22. Hukuk Dairesi 2018/12553 E. , 2018/21696 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk(...) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İŞE İADE
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, işverence yapılan feshin haklı ve geçerli bir nedene dayanmadığını ve gerçekte feshin sendikal nedenle yapıldığını belirterek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacı ve arkadaşlarının şirket müdürünün yanına gelerek 'ben sendikaya üye oldum, sendika bana 1250,00-1500,00 TL arasında maaş almam gerektiğini söyledi, artık bana bu maaşı verin. Yoksa ben bu işten ayrılıp aleyhinize dava açıp sendikal faaliyette bulunduğum için beni işten çıkardılar, diyeceğim ve tazminat alacağım' şeklinde tehditvari konuştuklarını, davacının bu talebi işyeri müdürü tarafından kabul edilmeyince, davacı ve yanındakilerce toplu şekilde ağıza alınmayacak söz ve hakaret dolu sözler ile müdürlerini tehdit ederek olayı çok başka boyutlara getirmek suretiyle ahlak ve iyiniyet kurallarını ihlal ettiklerini, 02.10.2012 tarihli tutanaktan anlaşılacağı üzere 25/II-d maddesine göre haklı nedenle ... akdinin feshedildiğini, davacının kötüniyetli olarak bu davayı açtığı ve sendikal neden iddiasına dayandığını ancak işverence sendikalı olduğu halde çalışmaya devam eden işçilerin bulunduğunun bilindiği ve bu işçilerle arasında hiçbir sorun bulunmadığını savunarak haksız açılan davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Bozma ilamına uyulan Mahkemece, toplanan kanıtlara dayanılarak, yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı, davacı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Mahkemece verilen 14.08.2014 tarihli karar ile feshin geçersizliğine ve davacının işe başlattırılmasına karar verilmiş, davalı tarafın temyizi üzerine yapılan temyiz incelemesi neticesinde söz konusu karar Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesinin 05.03.2015 tarihli ilamıyla bozulmuştur. Bozma ilamında, “Somut olayda, davalı, davacı ve arkadaşlarının işyeri müdürü ile konuşma içeriklerine dair tutanak tutup, bunu delil olarak dosyaya sunmuştur. Bu tutanak içeriğini doğruluğunu araştırmak hakimin görevidir. Bu nedenle isimleri geçen tutanakta imzası bulunan kişileri dinlemek ve durumu açıklığa kavuşturmakla yükümlüdür. İşyeri müdürü hariç tutanak tanıkları davalı işverence Mahkemeye tanık olarak bildirilmiştir. Tüm tutanak tanıkları dinlenilmeli ve çelişkiler giderilmelidir. Eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozma nedenidir.” denilmiştir. Bozma ilamına karşı mahkemece verilen 11.11.2015 tarihli karar ile direnilmiş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 29.06.2016 tarihli kararı ile kısa kararın usul ve yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. Bunun üzerine mahkemece, Yargıtay bozma ilamı ve Hukuk Genel Kurulu kararının okunduğu belirtilerek Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve tutanak tanıkları dinlenerek davanın reddine karar verilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı taraf ... akdinin sendikal nedenlerle feshedildiğini, feshin geçerli bir nedene dayanmadığını iddia etmiş, davalı taraf ise şirketin müdür sıfatıyla görevlisi olan kişinin yanına gelen davacının sendikaya üye olduğundan bahisle bu duruma göre maaş verilmesini istediğini aksi halde işten ayrılıp dava açarak sendikal faaliyetten ötürü işten çıkarıldığı gerekçesiyle tazminat alacağını ifade ettiğini, talebinin kabul görmemesi üzerine kendisinin ve yanındakilerin topluca ağıza alınmayacak ve hakaret dolu sözler söylediğini, müdürü tehdit ettiklerini, davacının ... akdinin ... Kanununun 25/II-d maddesi gereğince haklı nedenlerle feshedildiğini savunmuştur.
Yargılama esnasında dinlenilen davacı tanıklarının ortak beyanlarında sendikaya üye olduklarını ertesi gün işletme genel müdürünün kendilerini odasına çağırarak “Sendikaya üye olmuşsunuz, istifa ile geri çıkın” dediğini belirtmişlerdir. Ayrıca davacı tanığı ... “...Bunun üzerine işletme genel müdürü beni darp etmeye bile çalıştı. Ayrıca bizlere tazminatsız çıkış vereyim istediğiniz yere başvurun vb. gibi sözler ve ayrıca küfürlerde sarf etti...” , davacı tanığı ... ise “...Ayrıca biz konuşmalarda ilk etapta üye olduğumu söylemedim.Ayrıca bizlere ' sizlere maraş çevresinde ekmek verdirmeyiz, çalıştırmayız gibi' tehtitkar sözler sarf ettiler ve ayrıca bazı arkadaşlarıda tazminatsız olarak işten çıkarttılar. Birkaç arkadaşı ise çıkartmadılar. Hatta sendikadan kaydımızın silinmesi için buradaki notere dahil bizi getirdiler. Bizlerde maruz kaldığımız baskı üzerine kayıtları sildirdik, ancak ben kaydımı sildirdikten 1-2 gün sonra tekrar aynı sendikaya üye oldum halende sendikalıyım.” şeklinde beyanda bulundukları, her iki tanık da davalı tarafın iddia ettiği sendikaya üye olduktan sonra maaşlarının buna göre verilmesine ilişkin bir beyanda bulunmadıklarını ifade ettikleri görülmektedir.
Davalı taraf tanıklarının ise işletme müdürü hariç 01.10.2012 tarihli tutanak altında imzası bulunan kişiler olduğu görülmekte, kendi beyanlarına göre işyerinde halen çalıştıkları anlaşılmaktadır. Bu tanıklardan... ve ...’in bozma öncesi dinlendiği, ...’e bozma sonrası ulaşılamadığı,...’nin tekrar dinlendiği, diğer tutanak tanıklarının da bozma sonrası beyanlarının alındığı görülmektedir. Davalı tanıklarından... tarfaından bozma sonrası beyanında “...Davacı arkadaşlar birgün benim bulunduğum odanın yanında bulunan müdür beyin odasına giderek biz sendikalıyız. Maaşımızın artırılmasını istiyoruz. Eğer maaşımız artırılmaz ise gider davacı açarız. Daha fazlasını mahkeme aracılığı ile alırız şeklinde tehdit içeren sözler sarf ettiler. Müdür beyin onlara karşı sendikaya üye oldunuz ya istifa edin ya biz sizi çıkarırız şeklinde bir söz söylediğini ben duymadım. Dosya arasında bulunan tutanağı biz birlikte tuttuk. Bana okuduğunuz tutanak içeriği doğrudur altındaki imza bana aittir. Arkadaşlar ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırılık teşkil eden davranışlardan dolayı işten çıkartılmıştır. Sendikalı olmalarıyla ilgili bir alakası yoktur...”, ... tarafından bozma öncesi beyanında “...5-6 kişi fabrika müdürünün yanına giderek, sendikalı olduklarından maaşlarının arttırılmasını istemişler. Bizler bu durumundan gürültü üzerine haberdar olabildik. Çünkü yüksek sesli konuşmalar duyduk. Olay yerine gittiğimizde arkadaşlar müdürün odasından çıkmaktaydılar. Ben bağırışmaları net olarak duyamadım. Çünkü hem bizim hemde müdür beyin odasının kapıları kapalıydı. Müdür beyden durumun izahını istediğimizde arkadaşların günde iki üç elbise değiştirdiklerini, çok çalıştıklarını bundan dolayı aldıkları maaş ile çalışmak istemediklerini beyan ederek tartıştıklarını söyledi. Bundan sonrada odayı terk etmişler. Tartışmanın boyutu ve kullanılan sözler ile ilgili birşey söylemedi.”, ... tarafından bozmna sonrası beyanında “... 2012 yılında davacı arkadaşlar ile şirket müdürü arasında geçen olayı biliyorum. Bana okumuş olduğunuz tutanak içeriği doğrudur. Altındaki imza bana aittir. Şirkette birtek muhasebe odası vardır. O gün ben ..., ... ve ... ile aynı odada çalışıyorduk. Yaklaşık 5-6 adım ötede bulunan müdür odasından bağırışmalar geldi. Davacı arkadaşların biz sendikalıyız, maaşımızın artırılmasını istiyoruz, artırılmaz ise mahkemeye dava açar daha fazlasını alırız şeklinde tehdit vari sözler kullandıklarını duyduk. Muhasebe odasının kapısı her zaman açık olur. Bu hususta ...'nın ilk Mahkemede vermiş olduğu beyanları bana okundu ve ben onun yanlış hatırladığını düşünüyorum. Müdürün odasının açık mı kapalı mı olduğunu hususunda o gün itibari ile müdürün odasının açık olduğunu hatırlıyorum. Biz sesleri duyunca müdürün odasına gittik ve daha sonra bu tutanağı tuttuk. Bu arkadaşlar sendikalı olmalarından dolayı işten çıkarılmamıştır. Yapmış olduğu davranışlardan dolayı işten çıkarılmışlardır. Bizim olay yerine ulaşmamız zaten 30 saniye sürmemiştir. Bütün bu eylemlerinin 30 saniye içerisinde olup bittiği düşüncesi bizce akıla yatkın değildir. Biz gittiğimizde olay devam etmekteydi bu nedenle tutanağı tuttuk...” ve ...tarafından bozma sonrası beyanında “ Olay günü biz muhasebeci ve insan kaynaklarındaki arkadaşlar ..., ... ve ... ile birlikte aynı odada bulunuyorduk. Bizim kapımız sıksık açılır. Biz müdürün odasından gürültüler geldiğini duymamız üzerine oraya doğru yöneldik. Arkadaşların biz sendikalıyız. Maaşımızın artırılmasını istiyoruz. Arttırılmaz ise Mahkemeye dava açar. ... ... alırız şeklinde kafalarını sallayarak tam olarak sözlerin içeriğini hatırlamamamakla birlikte tehdit vari ifadelerde bulunduklarını gördük. Bunun üzerine söz konusu tutanağı imzaladık. Müdürün davacılara karşı sendikadan ayrılmazsanız sizi işten çıkarırız şeklinde bir beyanı olduğunu hatırlamıyorum. Arkadaşlarına çıkışına karşı müdür bey herkesin eşit konumda olduğunu böyle bir maaşın artışının mümkün olmadığını arkadaşlara söyledi. Davacı arkadaşların neden işten çıkarıldığını ben tam olarak hatırlamıyorum.” denildiği, diğer yandan davacı vekilinin sorusu üzerine ...’ın “Mahkemede görüşürüz , ... ... alırız sözleri tehdit içeren sözlerdir ve bunlarda tutanağa yazılmıştır. Ayrıca ...'nın beyanlarında müdürün odasına gittiğimizde arkadaşların odadan çıktığını söylemiş olduğunu öğrendim. Biz toplu olarak müdürün odasına doğru gittik. Gittiğimizde olay devam ediyordu. Ben ...'nın o sırada tam olarak nerede olduğunu takip etmedim. Neden böyle bir beyanda bulunduğunu bilmiyorum yine ... bizim ile müdürün odasının kapalı olduğunu beyan etmiş ben bizim kapımızın ve müdürün kapısının açık olduğunu hatırlıyorum...” şeklinde cevap verdiği görülmektedir.
Davalı tarafın delil olarak dayandığı ve tek taraflı tutulan 01.10.2012 tarihli tutanakta ise; altı adet çalışanın işveren vekili yöneticilere hakaret ve tehditler savurarak odayı terkettikleri, tutanağın altı çalışanın haksız yere fazla ücret istemeleri ve işveren vekili yöneticilere hakaret ve tehdit etmelerini tespit amacıyla düzenlendiği belirtilmiştir. Bu tutanakta ve davalı tanıklarının beyanlarında işçilerin hakarete ilişkin somut herhangi bir sözü yer almamaktadır.
Yukarıda belirtilen hususlar çerçevesinde; işçi ve işverenin sosyo-ekonomik durumları, sosyal gerçekler ve hayatın olağan akışı açısından davalının savunmalarına itibar edilemeyeceği açıktır. Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, tutulan tutanak ve dinlenen tanıkların ifadeleri birlikte değerlendirildiğinde, davalı tarafça davacı işçinin ... akdinin haklı nedenle feshedildiği ispatlanabilmiş değildir. Bu nedenle, davacının işe iadesine karar verilmesi ve davacının mahkemenin önceki kararlarını temyiz etmediği de gözetilerek fesih sebebi ve kıdemine göre işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının belirlenmesi gerekmektedir.
Mahkemece tüm bu hususlar gözetilmeden davanın reddine karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-... Asliye Hukuk Mahkemesinin (... Mahkemesi Sıfatıyla) 01.03.2018 tarih ve 2016/786 esas-2018/89 karar sayılı kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın kabulü ile işverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE,
3-Davacının kanuni sürede işe başlatılma talebinde bulunmasına rağmen, işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde davalı tarafından ödenmesi gereken tazminat miktarının fesih sebebi ve işçinin kıdemi dikkate alınarak dört aylık ücreti olarak belirlenmesine,
4-Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar doğmuş bulunan en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının davalıdan alınarak davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine,
5-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 35,90 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 21,15 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,75 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 2.180,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 246,15 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan gider avanslarından varsa kullanılmayan bakiyelerinin ilgili taraflara iadesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak 10.10.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
22. Hukuk Dairesi 2018/12553 E. , 2018/21696 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat