22. Hukuk Dairesi 2017/11737 E. , 2018/7226 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

22. Hukuk Dairesi 2017/11737 E. , 2018/7226 K.

'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

Davacı vekili, davacının davalılardan İzmir Büyükşehir Belediyesine bağlı... Genel Müdürlüğüne ait işyerinde 28.07.2006 tarihinden bu yana hat şoförü olarak çalıştığını, kayden davalı ... Genel Hiz. Oto Özel Eğit. İtf. ve Sağlık Hiz Tic. A.Ş. işçisi olarak görünmesine rağmen, esasen işe alımı, sınav, eğitim, özlük hakları gibi her türlü konuda davalı ... ile diğer davalı... Genel Müdürlüğü’nün söz sahibi olduğunu, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesinin muvazaalı olduğunu, bu sebeple davacının baştan itibaren davalı... işçisi sayılarak,... bünyesinde çalışan emsal işçilere fiilen ödenen ücret ve diğer haklar dolayısıyla oluşan fark ücretlerin, İzmir Belediyesi ile Belediye İş Sendikası arasında imzalanan 01.03.2012-14.03.2014 dönemine ilişkin toplu iş sözleşmesine göre davacıya hiç ödenmeyen vardiya tazminatı, risk sorumluluk zammı iş güçlüğü zammı, teşvik primi bayram yardımı gibi alacakların, ayrıca toplu iş sözleşmesi gereğince eksik ödenen giyim yardımı süt yoğurt yardımı yakacak yardımı vb gibi alacakların davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... Belediye Başkanlığı vekili, davacının ... A.Ş. ile diğer davalı... Genel Müdürlüğü arasında imzalanan ve müvekkili Belediyenin hiçbir zaman tarafı olmadığı hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalıştığını, bu sebeple davanın husumet yönünden reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı Eshot Genel Müdürlüğü vekili, 5393 sayılı Belediyeler Kanunu’nun 15 ve 67. maddelerinde kamu hizmeti olan toplu taşıma görevinin bizzat Belediye tarafından yerine getirilebileceği gibi, bir başka kişiden hizmet alımı yolu ile yapılabileceğinin de düzenlendiğini,... Genel Müdürlüğü ile ... A.Ş. arasında asıl işveren – alt işveren ilişkisi bulunmadığını, ancak bulunsa dahi söz konusu düzenlemelere göre bu ilişkinin muvazaalı kabul edilemeyeceğini, davacının Belediye İş Sendikasına üye olmaması sebebiyle... Genel Müdürlüğü ile Türkiye Belediye İş Sendikası arasında bağıtlanan toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağını, Belediye İş Sendikasının taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanmakta olan... Genel Müdürlüğü kadrosundaki işçinin de davacının emsali işçi sayılamayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... Genel Hiz. Oto Özel Eğit. İtf. Ve Sağlık Hiz Tic. A.Ş. vekili, husumetin asıl işverene yöneltilmesi gerektiğini, davalı şirketin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, ... A.Ş. işçisi olan davacının üyesi olduğu Disk Genel-İş Sendikası ile müvekkili şirket arasında bağıtlanan toplu iş sözleşmesinden yararlandığını ileri sürerek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı tarafça süresinde temyizi üzerine 21.04.2015 tarihli ek karar ile temyiz isteminin miktar itibariyle kesinlik sınırı sebebiyle reddine karar verilmiştir.
Ek karar süresi içerisinde davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuku Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 427. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz.
Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması halinde, kısaca kısmi davada kesinlik sınırı dava edilen miktara göre değil, alacağın tamamına göre belirlenir.
Her ne kadar mahkemece temyiz isteminin kesinlik sınırının altında kaldığından bahisle reddine karar verilmiş ise de, davacı yanın dava dilekçesinde fazlaya dair hakkını saklı tuttuğu, yargılama sırasında düzenlenen bilirkişi raporu ile de davacının toplam alacak miktarının 14.842 TL olarak belirlendiği dikkate alındığında temyiz isteminin yerinde olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemenin davacı vekilinin temyiz isteminin reddine ilişkin yerinde olmayan EK KARARININ BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA karar verildi. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti
Davacı vekili, davacının davalılardan İzmir Büyükşehir Belediyesine bağlı... Genel Müdürlüğüne ait işyerinde 28.07.2006 tarihinden bu yana hat şoförü olarak çalıştığını, kayden davalı ... Genel Hiz. Oto Özel Eğit. İtf. Ve Sağlık Hiz Tic. A.Ş. işçisi olarak görünmesine rağmen, esasen işe alımı, sınav, eğitim, özlük hakları gibi her türlü konuda davalı ... ile diğer davalı... Genel Müdürlüğü’nün söz sahibi olduğunu, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesinin muvazaalı olduğunu, bu sebeple davacının baştan itibaren davalı... işçisi sayılarak... bünyesinde çalışan emsal işçilere ödenen ücret ve diğer hakların davacıya da ödenmesi gerektiğini, davacının davalı ... A.Ş. işçisi olması sebebiyle,... Genel Müdürlüğü işçilerinin üye olduğu sendikaya üye olmasının engellendiğini, bu sebeple... Genel Müdürlüğü ile Belediye İş Sendikası arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanamadığını, kadrolu işçilerin yararlandığı bu haklardan da yararlandırılması gerektiğini beyanla ücret ve ücrete bağlı fark alacakları ile birlikte diğer bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ... Belediye Başkanlığı vekili,... Genel Müdürlüğü’nün İzmir Büyükşehir Belediyesine bağlı, ancak ayrı kamu tüzelkişiliğini haiz, büyükşehir belediyesi sınırları içinde şehir içi toplu taşıma hizmetlerini yürütmekle görevli müstakil bütçeli kamu kuruluşu olduğunu, davacının ... A.Ş. ile diğer davalı... Genel Müdürlüğü arasında imzalanan ve müvekkili Belediyenin hiçbir zaman tarafı olmadığı hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalıştığını, bu sebeple davanın husumet yönünden reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı... Genel Müdürlüğü vekili, Kurumun 5393 sayılı Belediyeler Kanunu ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyeleri Kanunun hükümleri çerçevesinde İzmir Büyükşehir sınırları içerisinde toplu taşım hizmetlerini yürüttüğünü, ancak yeterli sayıda işçisi bulunmaması sebebiyle hizmet alım ihaleleri ile dışarıdan hizmet aldığını, ... A.Ş. personelinin ödünç iş ilişkisi içerisinde... Genel Müdürlüğü’ne ait araçlarda şoför olarak hizmet ifa ettiğini, 5393 sayılı Belediyeler Kanunu’nun 15 ve 67. maddelerinde kamu hizmeti olan toplu taşıma görevinin bizzat Belediye tarafından yerine getirilebileceği gibi, bir başka kişiden hizmet alımı yolu ile yapılabileceğinin de düzenlendiğini,... Genel Müdürlüğü ile ... A.Ş. arasında asıl işveren – alt işveren ilişkisi bulunmadığını, ancak bulunsa dahi söz konusu düzenlemelere göre bu ilişkinin muvazaalı kabul edilemeyeceğini, davacının ihale ile hizmet üstlenen ... A.Ş. tarafından işe alınıp çalıştırıldığını ve her türlü özlük hakları ile disiplin işlemlerinin ... A.Ş. tarafından düzenlenip yerine getirildiğini,... Genel Müdürlüğü’nün bu konulara herhangi bir müdahalesi olmamakla birlikte kamu hizmetinin yürütülmesi sırasında gerekli denetim ve incelemelerin yapılmasının işin yürütümüne müdahale olarak nitelendirilemeyeceğini, davacının işvereni ... A.Ş. ile Disk Genel İş Sendikası arasında bağıtlanmış toplu iş sözleşmesi bulunduğunu, davacının Belediye İş Sendikasına üye olmaması sebebiyle... Genel Müdürlüğü ile Türkiye Belediye İş Sendikası arasında bağıtlanan toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağını, Belediye İş Sendikasının taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanmakta olan... Genel Müdürlüğü kadrosundaki işçinin de davacının emsali işçi sayılamayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... Genel Hiz. Oto Özel Eğit. İtf. Ve Sağlık Hiz Tic. A.Ş. vekili, husumetin asıl işverene yöneltilmesi gerektiğini, davalı şirketin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkili şirketin açılan ihalelere girerek... Genel Müdürlüğü’nün bir kısım hizmetlerini üstlendiğini, açılan hizmet alım ihalelerinin açık usulde yapılan ihaleler olduğunu, bu ihalelere birden fazla firma katıldığını, taraflar arasında muvazaa bulunmasının söz konusu olmadığını, davacı dahil olmak üzere tüm çalışanların özlük haklarının müvekkili şirket tarafından takip edildiğini, diğer davalı... Genel Müdürlüğü’nün bu konular ile ilgili olarak herhangi bir müdahalesinin bulunmadığını, ... A.Ş. işçisi olan davacının da üyesi olduğu Disk Genel-İş Sendikası ile müvekkili şirket arasında bağıtlanan toplu iş sözleşmesinden yararlandığını ileri sürerek, davanın husumet yönünden de reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasındaki ilk uyuşmazlık, davalı Eshot Genel Müdürlüğü ile ... A.Ş. arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı noktasındadır.
Alt işveren bir işverenden işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve görevlendirdiği işçileri sadece bu işyerinde çalıştıran diğer işveren olarak tanımlanabilir. Alt işverenin iş aldığı işveren ise asıl işveren olarak adlandırılabilir. Bu tanımlara göre asıl işveren alt işveren ilişkisinin varlığından söz edebilmek için iki ayrı işverenin olması, mal veya hizmet üretimine dair bir işin varlığı, işçilerin sadece asıl işverenden alınan iş kapsamında çalıştırılması ve tarafların muvazaalı bir ilişki içine girmemeleri gerekir.
Alt işverene yardımcı işin verilmesinde bir sınırlama olmasa da, asıl işin bir bölümü ancak teknolojik nedenlerle uzmanlık gereken işin varlığı halinde verilebilecektir. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesinde asıl işveren alt işveren ilişkisini sınırlandırılması yönünde yasa koyucunun amacından da yola çıkılarak asıl işin bir bölümünün alt işveren verilmesinde “işletmenin ve işin gereği” ile “teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler” ölçütünün bir arada olması gerektiği belirtilmelidir. İş Kanunu’nun 2. maddesinin 6. ve 7. fıkralarında tamamen aynı biçimde “işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler” sözcüklerine yer verilmiş olması bu gerekliliği ortaya koymaktadır.
Alt İşverenlik Yönetmeliği’nin 11. maddesinde de asıl işin bir bölümünün alt işverene verilebilmesi için “işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektirmesi” şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerektiği belirtilmiştir.
İşverenler arasında muvazaalı biçimde asıl işveren alt işveren ilişkisi kurulmasının önüne geçilmek istenmiş ve İş Kanunu’nun 2. maddesinde bazı muvazaa kriterlerine yer verilmiştir.
Muvazaa Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiş olup tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla ve kendi gerçek iradelerine uymayan ve aralarında hüküm ve sonuç meydana getirmesi arzu etmedikleri görünüşte bir anlaşma olarak tanımlanabilir. Üçüncü kişileri aldatmak kastı vardır ve sözleşmedeki gerçek amaç gizlenmektedir. Muvazaanın ispatı genel ispat kurallarına tabidir. Bundan başka İş Kanunu’nun 2. maddesinin 7. fıkrasında sözü edilen hususların adi kanuni karine olduğu ve aksinin kanıtlanmasının mümkün olduğu kabul edilmelidir.
5538 sayılı yasa ile İş Kanunu’nun 2. maddesine bazı fıkralar eklenmiş ve kamu kurum ve kuruluşlarıyla sermayesinin yarısından fazlasının kamuya ait olduğu ortaklıklara dair ayrık durumlar tanınmıştır. Bununla birlikte maddenin diğer hükümleri değişikliğe tabi tutulmadığından asıl işveren alt işveren ilişkisinin öğeleri ve muvazaa öğeleri değişmemiştir. Alt işverene verilmesi mümkün olmayan bir işin bırakılması veya muvazaalı bir ilişki içine girilmesi halinde işçilerin baştan itibaren asıl işverenin işçileri olarak işlem görecekleri 4857 sayılı İş Kanununun 2. maddesinin 7. fıkrasında açık biçimde öngörülmüştür. Kamu işverenleri bakımından farklı bir uygulamaya gidilmesi hukuken korunmaz. Muvazaaya dayanan bir ilişkide işçi, gerçek işverenin işçisi olmakla kıdem ve unvanının dışında bir kadro karşılığı çalışması ve diğer işçilerle aynı ücreti talep edememesi İş Kanunu’nun 5. maddesinde öngörülen eşitlik ilkesine aykırılık oluşturur. Yine koşulların oluşmasına rağmen işçinin toplu iş sözleşmesinden yararlanamaması Anayasal temeli olan sendikal hakları engelleyen bir durumdur. Dairemizin kararları bu doğrultudadır
Asıl işveren alt işveren ilişkisi ve muvazaa konuları 5763 sayılı Yasayla iş kanununda yapılan değişiklikler be buna bağlı olarak çıkarılan Alt İşveren Yönetmeliğinin ardından farklı bir anlam kazanmıştır. Yönetmelikte yazılı alt işverenlik sözleşmesinden söz edilmiş ve çeşitli tanımlara yer verilmiştir.
Alt İşveren Yönetmeliği’nde,
“1) İşyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin asıl işin bir bölümünde uzmanlık gerektirmeyen işlerin alt işverene verilmesini,
2) Daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile kurulan alt işverenlik ilişkisini,
3) Asıl işveren işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak hakları kısıtlanmak suretiyle çalıştırılmaya devam ettirilmesini,
4) Kamusal yükümlülüklerden kaçınmak veya işçilerin iş sözleşmesi, toplu iş sözleşmesi yahut çalışma mevzuatından kaynaklanan haklarını kısıtlamak ya da ortadan kaldırmak gibi tarafların gerçek iradelerini gizlemeye yönelik işlemleri” ihtiva eden sözleşmeler muvazaalı olarak açıklanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta,... Genel Müdürlüğüne ait işyerinde hat şoförü olarak çalışan davacı, işe girerken ... ve bağlı... Genel Müdürlüğü tarafından sınava ve eğitimlere tabi tutularak işe kabul edildiğini, davalılar arasında organik ve ekonomik bağ bulunduğunu, söz konusu şirketlerin ...’nin bağlı iştirakleri olduğunu, davalı... Genel Müdürlüğünün ihtiyaç duyduğu personeli hizmet alım ihalesi yoluyla diğer davalı ... A.Ş.’den temin etmesine yönelik hizmet alım sözleşmesinin baştan itibaren anlaşmalı olması sebebiyle de muvazaalı olduğunu ileri sürmüş, mahkemece... Genel Müdürlüğü’nün 27.07.1943 tarih 4483 sayılı “İzmir Tramvay ve Elektrik Tüketim A.Ş. İmtiyazıyla Tesisatının Satın Alınmasına Dair Mukavelenin Tasdiki ve Müessesenin İşletilmesi Hakkındaki Kanun” ile kendisine verilen yetkiye dayalı olarak toplu taşıma hizmetlerini yerine getirdiği, davalı ... ile aralarında 4857 sayılı İş Kanununun 2.maddesi kapsamında asıl-alt işveren ilişkisi bulunmadığı değerlendirilerek, davalı belediyeye husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır. Ancak mahkemece Belediye Kanunu’na göre, belediyenin asli işlerinin işin nitelik itibariyle uzmanlık gerektirip gerektirmemesi veya asıl işverenle alt işveren işçilerinin aynı işte yan yana çalıştırılmamaları gibi koşullar aranmaksızın alt işverene verilebileceği, böylece bu koşulların belediyeler bakımından muvazaa kriteri olmaktan çıktığı, bunun yanında, davalı ... A.Ş.’nin, sözleşme ile üstlendiği mal veya hizmet üretimi için, barındırdığı teknik ve personel yapısı ile yeterli organizasyona, uzmanlığa ve hukuksal bağımsızlığa sahip bulunduğu, davacının ve yararlanma koşullarını taşıyan diğer işçilerin davalı ... A.Ş. ile Disk Genel İş Sendikası arasında bağıtlanan ve işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinden yararlandıkları ve TİS hükümlerinden yararlandırılmama yönünde bir uygulamanın bulunmadığı, ayrıca davacı ve diğer işçilerin kamusal haklardan yararlandırılmamaları yönünde bir uygulamanın varlığının da tespit edilemediği sonucuna varılarak davalılar arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olmadığı değerlendirilmiş ise de, mahkemece hatalı hukuki değerlendirme yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre, şehir içi toplu taşıma işini üstlenen... Genel Müdürlüğü’nün çalıştırabileceği kadrolu işçi sayısına Yönetmelik ile sınırlama getirildiği, şehir içi toplu taşıma işinin aksatmadan yürütülebilmesi için daha çok işçiye ihtiyaç duyulduğu, ancak yasal sınırlama nedeniyle sorunun aşılamadığı, eksik kalan işçi sayısının hizmet alım ihalesi yapılmak sureti ile karşılandığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Nitekim bu açığın kapatılması için, ... A.Ş. ve... Genel Müdürlüğü arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesinin 5.maddesine göre işin tanımının “Toplu Ulaşım Hizmetleri ve Araç Bakım Onarım Hizmetlerinde Çalıştırılmak Üzere Personel Temini Hizmet Alımı” olduğu tespit edilmektedir. Böylece şehir içi toplu ulaşım işinde davalı... Genel Müdürlüğü’nün işçilerinin sayı olarak yetersiz kalmaları sebebiyle ihale yapıldığı, ihale yapılmasının temel amacının toplu taşıma hizmeti almak değil, Yönetmelik ile getirilen yasal sınırlama nedeniyle eksik kalan personel sayısını tamamlamak olduğu, böylece taraflar arasında işçi teminine yönelik bir ilişkinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu itibarla davalılardan... Genel Müdürlüğünün bağımsız ve ayrı bir tüzel kişiliği bulunduğu, hizmet alım sözleşmesinin... Genel Müdürlüğü ile ... A.Ş arasında aktedildiği, Belediyenin asıl işveren alt işveren ilişkisinin tarafı olmadığı dikkate alınarak, mahkemenin davalılardan İzmir Büyükşehir Belediyesine yönelik ret kararı isabetli ise de; davalılar... Genel Müdürlüğü ile ... A.Ş arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayalı olduğu, davacının baştan itibaren davalı... Genel Müdürlüğü işçisi sayılmasına yönelik talebin kabulü gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi hatalıdır. Nitekim, taraflar arasındaki muvazaa olgusu, ... 7. Hukuk Dairesinin 22.05.2015 tarih 2015/17302 Esas ve 2015/19844 Esas sayılı kararları ile kabul edilmiş olup; Dairemizin emsal 2017/46177 esas, 2017/43412 esas sayılı kararlarında da, davalılar arasındaki ilişkinin muvazaaya dayalı olduğu ve davacıların baştan itibaren davalı... Genel Müdürlüğü işçisi sayılmalarına dair karar verilmiştir. Mahkemece açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önüne alınmaksızın karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Taraflar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu değerlendirilmekle birlikte, çözümü gereken bir diğer uyuşmazlık ise, davacının davalılardan Eshot Genel Müdürlüğü ile Belediye iş Sendikası arasında bağıtlanan toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı ve fark alacaklara hak kazanıp kazanmadığı noktasındadır.
Mahkemece, ... A.Ş. bünyesinde çalışan davacının ... A.Ş. ile Disk Genel İş Sendikası arasında bağıtlanan toplu iş sözleşmesinden yararlandığı, bu itibarla aynı anda... ile Belediye İş Sendikası arasında bağıtlanan toplu iş sözleşmesinden yararlanmasının mümkün olmadığı, ayrıca üyelik ön koşulunu yerine getirmeyen davacının... Genel Müdürlüğü işçilerine uygulanan toplu iş sözleşmesinden yararlanmasının mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır. Ne var ki, davacı taraf, Disk Genel İş Sendikasına üye olmadığını, aksine Belediye İş Sendikasına üye olduğunu ifade ederek, dosyaya 09.09.2005 tarihinden itibaren Belediye İş Sendikası üyesi olduğuna dair üye kayıt fişi sunmuştur. Kural olarak, alt işveren asıl işveren ilişkisinin muvazaaya dayandığının tespiti halinde, davacının baştan itibaren asıl işverenin işçisi olarak kabulü gerektiğinden, üyelik koşulunu sağlayan işçinin asıl işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanması asıldır. Dosya kapsamından, davacının sunduğu üye kayıt fişinin mahkemece değerlendirilmediği, aksine davacının Disk Genel İş Sendikası üyesi olabileceği varsayımından hareket edilerek sonuca gidildiği anlaşılmaktadır. Karar, bu yönüyle hatalıdır. Dosyada davacının Disk Genel İş Sendikasına üye olduğuna dair kayıt bulunmamaktadır. Bu bakımdan öncelikle, davacının Belediye İş Sendikası’na üyeliğine dair üye kayıt fişi de değerlendirilmek suretiyle, davacının ... ile Disk Genel İş Sendikası arasında bağıtlanan toplu iş sözleşmesinden üyelik yolu ile veya dayanışma aidatı ödeyerek yararlanıp yararlanmadığı araştırılmalı, bu araştırmanın sonucuna göre, davacının aynı anda iki toplu iş sözleşmesinden yararlanmasının mümkün olmadığı da değerlendirilerek bir sonuca varılmalıdır.
İlave tediye alacağı ise dayanağı itibariyle, diğer alacaklardan farklı bir özellik göstermektedir. İlave tediye alacağının dayanağının toplu iş sözleşmesi değil, 6772 sayılı Kanun olduğu, Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 sayılı Kanunla 6212 sayılı Kanunun 2. maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanunun 1., 3 ve 4. maddelerindeki düzenlemelere göre İzmir Büyükşehir Belediyesine bağlı bir kamu kuruluşu olan... Genel Müdürlüğü'nün 6772 sayılı Yasa kapsamında kaldığı, davacının baştan itibaren... Genel Müdürlüğü’nün işçisi sayılması nedeniyle ilave tediye ücretine hak kazandığı açıktır. Diğer taraftan, davacının... Genel Müdürlüğü işçilerine ödenen yılda 112 günlük ücret tutarındaki ikramiyeyi, ... A.Ş. bünyesinde çalışırken alıp almadığı belirsizdir. Davacının ... A.Ş. bünyesinde çalışırken yararlandığı toplu iş sözleşmesine göre davacıya ilave tediye ödemesi yapılıp yapılmadığı, yapılmakta ise, davacıya yapılabilecek olan ilave tediye ödemesinin yıllık 112 günlük ücreti geçemeyeceği bunu aşan taleplerinin 6772 sayılı Yasanın 2448 sayılı Yasa ile eklenen Ek-1 maddesine aykırı ayrıca mükerrer talep niteliğinde sayılacağı göz önüne alınmak suretiyle, mükerrer ödemeye sebebiyet vermeyecek şekilde ilave tediye konusunda karar verilmelidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.




Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön