22. Hukuk Dairesi 2017/13539 E. , 2018/13321 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkili davacının davalı işyerinde 01.04.2011-12.06.2013 tarihleri arası çalıştığını, işverence davacıdan tüm yasal haklarının ödeneceği söylenerek zorlama ile istifa dilekçesi alındığını, ancak hiçbir ödeme yapılmadığını, davacının iş akdini ücretlerinin düzenli ödenmemesi, aldığı ücretin resmi kurumlar nezdinde düşük gösterilmesi ve fazla mesai ücretlerinin ödenmemesi sebebi ile haklı nedenle sonlandırdığını ileri sürerek kıdem tazminatı ve bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının dava dilekçesinde belirttiği alacaklarının mevcut olmadığını, davacının işten ayrılmak istediğine ve hiçbir hak ve alacağının kalmadığına dair istifanamesinin bulunduğunu, iddiaların asılsız olduğunu ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1. Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2.Taraflar arasında davacının fazla çalışma ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler...yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu'nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Somut olayda, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, işyerinde normal şartlarda haftanın 6 günü 08.00-18.00 saatleri arasında çalışıldığı, haftada 3 gün ise mesainin 22.00'ye kadar uzadığı kabul edilmek suretiyle haftalık 18 saat fazla mesai hesaplanmıştır. Ancak dinlenen davacı tanıklarından Burak ve Cüneyt'in davacıdan önce 2012 yılında işten ayrıldıkları anlaşılmakla birlikte, davacının 2012 yılından fesih tarihine kadar olan çalışmasına ilişkin tek görgü sahibi tanık ...'dır. Diğer tanıklar Burak ve Cüneyt'in işten ayrılış bildirgeleri de temin edilerek tanıkların davacı ile ortak çalışma dönemleri tespit edilmeli, tüm tanık beyanları arasındaki vardiya saatlerinin uzadığı gün sayısı ve süresi yönündeki çelişki giderilmeli, tanıkların yalnızca davacı ile olan ortak çalışma dönemleri bakımından beyanlarına itibar edilmelidir. Davacı tamıklarından Burak ve Cüneyt'in görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı yani davalı işveren nezdindeki işten ayrıldıkları tarihten davacının fesih tarihine kadar olan çalışma dönemi bakımından ise davacı tanığı ...'nın beyanı uyarınca ayda 1 kez haftada 4 saat fazla mesai yapıldığı kabul edilmek suretiyle fazla mesai hesabı yapılmalıdır. Aksi yönde kabul ile fazla çalışmanın hesabı hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 29.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
22. Hukuk Dairesi 2017/13539 E. , 2018/13321 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 63 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 31 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 45 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 33 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 37 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 47 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 30 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat