22. Hukuk Dairesi 2017/26259 E. , 2019/23464 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

22. Hukuk Dairesi 2017/26259 E. , 2019/23464 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, davacının 01/09/2011 tarihinden itibaren davalı asıl işveren Belediyenin temizlik işleri hususunda ihale yoluyla hizmet alımı yaptığı değişen şirketler nezdinde çalıştırıldığını, ... giriş çıkışları kağıt üzerinde yapıldığını çalışmanın aralıksız ve sürekli olarak devam ettiğini, davacı ile birlikte 8 işçinin iş akdini haksız şekilde 31/12/2014 tarihinde feshettiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik ücret alacaklarını talep etmiştir.
Davalı cevabının özeti:
Davalı ... zamanaşımı def’inde bulunarak, davacının Belediye işçisi olmadığını, hizmet alım sözleşmesinin 31/12/2014 tarihinde sona erdiğini, işçilerin 07:30-16:30 saatleri arasında çalıştıklarını ve fazla çalışmanın söz konusu olmadığını beyanla, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacının hizmet süresi uyuşmazlık konusunu oluşturmaktadır.
Mahkemece hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda davacının hesaplamalara esas hizmet süresi 10.09.2011 - 31.12.2014 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığının kabulüyle 3 yıl 3 ay 21 gün olarak belirlenmiştir. Ne var ki; davacının 2011 yılında hizmet döküm cetvelinde hiç hizmet kaydı mevcut değildir. Yine 09.02.2012-31.12.2012 tarihlerinde hizmetin geçtiği 1011218 sicil numaralı işverenin ünvanı ve davalı Belediyeniz hizmet satın aldığı firmalardan biri olup olmadığı araştırılmamıştır. Davalı tanıkları dahil dinlenen tanıkların hemen hepsi davacının kendileriyle birlikte işe başladığını beyan etmişlerse de, her biri işe başlama tarihlerini farklı bir tarih olarak ifade ettiklerinden buna göre sağlıklı bir değerlendirme yapılması da mümkün değildir.Buna göre davacının 10.09.2011 -31.12.2014 tarihleri arasında hizmetinin davalı ... Belediyesinden ihale yolu ile iş almış olan şirketler nezdinde geçip geçmediğine dair usulünce tespitte bulunulmaksızın tüm dönemin kesintisiz şekilde hizmet süresine dahil olduğu yönündeki kabul hatalıdır.
3-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26. maddesi “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmü uyarınca taleple bağlılık kuralına aykırı olarak talepten fazlasına karar verilmesi usule aykırıdır.
Somut olayda; dava dilekçesinde davacının aylık ücret tutarına ya da ilave ödemelere dair bir beyanı olmamasına karşın tanık anlatımlarına dayalı olarak yemek yardımı ilavesi ile giyidirilmiş ücret belirlemesi isabetli bulunmamakta olup, bozmayı gerektirmiştir.
4-Davacının fazla çalışma ücret alacağının bulunup bulunmadığı hususunda uyuşmazlık mevcuttur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Somut olayda; davacı davalı ...’de haftanın 7 günü olmak üzere sabah 06:00 akşam 17:00 saatleri arasında çalıştığını, öğlen 12:00 ‘ye dek çöp toplama işlerinin, bu saatten sonra ise Belediyede işçi ihtiyacı olan her türlü işin yaptırıldığını ancak fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek, fazla mesai ücret alacaklarına hükmedilmesini istemiştir. Davalı ... vekili ise davacının 07:30-16:30 saatleri arasında çalıştığını ve fazla mesai yapmadığını savunmuştur.Davacı tanıkları genel olarak haftanın 7 günü sabah 06:00 ile 14:00-15:00 arası çalıştıktan sonra eve gitmelerine izin verilmediğini, iş çıkması halinde çalıştırılmak üzere Belediyeye yakın bir kahvehane de bekletildiklerini, davalı tanıkları ise haftanın her günü sabah 06:00‘da işe başladıklarını, saat 12:00 gibi de işlerinin bittiğini ve evlerine gittiklerini beyan etmişlerdir. Hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda ise tanık beyanlarına göre davacının haftanın 5 günü 06:00-17:00 saatleri arasında günlük 11 saat, 1 saat ara dinlenme ile 10 saat çalışarak, günde 2 saat (haftalık 10 saat) çalışma yaptığının belirlendiği belirtilmiştir. Bilirkişinin bu tespiti nasıl yaptığı rapor içeriğinden anlaşılamamakla beraber, hatalı bulunduğu da açıktır. Dosya kapsamına göre; davalı tarafın itirazlarına göre davacı tanıklarının davalı aleyhine aynı nedenle açtıkları davalarının bulunduğu, bir başka deyişle davalı işverenle husumetli oldukları ve somut davada çıkacak sonuçtan menfaat elde etmelerinin söz konusu olduğu anlaşılmaktadır. Şu halde, başka delillerle desteklenmeden tek başına husumetli tanık anlatımına itibar edilmesi mümkün değildir. Buna göre davacının çalıştığı işyeri, yaptığı işin niteliği, işin gerektirdiği çalışma düzeni, davalı ... ve davalı tanıklarının beyanları hep birlikte değerlendirildiğinde; temizlik işçisi olan davacının haftanın 7 günü 06:00-15:00 saatleri arasında 9 saat, 1 saat ara dinlenme düşümü ile günlük 8 saat çalıştığı, hafta tatili ücret alacağı ayrıca istenilmiş olduğundan, hafta tatili gününde ilave yapılan yarım saatlik fazla çalışma süresi ile birlikte toplamda 48,5 saat çalışılarak, haftalık 3,5 saat fazla mesai yapıldığının kabulünün dosya delil durumuna daha uygun olacağı kanısına varılmıştır.
Açıklanan nedenler ile davacının haftada 3.5 saat fazla çalışma yaptığı kabulüne göre sonuca gidilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön