22. Hukuk Dairesi 2017/9379 E. , 2018/1117 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin davalıya ait işyerinde kapıcı olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin haklı bir sebep olmadan feshedildiğini, tazminat ve işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı işçinin müvekkiline ait işyerinde aralıklı iki dönem halinde kısmi süreli iş sözleşmesiyle çalıştığını, iş sözleşmesini istifa etmek suretiyle feshettiğini, dava konusu alacak taleplerinin haksız olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Somut olayda, davacının, davalıya ait işyerinde kısmi süreli iş sözleşmesi ile kapıcı olarak çalıştığı anlaşılmaktadır.
Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında, davacının 10/07/2008-31/12/2011 tarihleri arasında ve 20/11/2012-31/12/2012 tarihleri arasında olmak üzere aralıklı iki dönem halinde davalıya ait işyerinde çalışması mevcuttur. Mahkemece, davacının çalışma süresi noktasında Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları esas alınmıştır.
Davacı işçi imzalı, 31/12/2011 tarihli belgede, davacının görevinden 31/12/2011 tarihi itibariyle istifa ettiği, işyeri karşısındaki Mert Apartmanı ve ... Apartmanı sitelerinde işe başlamak için görüşmelerini yaptığı yazılıdır. Yine 31/12/2011 tarihli davacı imzalı olan ve işverene sunulan beyan dilekçesinde ise, davacının dava dışı Mert apartmanı ve ... Apartmanı sitelerinde göreve başladığı, bu sitelere hizmet verirken halihazırda ikamet edeceği dairenin henüz tahsis edilmediği, davalıya ait işyerinde yeni bir görevli başlayana kadar ya da kendisine yeni işverenlerince daire tahsis edilene kadar, halihazırda ikamet ettiği davalıya ait dairede kalmak istediğini bildirdiği yazılıdır.
Davalıya ait apartman karar defterinin yedinci sayfasında yer alan kararda, davacının 31/12/2011 tarihli istifasının kabul edilmesine ve yeni işe başlayacağı dava dışı apartmanlardan davacıya kalacak yer tahsis edilene kadar kapıcı dairesinde oturmasına karar verilmiştir.
İşyeri kayıtları arasında sunulan ve davacı imzalı, “sözleşme” başlıklı tarihsiz belgede, davacının işinden ayrılarak ... ve ... sitelerinde göreve başladığı, davacıya adı geçen apartmanlardan kalacak yer tahsis edilene kadar, davalıya ait kapıcı dairesinde kiracı olarak oturacağı, kira bedeli olarak herhangi bir ücret talep edilmeyeceği, bunun yerine günde bir kez apartman çöpünü toplayacağı, bunun yanı sıra ekmek ya da diğer yiyecek maddelerini dışarıdan alıp davalı apartman sakinlerine satabileceği kabul edilmiştir.
Yukarıda özetlenen belgeler ve sözleşme içeriğinden anlaşılacağı üzere, davalıya ait işyerinde kısmi süreli iş sözleşmesi ile kapıcı olarak çalışan davacının, 31/12/2011 tarihli dilekçeyle görevinden istifa ettiğini bildirmiş olmasına rağmen, kendisine çalıştığı dava dışı diğer apartmanlarca kalacak yer tahsis edilene kadar, davalıya ait kapıcı dairesinde oturmaya devam etmesinin kararlaştırıldığı, bunun karşılığında kira bedeli olarak para ödemek yerine davacının günde bir kez apartman çöpünü toplayacağı ve apartman sakinlerine ekmek ya da diğer yiyecek malzemelerini satabileceğinin kabul edildiği anlaşılmaktadır. Sözleşme başlıklı belgenin, bir kira sözleşmesi olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Çünkü belge içeriğinde, çöp toplama ve apartman sakinlerine ekmek ve benzeri yiyecek malzemelerinin servisi gibi, bir kısım kapıcılık hizmetlerinin yürütülmesinin kararlaştırıldığı sabittir. Her ne kadar, bu hizmetler kapıcı dairesinde oturmasına karşılık kira bedeli olarak kabul edilmiş ise de, kapıcıya konut verilmesi halinde, iş sözleşmesinin devamı süresince kira istenemez. Bu anlamda kapıcının kira ödemeksizin oturması ve karşılığında bir kısım kapıcılık hizmetlerini görmesi şeklinde bir sözleşme yapıldığında, işverenin ücret ödeme yükümlülüğü ortadan kalkmadığı gibi, bu sözleşmenin kira sözleşmesi değil, iş sözleşmesi olarak kabul edilmesi gereklidir. Davacının aynı zamanda başka dava dışı işverenlere de hizmet vermesinin sonuca bir etkisi yoktur.
Bu halde, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında 31/12/2011 tarihinde çalışmanın kesintiye uğradığı kayıtlı ise de ve ayrıca 31/12/2011 tarihli istifa dilekçesi sunulmuş ise de, 31/12/2011 tarihi itibariyle taraflar arasındaki iş ilişkisinin sona ermediği, davacının bir kısım kapıcılık hizmetlerini görmeye devam ettiği sabittir. Ancak bu çalışmanın, davacının kayden ikinci kez işe girişinin bildirildiği 20/11/2012 tarihine kadar kesintisiz devam edip etmediği meselesinin aydınlatılması gereklidir. Bu yönün aydınlatılması için, çalışma hakkında görgüye dayalı bilgisi olması muhtemel taraf tanıkları yeniden dinlenilmeli, apartman karar defterindeki kayıtlar da incelenmek suretiyle bir sonuca gidilmelidir.
Diğer taraftan, mahkemece davacının kayden 31/12/2012 tarihinde sona eren çalışmasının da işçi istifası suretiyle sonlandığı kabul edilmiş ise de, dosya içeriğine 31/12/2012 tarihini taşıyan bir istifa dilekçesi sunulmamıştır. Aksine, apartman karar defterinin ondördüncü sayfasında bulunan 06/01/2013 tarihli kararda, davacının 31/12/2012 tarihi itibariyle işine son verilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, apartman karar defterindeki bu kayıt dikkate alınmamıştır. Dolayısıyla, 06/01/2013 tarihli kararla, iş sözleşmesinin işverence feshedilmesine karar verildiği dikkate alınarak, dosya kapsamı delil durumu itibariyle feshin haklı olup olmadığının değerlendirilmesi gereklidir.
Anılan sebeplerle, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak, eksikliklerin giderilmesi suretiyle dosya kapsamındaki deliller yeniden değerlendirilmeli, çalışma süresi ile fesih noktalarındaki uyuşmazlıklar çözülmeli ve neticeye göre bir sonuca gidilmelidir.
Yukarıda yazılı sebepten kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
22. Hukuk Dairesi 2017/9379 E. , 2018/1117 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat