22. Hukuk Dairesi 2017/45702 E. , 2018/1877 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, Azerbaycan uyruklu olduğunu, 21.04.2003 tarihinde hizmet sözleşmesi ile davalı üniversitenin güzel sanatlar fakültesinde öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladığını, arka arkaya belirli süreli aralıklarla ve sürekli olarak sözleşmelerinin yenilenerek 16.09.2010 tarihine kadar çalışmaya devam ettiğini, talebine rağmen sigorta primlerinin yatırılmadığını, davalı işverenin yabancı uyruklu öğretim elemanlarının farklı bir statüye sahip olduklarını, bu nedenle sigortalı yapmayacaklarını, bu durumu kabul etmesi halinde çalışmaya devam edebileceğini aksi halde istifa edebileceğini söylediklerini, bunun üzerine 16.09.2010 tarihinde istifa edip ... Üniversitesi'nde göreve başladığını belirterek kıdem tazminatı ile fazla çalışma ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının İş Kanunu hükümlerine göre işçi olarak çalıştırılmadığını, davanın idari yargıda açılması gerektiğini, davacının istifa edip ayrıldığını, kıdem tazminatı talep edemeyeceğini, fazla çalışmasının olmadığını belirterek , davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacının istifa ettiğini beyan ettiği, istifa eden işçinin kıdem tazminatı hak edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshi uyuşmazlık konusudur.
İşçinin emeğinin karşılığı olan ücret işçi için en önemli hak, işveren için en temel borçtur. 4857 Sayılı İş Kanununun 32. maddesinin dördüncü fıkrasında, ücretin en geç ayda bir ödeneceği kurala bağlanmıştır. 5953 Sayılı Basın İş Kanununun 14. maddesinin aksine, 4857 Sayılı Yasada ücretin peşin ödeneceği yönünde bir hüküm bulunmamaktadır. Buna göre, aksi bireysel ya da toplu iş sözleşmesinde kararlaştırılmadığı sürece işçinin ücreti bir ay çalışıldıktan sora ödenmelidir.
Ücreti ödenmeyen işçinin, bu ücretini işverenden dava ya da icra takibi gibi yasal yollardan talep etmesi mümkündür.
1475 Sayılı Kanun döneminde, toplu olarak hareket etmemek ve kanun dışı grev kapsamında sayılmamak kaydıyla 818 Sayılı Borçlar Kanununun 81. maddesi uyarınca ücreti ödeninceye kadar iş görme edimini ifa etmekten, yani çalışmaktan kaçınabileceği kabul edilmekteydi. 1.7.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 97. maddesinde de benzer bir düzenleme yer almaktadır. 4857 Sayılı İş Kanununda ise ücret daha fazla güvence altına alınmış ve işçi ücretinin yirmi gün içinde ödenmemesi durumunda, işçinin iş görme edimini yerine getirmekten kaçınabileceği açıkça düzenlenmiş, toplu bir nitelik kazanması halinde dahi bunun kanun dışı grev sayılamayacağı kurala bağlanmıştır.
Ücreti ödenmeyen işçinin alacağı konusunda takibe geçmesi ya da ücreti ödeninceye kadar iş görme edimini yerine getirmekten kaçınması, iş ilişkisinin devamında bazı sorunlara yol açabilir. Bu bakımdan, işverenle bir çekişme içine girmek istemeyen işçinin, haklı nedene dayanarak iş sözleşmesini feshetme hakkı da bulunmaktadır. Ücretin hiç ya da bir kısmının ödenmemiş olması bu konuda önemsizdir.
Ücretin ödenmediğinden söz edebilmek için işçinin yasa ya da sözleşme ile belirlenen ücret ödenme döneminin gelmiş olması ve işçinin bu ücrete hak kazanması gerekir
4857 Sayılı İş Kanununun 24. maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendinde sözü edilen ücret, geniş anlamda ücret olarak değerlendirilmelidir. İkramiye, prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil gibi alacakların ödenmemesi durumunda da işçinin haklı fesih imkânı bulunmaktadır
İşçinin ücretinin işverenin içine düştüğü ödeme güçlüğü sebebiyle ödenememiş olmasının sonuca bir etkisi yoktur. İşçinin, ücretinin bir kısmını Kanun'un 33. maddesinde öngörülen ücret garanti fonundan alabilecek olması da işçinin fesih hakkını ortadan kaldırmaz.
Bireysel veya toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan aynî yardımların yerine getirilmemesi de (erzak ve kömür yardımı gibi) bu madde kapsamında değerlendirilmeli ve işçinin “haklı fesih” hakkı bulunduğu kabul edilmelidir.
İşçinin sigorta primlerinin hiç yatırılmaması veya eksik bildirilmesi, sosyal güvenlik hakkını ilgilendiren bir durum olsa da Dairemizin 1475 Sayılı Kanun döneminde istikrar kazanmış olan görüşü, 4857 Sayılı İş Kanunu döneminde de devam etmekte olup, sigorta primlerinin hiç yatırılmaması, eksik yatırılması veya düşük ücretten yatırılması hallerinde de işçinin haklı fesih imkânı vardır.
Dosya içeriğine göre, davacının sigorta primlerinin yatırılmadığını iddia ederek aynı tarihte, aynı mahkemede alacak ve hizmet tespit davası açmış olduğu ve hizmet tespit davasında, davacının davalı ... Üniversitesi Rektörlüğü nezdinde 21.04.2003 ile 16.09.2010 tarihleri arasında olmak üzere toplam 2666 gün çalıştığının tespitine karar verildiği, kararın Yargıtay 10. Hukuk Dairesi'nin 11.09.2014 tarih ve 2014/12087 esas 2014/17149 karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği ve davacının hizmet süresinin hizmet tespit davasının kararı yönünde belirlendiği anlaşılmıştır.
Somut olayda, davacı taraf, sigorta primlerinin ödenmemesi sebebiyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini iddia etmiş, davalı taraf ise davacının istifa ederek işten ayrıldığını savunmuştur. Her ne kadar mahkemece, davacının istifa ettiği ve istifa eden işçinin kıdem tazminatına hak kazanamayacağı gerekçesiyle kıdem tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ise de; tüm dosya kapsamına göre davacının 16.09.2010 tarihinde geçmiş çalışmalarına yönelik sigorta primlerinin ödenmemesi nedeni ile iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece kıdem tazminatı talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe reddine karar verilmiş olması hatalıdır.
2-Dava dilekçesinde, fazla çalışma ücreti alacağı talebinde bulunulmuş ise de, mahkemece herhangi bir gerekçe açıklanmadan söz konusu talebin reddine karar verilmiştir. Gerekçesiz bir şekilde talebin reddine karar verilmesi, Anayasanın 141. maddesi ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesine aykırıdır. Anılan sebeple, dosya kapsamındaki deliller değerlendirilerek, talep hakkında bir karar verilmelidir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 06.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
22. Hukuk Dairesi 2017/45702 E. , 2018/1877 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 29 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 29 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 5 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 5 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat