22. Hukuk Dairesi 2017/30256 E. , 2018/10315 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

22. Hukuk Dairesi 2017/30256 E. , 2018/10315 K.

'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı Sağlık Bakanlığı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalıya ait işyerinde aşçı yardımcısı olarak çalıştığını, iş akdinin haksız feshedildiğini beyanla kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı Bakanlık vekili; husumet ve zamanaşımı itirazında bulunarak davanın reddini istemiştir. Diğer davalı şirket davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı Sağlık Bakanlığı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
Yargılama giderlerinden sayılan ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 323. Avukatlık Kanunu’nun 169. ve Avukatlık Ücret Tarifesinin 1. maddelerinde düzenlenen, ancak müstakil bir varlığı olmayan ve ait olduğu davanın konusunu teşkil eden hak ve alacağa sıkı sıkıya bağlı bulunan avukatlık ücretinin, davada haksız çıkan tarafa yükletilmesi gerekir. Zira, haksız davranışta bulunan bir kimsenin, bu haksız davranışının bütün sonuçlarından sorumlu tutulması, hukukun genel kurallarındandır. Konuya ilişkin 6100 sayılı Kanun'un 329. maddesinin birinci fıkrası bu ilkeye dayanmaktadır. Değinilen Kanun'un 330. maddesi uyarınca, vekâlet ücretine yönelik hüküm fıkrasının taraf lehine kurulması gerekir. Kural olarak, davada haklı çıkan taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş ise, vekâlet ücreti diğer yargılama giderleri gibi haksız çıkan taraftan alınarak haklı çıkan tarafa verilir. Her iki tarafın kısmen haklı kısmen haksız çıkması durumunda, her iki taraf ayrı ayrı vekâlet ücretinden sorumlu tutulacak, vekâlet ücreti kabul edilen miktara göre davacı yararına, reddedilen miktara göre ise davalı yararına hüküm altına alınacaktır.
Somut olayda davalı şirket vekili olarak Av. ... tarafından dosyaya bir adet mazeret dilekçesi sunulmuşsa da dosyada vekaletnamesinin bulunmadığı, davaya cevap vermediği, duruşmalarda davalı şirketi temsil etmediği ve Mahkemece vekilliğine de karar verilmediği, vekillik görevi gereği temsil ve hukuki yardım faaliyetinde bulunmadığı anlaşılmakla reddedilen kısım nedeniyle hükmedilen vekalet ücretinin davada kendisini vekille temsil ettiren davalı Sağlık Bakanlığı yararına hükmedilmesi gerekirken mütesaviyen davalılar yararına hükmedilmesi isabetsiz olmuştur.
Ancak, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 436/2. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Mahkemece verilen kararın hüküm fıkrasının 9. bendinde “Davalı yan kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. Göre hesaplanan 1.800,00. TL. maktu vekalet ücretinin davacı yandan alınarak mütesaviyen davalı yana verilmesine”, cümlesinin silinerek yerine “Davalı Sağlık Bakanlığı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. göre hesaplanan 1.800,00. TL. maktu vekalet ücretinin davacı yandan alınarak davalı Sağlık Bakanlığı' na verilmesine, cümlesinin eklenmesine ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, 02.05.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.










Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön