22. Hukuk Dairesi 2018/13282 E. , 2018/20832 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

22. Hukuk Dairesi 2018/13282 E. , 2018/20832 K.

'İçtihat Metni'


MAHKEMESİ :Asliye Hukuk(...) Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmesi üzerine, dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 26/06/2018 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalılar adına vekili ... İbrahim Konur ile davacı adına vekili .......geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi ve hizmet döküm cetveli eksikliğinin giderilmesi için mahkemesine geri çevrildi. Eksiklik giderildikten sonra dosya yeniden Dairemize gelmekle, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin 27/03/2007 tarihinde davalı ... A.Ş. sigortalısı olarak çalışmaya başladığını, 07/08/2010 tarihinde emeklilik sebebiyle ... sözleşmesini feshettiğini, bu dönemin kıdem tazminatının ödendiğini, 01/09/2010 tarihinde ise yeniden çalışmaya başladığını, müvekkilinin işyerinde ırksal, mezhepsel ve siyasi ayrımcılığa maruz kaldığını, ikinci çalışma döneminde ... sözleşmesinin haklı bir sebep olmadan işverence feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini, davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunduğunu ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ayrımcılık tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve davalılar vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının ve davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında öncelikle çözümlenmesi gereken uyuşmazlık davacının çalışma süresi noktasındadır.
Somut olayda, Mahkemece, davacının 28/03/2007-05/10/2011 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığı kabul edilmiştir.
Davacının hizmet döküm cetvelinde, davalı ... .’ye ait işyerinde, 28/03/2007-11/08/2010 ve 06/10/2010-05/10/2011 tarihleri arasında olmak üzere iki aralıklı dönem çalışması kayıtlıdır. İlk dönem çalışmasının, davacı tarafça, 11/08/2010 tarihli fesih dilekçesiyle emeklilik sebebiyle feshedildiği anlaşılmaktadır. İkinci çalışma döneminde, davacının 06/10/2010 tarihinde işe girdiği Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmiştir.
Davacı, ikinci çalışma döneminin gerçekte 01/09/2010 tarihinde başladığını, bu dönem için Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirimin geç yapıldığını iddia etmiştir. Davalılar vekili, dosyaya sunduğu bila tarihli dilekçesinde, işçinin emekliliği sonrasındaki işe girişinin zuhulen dört gün gecikmeli bildirildiğini savunmuştur.
Dava dilekçesinde dahi iki aralıklı çalışma döneminden bahsedilmiş olmasına rağmen, Mahkemece davacının 28/03/2007-05/10/2011 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığının kabul edilmesi hatalıdır. Yukarıda detaylı açıklandığı üzere, davacının iki aralıklı dönem çalışmasının bulunduğu, ikinci çalışma döneminin ne zaman başladığı hususunda ise uyuşmazlık olduğu sabittir. Bu halde, ikinci çalışma dönemi bakımından, çalışmanın ne zaman başladığı hususunda beyanları sorulmayan taraf tanıkları yeniden dinlenildikten sonra, iddia, savunma ve taraf delilleri bir arada değerlendirilerek sonuca ulaşılmalıdır.
3-Çözümlenmesi gereken bir diğer uyuşmazlık, davalılar arasındaki ilişkinin niteliği noktasındadır.
Mahkemece, davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğu kabul edilmiştir.
Dava dışı.... Yapım Dairesi Başkanlığının 08/09/2014 tarihli cevabi yazısından, 01/08/2007 tarih ve 05/1.36.119 numaralı sözleşme konusu olan, “...-....... ... Üstyapı ve Elektromekanik İşler Projesi”nin yüklenici firmasının davalı ... olduğu anlaşılmaktadır.
Dosyaya sunulan, davalılar arasında imzalanmış alt yüklenici sözleşmesi de, “... (...) – ....... ... Üstyapı ve Elektro Mekanik İşleri kapsamında; ... (...) -... (Km:000+000-212+000) arasında 250 Km/saat işletme hızlı ... hattının, ... üstyapısı (ray, makas, travers, balast v.b.) montajı, ray taşlaması, hattın ... ölçüm makinesi ile ölçülmesi ve sertifikasyonu işlerinin gerçekleştirilmesi” işine ilişkindir.
Davacının, söz konusu sözleşme kapsamındaki, ... (...)-....... projesinde çalıştığı süre bakımından, davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunduğu sabittir. Ancak, davacının bir kısım sürede, davalı ... ... İnşaat Sistemleri Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin, belirtilen işyeri dışındaki başka işyerlerinde görevlendirildiği anlaşılmaktadır. Davalı ... Merkezi İnşaat ve Sanayi A.Ş.’nin 4857 sayılı ... Kanunu’nun 2/6. maddesi kapsamında asıl işveren sıfatıyla sorumlu olduğu süre, davacının münhasıran asıl işverenin işyerinde geçen çalışma süresi ile sınırlıdır.
Yukarıda yazılı maddi ve hukuki olgulara dikkat edilerek, davacı işçinin ... (...)-....... projesi dışındaki çalıştığı işyerlerinin, davalı ... Merkezi İnşaat ve Sanayi A.Ş. ile ilgisinin bulunup bulunmadığı yönünde gerekli araştırmaya gidilmeli, neticeye göre davalı ... Merkezi İnşaat ve Sanayi A.Ş.’nin 4857 sayılı Kanun’un 2/6. maddesi kapsamında asıl işveren sıfatıyla sorumlu olduğu çalışma süresi netleştirilmelidir. Bu yönden bir araştırma ve değerlendirme yapılmaması hatalıdır.
4-İkinci çalışma dönemi yönünden, işveren feshinin haklı olup olmadığı hususu uyuşmazlık konusudur. Davacının ikinci çalışma dönemi, davalı işveren ... ... .... tarafından yazılı fesih bildirimi ile haklı sebep bulunduğu iddiasıyla feshedilmiştir. Mahkemece, işveren feshinin haklı olup olmadığı bakımından kararda gerekçeye yer verilmemiştir. Gerekçesizlik, ...’nın 141. maddesine ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesine aykırıdır.
Diğer taraftan, karar içeriğinde “...davacının davalı işverenden net 3.122,73 TL kıdem tazminatı, net 7.305,88 TL ihbar tazminatı ve net 5.892,00 TL fazla mesai ücreti talep edebileceği, diğer taleplerinin sübut bulmadığı ... anlaşılmakla” şeklinde açıklamaya yer verildiği, hüküm sonucunda ise; net 3.122,73 TL kıdem tazminatı, net 7.305,88 TL fazla çalışma ücreti ve net 5.892,00 TL yıllık izin ücreti alacaklarının hüküm altına alındığı, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verildiği görülmektedir. Bu suretle, karar içeriği ile hüküm sonucu arasında çelişki oluşturulması da hukuka aykırıdır.
Anılan sebeple, ikinci çalışma dönemi için, işveren feshinin haklı olup olmadığı bakımından, iddia, savunma ve tarafların delilleri değerlendirilerek, ...’nın 141. maddesine ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesine uygun şekilde gerekçe tesis edilmesi suretiyle bir karar verilmeli; gerekçeli karar içeriği ile hüküm sonucu arasındaki çelişkiler de giderilmelidir.
5-Yıllık izin ücreti alacağı bakımından, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacıya çalışma süresi boyunca yıllık izin kullandırılmadığı kabul edilmiş ve işverence ödenen 1.267,00 TL’nin mahsubuyla bakiye izin ücreti hesaplanmıştır.
Dosyaya, davacının yıllık izin kullanmayı talep ettiğine dair “yıllık izin formu” başlıklı bir kısım belgeler sunulmuştur. 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 31. maddesinde düzenlenen “hakimin davayı aydınlatma ödevi” kapsamında, davacı asil duruşmaya çağrılarak, bahsi geçen belgelerde yazılı yıllık izin sürelerinin kullandırılıp kullandırılmadığı hususunda beyanının sorulması gereklidir. Mahkemece bu yönde bir işlem yapılmadan söz konusu yıllık izin talep formu mahiyetindeki belgelerin dikkate alınmaması hatalıdır.
Ayrıca, işverence dosyaya sunulan, ocak 2009 tarihli davacı işçi imzalı belgede, 31/12/2008 tarihinden 2009 yılına devreden işçinin yıllık izninin ondört gün olduğu belirtilmiştir. Mahkemece, bu belgenin dikkate alınmaması da hatalıdır.
Yukarıda yazılı sebeplerden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, davacı yararına takdir edilen 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine, davalılar yararına takdir edilen 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 02/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön