22. Hukuk Dairesi 2018/11705 E. , 2018/20188 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

22. Hukuk Dairesi 2018/11705 E. , 2018/20188 K.

'İçtihat Metni'


BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : Hukuk Dairesi

DAVA TÜRÜ : İŞE İADE

İLK DERECE
MAHKEMESİ :. İŞ MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, davacının davalı işverenin Kurumsal Krediler Daire Başkanlığı bölümünde 30.11.2008 tarihinden 29.12.2015 tarihine kadar 7 yıl 1 ay çalıştığını , iş akdinin feshinde servis yetkilisi unvanı ile uzman yardımcısı olarak çalıştığını, belirsiz süreli iş sözleşmesinin hiçbir geçerli hukuki sebep olmaksızın feshedildiğini, davacının fesih bildiriminden sonra davalı işveren ile görüştüğünü ve işveren tarafından feshin adaletli ve haklı olmadığının yeniden değerlendirileceğinin bildirildiğini ancak herhangi bir işlem yapılmadığını belirterek feshin geçersizliğini ve davacının işe iadesini talep etmiştir.
Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili, davalı bankanın 25.11.2000 tarihinde yürürlüğe giren 4603 sayılı Kanun ile yeniden yapılandırma sürecine alınarak operasyon anlayışına pazarlamanında eklendiğini ve banka merkezinin 08.04.2013 tarihinde İstanbul olarak değiştirildiğini ve bu tarih itibari ile davalı bankanın Genel Müdürlük hizmet birimlerinde çalışmakta olan tüm personel için İstanbul'a taşınma sürecinin başladığını, davacının da ana sözleşme değişikliğinden sonra, Genel Müdürlük birimininde taşınacağını bilerek ve kabul ederek çalışmaya devam ettiğini, davacının taşınma aşamasında 04.12.2015 tarihli onayla atamasının İstanbul'a yapıldığını, atama tebligatını imzalayıp, 09.12.2015 tarihli dilekçesi ile İstanbul'da ikamet etmesinin mümkün olmadığını belirterek yeniden değerlendirme talep ettiğini, talebin uygun görülmediğini, atama tebligatını imzalamayacağını beyan ettiği için 25.12.2015 tarihli onay ile iş akdinin geçerli nedenle feshedildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:
İlk Derece Mahkemesince, toplanan kanıtlara dayanılarak, yapılan yargılama sonucunda iş akdine son verilmesinin feshin son çare olma ilkesine uygun olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.
İstinaf başvurusu:
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararı:
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, çalışma şartlarında işçi aleyhine esaslı değişiklik olup olmadığı ve iş sözleşmesinin geçerli sebeple feshedilip feshedilmediği noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu'nun 22. maddesinde, “İşveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz. İşçi değişiklik önerisini bu süre içinde kabul etmezse, işveren değişikliğin geçerli bir sebebe dayandığını veya fesih için başka bir geçerli nedenin bulunduğunu yazılı olarak açıklamak ve bildirim süresine uymak suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir. İşçi bu durumda 17 ila 21 inci madde hükümlerine göre dava açabilir” hükmü yer almaktadır. Buna göre, işverence değişiklik önerisinin işçiye kanuni usule uyularak iletilmesi ve işçinin de kanundaki süre ve şekil çerçevesinde kabul beyanı ile hukuki geçerlilik kazanır.
4857 sayılı Kanun’un 22. maddesinin birinci fıkrasının asıl konuluş amacı işverenin tek taraflı değişiklik işlemlerine karşı işçiyi korumak; işçinin isteği dışında işini, işyerini ve diğer çalışma şartlarını değiştirecek işveren davranışlarına engel olmak ve bazı hallerde işçinin sözleşmesinin feshedilmesi yerine çalışma şartlarında belirli değişiklikler yapılması yoluyla iş sözleşmesinin sürdürülmesini sağlamaktır.
Kanun’da iş sözleşmesinin devamı sırasında işverenin çalışma şartlarında değişiklik yapmanın yolu kapanmış değildir. Kanun koyucu, böyle bir ihtiyacın doğması halinde 22. maddenin birinci fıkrası hükmü öngörmüştür. İşveren, geçerli bir değişiklik sebebinin bulunması halinde maddede belirtilen yönteme uymak suretiyle çalışma şartlarını esaslı tarzda değiştirebilecektir.
İş sözleşmesini fesheden işveren, nakil yetkisi kapsamındaki bu hakkını kullanırken, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca, keyfi davranmamalı, nakil kararı alırken dürüst olmalıdır.
Somut olayda, davalı Bankanın merkezinin 08.04.2013 tarihinde İstanbul olarak değiştirildiği, eşinin çalışması ve başka şehre tayin imkanı olamaması mazereti dışında tüm personelin İstanbul'da çalışmaya devam edeceğini bildirdiği, davacının söz konusu mazeretlerinden birini davalı işverene sunmadığından İstanbul’a atamasının yapıldığı, davacının İstanbul’a atanmasına ilişkin tebligatı imzalamayacağını beyan etmesi üzerine 29.12.2015 tarihinde iş sözleşmesinin feshedildiği anlaşılmaktadır.
30.11.2008 imza tarihli iş sözleşmesinin 'Sorumluluklar' başlığını taşıyan 5. maddesinde İnsan Kaynakları Yönetmeliğinin bu sözleşmenin eki niteliğinde olduğu belirtilmiştir. Söz konusu yönetmeliğin de, davalı Bankaya personelin görev yerini değiştirme hususunda yetki verdiği anlaşılmaktadır. Davacının İstanbul’da görevlendirilmesinde unvan ve ücret düşüşü söz konusu değildir. İş sözleşmesi de belirli bir şube ya da bölge esas alınarak akdedilmemiştir. İşverenin yönetim hakkı çerçevesindeki görev yeri değişikliğini cezalandırma kastıyla kullandığına ilişkin somut vakıa ya da delil de bulunmamaktadır. Kaldı ki işe iade kararının dayanaklarından olan Ankara'ya 5 işçi alındığı hususunda da yapılan araştırma sonucunda, bu kişilerin davacının çalıştığı birimden farklı birimde ve farklı unvanda işe alındığı anlaşılmakla davacının iş sözleşmesinin feshinin, işletme ve işyeri gereklerinden kaynaklandığı ve geçerli nedenle yapıldığı kanıtlanmışır. Mahkemece ve Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince işe iade davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun'un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesi hükmü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-...Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 2017/2284 Esas-2017/1719 Karar sayılı ve ...36. İş Mahkemesi 2016/964 Esas-2017/161 karar sayılı kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 35,90 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 6,70 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davalı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 2.180,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 256,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, karardan bir örneğin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avanslarından varsa kullanılmayan bakiyelerinin ilgili taraflara iadesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak 26.09.2018 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.


Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön