22. Hukuk Dairesi 2017/14198 E. , 2018/16741 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

22. Hukuk Dairesi 2017/14198 E. , 2018/16741 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin birikmiş toplam 38.000,00 TL ücret alacağının ödenmemesi sebebiyle işyerinden ayrılmak zorunda kaldığını, izinlerinin tam olarak kullandırılmadığını, fazla çalışma ve genel tatil çalışma ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek 38.000,00 TL aylık ücretlerinin toplamından eksik ödenen kısmının faizi ile tahsiline, yine kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti ve yıllık ücretli izin alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının 10.11.1998 tarihi ve öncesi çalışmalarının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasındadır.
4857 sayılı İş Kanunu'nun 120. maddesi uyarınca halen yürürlüğü devam eden mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14/2. maddesi, işçinin aynı işverene bağlı olarak bir ya da değişik işyerlerinde çalıştığı sürelerin kıdem hesabı yönünden birleştirileceğini hükme bağlamıştır. O halde kıdem tazminatına hak kazanmaya dair bir yıllık sürenin hesabında da işçinin daha önceki fasılalı çalışmaları dikkate alınmalıdır. Bununla birlikte, her bir fesih şeklinin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde gerçekleşmesi hizmet birleştirmesi için gerekli bir şarttır. İşçinin önceki çalışmaları sebebiyle kıdem tazminatı ödenmişse, aynı dönem için iki defa kıdem tazminatı ödenemeyeceğinden, tasfiye edilen dönemin kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması mümkün olmaz. Ancak, aynı işverene ait bir ya da değişik işyerlerinde çalışılan süre için kıdem tazminatı ödenmemişse, bu süre aynı işverende geçen sonraki hizmet süresine eklenerek son ücret üzerinden kıdem tazminatı hesaplanmalıdır. Zamanaşımı itirazında bulunulması halinde önceki çalışma sonrasında ara verilen dönem on yılı aşmışsa, önceki hizmet bakımından kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı hesaplanması mümkün olmaz. Yine aralıklı çalışmada yıllık izin hesabında, önceki çalışma döneminin zamanaşımına uğraması için önceki dönemin bitişi ve sonraki çalışma döneminin başlangıcı arasında 5 yılık sürenin geçmesi gerekir.
Somut olayda, Mahkemece davacının hizmet süresi 01.09.1997-10.11.1998 tarihleri arası 1 yıl 2 ay 9 gün ve 13.08.2002-05.09.2011 tarihleri arası 9 yıl 22 gün olmak üzere toplamda 10 yıl 3 ay 1 gün olarak kabul edildikten sonra, zamanaşımı itirazı sonucu davacının davalı nezdinde çalıştığı ilk dönem çalışmasının zamanaşımına uğradığı kabul edilerek, ikinci dönem çalışması olan 13.08.2002-05.09.2011 tarihleri için yapılan hesaba göre hüküm kurulmuştur.
Davacının ilk çalışmasının sona erdiği 10.11.1998 tarihi ile tekrar işe girdiği 13.08.2002 tarihleri arasında yıllık ücretli izin yönünden 5 yıllık ve kıdem ve ihbar tazminatları yönünden ise 10 yıllık süreler dolmamıştır. Dolayısı ile 2002 yılı öncesi çalışma dönemi bakımından, davalı 10.11.1998 yılında ki feshin haklı nedene dayandığını ispatlayamadığından ilk dönem çalışmasının da hizmet süresine eklenerek hesaplama yapılması gerekmektedir.
Mahkemece hizmet süresinin bahsedilen kurallar uyarınca hesaplanması gerekirken, kıdem ve ihbar tazminatı ile yılık ücretli izin yönünden önceki dönem çalışmalarının zamanaşımı nedeni ile dikkate alınmaması hatalıdır.
3- Bir diğer uyuşmazlık fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarında zamanaşımına uğrayan dönemin tespitine ilişkindir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücretleri bakımından dava tarihinden geriye 5 yıl öncesi için söz konusu alacakların zamanaşımına uğradığının kabulü yerinde ise de; hesaplamanın 23.07.2008 tarihi ve sonrası için yapıldığı, oysa dava tarihinin 24.07.2012 olduğu, buna göre hesaplamanın 24.07.2007 tarihi ve sonrası için yapılması gerektiği anlaşılmıştır.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04.07.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.






Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön