şekilde ifade edildiği üzere, davacı çalışma süresini ve çıplak ücretini belirleyebilmektedir ve kanuna göre kendisine kullandırılması gerekli yıllık izin süresini de tespit edebilecek durumdadır. Açıklanan sebeplerle, dava konusu yıllık izin ücreti alacağının davacı tarafça belirlenebilir nitelikte olduğu ve dolayısıyla belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği nazara alınarak, hukuki yarar yokluğundan yıllık izin ücreti alacağına yönelik talebin usulden reddi gerekirken, yazılı şekilde esasa girilerek karar verilmesi hatalıdır.
3-Davacı işçinin fazla mesai yapıp yapmadığı, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde ve hafta tatillerinde çalışıp çalışmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla mesai yaptığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde ve hafta tatillerinde çalıştığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla mesai, bayram genel tatil ve hafta tatili çalışmasının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, belirtilen taleplerin bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. Fazla mesai, bayram, genel tatil ve hafta tatili çalışmasının yazılı delil ya da şahitle ispatı imkan dahilindedir.
Somut olayda, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına ilişkin hesaplamanın davacıyı ismen bilmediğini ancak görse simaen tanıyabileceğini beyan eden tek davacı tanığının beyanları doğrultusunda yapıldığı görülmektedir. Davacıyı ismen tanımadığını beyan eden tanığın davacının çalışma düzeni hakkında bilgi sahibi olması beklenemeyeceği gibi beyanları soyut nitelikte olup değer verilemez. Fazla çalışma ve hafta tatili ile genel tatil günlerindeki çalışmalarının ispatı konusunda, dosya içerisinde, işyerindeki çalışma düzenini gösterir işyeri kayıtlarının bulunmadığı ve davacının başka bir tanık da dinletmediği gözönüne alındığında davacının tüm hizmet süresince bu tanık beyanına göre anılan taleplerini ispat ettiğinin kabulü hatalı olup, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatil alacaklarının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.













Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön