22. Hukuk Dairesi 2015/35228 E. , 2018/19134 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

22. Hukuk Dairesi 2015/35228 E. , 2018/19134 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti:
Davacı, kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevabının özeti:
Davalı, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkinin 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevi noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı Kanun'un 1. maddesinin ikinci fıkrası gereğince, 4. maddedeki istisnalar dışında kalan bütün iş yerlerine, işverenler ile işveren vekillerine ve işçilerine, çalışma konularına bakılmaksızın bu kanunun uygulanacağı belirtilmiştir. İş mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde iş davalarına bakmak üzere bir Asliye Hukuk Mahkemesi görevlendirilir. İş davalarına bakmakla görevli asliye hukuk mahkemesine açılan dava 'iş mahkemesi sıfatıyla' açılmamış ise, mahkeme görevsizlik kararı veremez. Bu durumda asliye hukuk mahkemesi tarafından, verilecek bir ara kararı ile davaya 'iş mahkemesi sıfatıyla ' bakmaya devam olunur.
Davanın, 4857 sayılı Kanun kapsamı dışında kalması halinde, mahkemenin görevsizliğine ve dosyanın görevli hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir. Davanın esastan reddi usule aykırıdır.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 1. maddesi uyarınca, 4857 sayılı İş Kanunu'na göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında, iş sözleşmesinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yeri iş mahkemeleridir.
4857 sayılı Kanun'un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca, elli'den az işçi çalıştırılan (elli dahil) tarım ve orman işlerinin yapıldığı iş yerlerinde veya işletmelerinde bu Kanun hükümleri uygulanmaz. İşçi tarım ve orman işlerinin yapıldığı bir iş yerinde çalışıyor ise, bu işçi ile işveren aralarındaki uyuşmazlığın iş mahkemesi yerine görevli hukuk mahkemesine çözümlenmesi gerekir.
Ancak, tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerinde elli dahil daha az işçi bulunmasına rağmen, işyerinde sendika örgütlenmesi sonucu toplu iş sözleşmesi bağıtlanmış ise, üye sendika üyesi işçi ile işveren arasındaki uyuşmazlığın 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 79. maddesi uyarınca iş mahkemesinde görülmesi gerekir.
Bunun dışında 4857 sayılı Kanun'un 4. maddesinde tarım ve orman işlerinin yapıldığı iş yerlerinde çalışanların kanun kapsamına girmeyeceği açıklandıktan sonra aynı madde de ayrık durumlara yer verilmiştir.
Buna göre;
1-Tarım sanatları ile tarım aletleri, makine ve parçalarının yapıldığı atölye ve fabrikalarda görülen işlerde,
2-Tarım işlerinde yapılan yapı işlerinde,
3-Halkın faydalanmasına açık park ve bahçelerde
4-Bir iş yerinin eklentisi durumundaki bahçe işlerinde, çalışanların, İş Kanunu kapsamında olacakları belirtilmiştir.
Sonuç olarak tarım ve orman işletmelerindeki bitki ve hayvan üretimi, bakım ve yetiştirmesi dışında kalan işler İş Kanununa tabidir.
Diğer taraftan işçi tarım işinde çalışırken, bu iş dışında tarım işi sayılmayan ek bir görevde çalışabilir (bekçilik, şoförlük vb.). Bu durumda, yaptığı işler arasında hangisinin baskın olduğu açıklığa kavuşturulmalı ve sonucuna göre Yargıtay İçtihatların Birleştirilmesi Genel Kurulunun 23.05.1960 tarihli ve 11-10 ile 10.05.1974 tarihli ve 3-44 sayılı kararları uyarınca, özellikle iş hukukunda istisnaî hükmün genişletilerek değil, dar yorumlanması gerekir. İşçiler yararına getirilen düzenlemelerin yine işçiler yararına yorumlanması asıldır.
Görev hususu kamu düzeni ile ilgili olup taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemece re'sen gözetilmesi gerekmektedir. Buna göre, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda davacının yaptığı işin tarım işi olup olmadığı ile davalı işyerinde yapılan işin 4857 sayılı Kanun'un 4. maddesinde düzenlenen istisna niteliğinde ve çalışan sayısının elli veya daha az olup olmadığının araştırılarak sonucuna göre iş mahkemesinin görevli olup olmadığının değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmiş olması bozma sebebi yapılmıştır.
2-Diğer yandan kabule göre de; fazla mesai ücreti alacağı yönünden, tanıkların davalı işyerinde, davacı ile birlikte çalıştıkları sürelerle bağlı kalınarak hesaplama yapılması gerekirken tanık beyanlarıyla fazla mesai yapıldığı kabul edilen dönemlerde tanıkların davacıyla birlikte çalıştıkları süreyi aşacak şekilde fazla mesai hesabı yapılması da hatalıdır. Zira tanıklar ancak kendi çalışma dönemlerindeki çalışma şekli ile ilgili bilgi sahibi olabilirler ve tanıklıklarına ancak kendi çalışma dönemleri ile sınırlı olarak itibar edilebilir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön