22. Hukuk Dairesi 2016/26032 E. , 2019/24262 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

22. Hukuk Dairesi 2016/26032 E. , 2019/24262 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkete ait otobüste beş yılı aşkın süredir şoför olarak çalıştığını, emeklilik nedeniyle 15.07.2015 tarihinde iş sözleşmesinin feshi için ihtarname gönderdiğini, ancak işçilik alacaklarının ödenmemesi amacoyla işverence iftira atılarak iş sözleşmesinin işvernece haklı nedenle feshedildiği iddiasında bulunulduğunu, işveren iddialarının gerçeği yanıstmadığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının müvekkil şirket yetkililerine hakaret etmesi nedeni ile iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, feshin kötüniyetli olmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına ve özellikle temyiz edenin sıfatına göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Mahkeme kararında yazılacak hususlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Maddeye göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Öte yandan, kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararın hüküm fıkralarının, açık, anlaşılır, çelişkisiz ve uygulanabilir olması gerekmekle birlikte, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi sebeplere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak, kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.
Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi sebeple haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 298/2. maddesinde de “Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.” şeklinde özellikle düzenlenmiştir.
Gerekçe - hüküm çelişkisi, 10.04.1992 gün ve 1991/7 esas, 1992/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına aykırı olup, salt bu aykırılık bozma sebebidir.
Somut olayda, davacı tarafça 14.07.2015 tarihinde emeklilik amacıyla Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaatta bulunulmuş; Kurum tarafından 15.07.2015 tarihli yazı cevabında davacınn emekliliğe hak kazandığı belirtilmiş, davacı tarafça da 15.07.2015 tarihnde Kurum yazısı da eklenmek suretiyle işverene keşide edilen ihtarnamede iş sözleşmesinin emeklilik nedeniyle feshedildiği ifade edilmiştir. Her ne kadar davalı tarafça, iş sözleşmesinin davacının işveren yetkililerine hakaret etmesi gerekçesi ile haklı nedenle feshedildiği ileri sürülmüş ise de, davalının feshe ilişkin ihtarnamesi 27.07.2015 olup; ilk fesih iradesinin davacı taraftan geldiği ve davacının emeklilik için gerekli şartları taşıdığı ve dolayısıyla kıdem tazminatına hak kazandığı sabittir. Mahkeme ilamının gerekçesinde, davacının iş sözleşmesini emeklilik gerekçesi ile haklı nedenle feshettiği hususu kabul edilmiş ise de; sehven kısa kararda ihbar tazminatının kabul edildiği belirtilmiştir. Buna göre, ihbar tazminatı talebinin reddi gerekirken, gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturacak şekilde ihbar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24/12/2019 gününde oybirliği ile karar verildi.







Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön