22. Hukuk Dairesi 2019/8416 E. , 2019/22463 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

22. Hukuk Dairesi 2019/8416 E. , 2019/22463 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : ... 9. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : TESPİT

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:Davacı, davacının ... Üniversitesi ... Fakültesi Kimya bölümünde profesör olarak çalışmakta iken 30.03.2015 tarihinde emekli olduğunu, davalının 01/01/1972-30/09/1973 yılları arası ... Kimya Mühendisliği, 01/11/1973- 19/11/1975 yılları arası ... Devlet Mühendislik Mimarlık Fakültesi ve 19/11/1975 tarihinden sonra ... Üniversitesi unvanını aldığını, davacının davalı Kurumda 01/01/1972 tarihinden 30/03/2015 tarihine kadar kesintisiz olarak çalıştığını, davacının emeklilik işlemleri için başvurduğunda, 1972 - 1973 yılları arasında gecen 626 günlük hizmet suresinin davalı okulun müvekkiline 1972 - 1973 yılları arası çalışmasının sonlanıp sonlanmadığına, eğer sonlandı ise kıdem, iş sonu tazminatı vs adı altında herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığına ilişkin belge vermediğinden eklenmediğini ve müvekkilinin hem eksik emeklilik ikramiyesi aldığını hem de emeklilik maaşının eksik gün üzerinden hesaplanarak müvekkilinin zarara uğradığını belirterek davacının 01/01/1972 - 30/09/1973 tarihleri arasındaki hizmetinin kıdem tazminatı ödemesini gerektirecek şekilde sona erip ermediğinin ve davacıya kıdem tazminatı ödenip ödenmediğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının Üniversitelerinde ... Fakültesi Kimya bölümünde Profesör olarak görev yaptığını, Üniversite bünyesinde çalışan profesörlerin 2547 sayılı Kanuna tabi olan öğretim üyeleri olduğunu, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 1. maddesine göre İş Mahkemelerinin başka çalışma yasalarına tabi olan çalışanlara değil sadece 4857 sayılı İş Kanunu’na göre işçi olarak kabul edilen kişilerin işverenleriyle olan uyuşmazlıklarına bakmakla görevlendirildiğini, buna göre 2547 sayılı Kanuna tabi olan davacının açmış olduğu tespit davasında görevli mahkemenin İdare Mahkemeleri olduğunu, davanın görev yönünden reddi gerektiğini, ayrıca davanın husumet nedeniyle de reddi gerektiğini, davaya konu uyuşmazlığa yasal çerçeve dâhilinde hukuki çözüm getirilebilmesi için, öncelikle husumetin doğru hasıma yöneltilmesi gerektiğini, bunların yanı sıra dava konusu edilen ve tespiti istenen alacakların zamanaşımına da uğradığından davanın bu nedenle de reddi gerektiğini, davacının dilekçesinde 01/01/1972 - 30/09/1973 tarihleri arasında geçen sürede kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona erip ermediğinin ve kıdem tazminatı ödeyip ödemediğinin tespitini talep etmekte ise de davacıya ilişkin Üniversite Personel Dairesi Başkanlığında, Üniversite ... Fakültesi Dekanlığında ve Üniversite İdari ve Mali İşler Dairesi Başkanlığında davacının 01/01/1972 - 30/09/1973 tarihleri arasında geçen sürede kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona erip ermediğinin ve davacıya kıdem tazminatı ödenip ödenmediğine ilişkin herhangi bir belgeye ve bilgiye ulaşılamadığını ileri sürerek, davanın reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz başvurusu:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Anayasanın “Yükseköğretim Kurumları” başlıklı 130. maddesinin birinci fıkrasında, “Çağdaş eğitim-öğretim esaslarına dayanan bir düzen içinde milletin ve ülkenin ihtiyaçlarına uygun insan gücü yetiştirmek amacı ile; ortaöğretime dayalı çeşitli düzeylerde eğitim-öğretim, bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık yapmak, ülkeye ve insanlığa hizmet etmek üzere çeşitli birimlerden oluşan kamu tüzelkişiliğine ve bilimsel özerkliğe sahip üniversiteler Devlet tarafından kanunla kurulur.”; 2. fıkrasında, “Kanunda gösterilen usul ve esaslara göre, kazanç amacına yönelik olmamak şartı ile vakıflar tarafından, Devletin gözetim ve denetimine tabi yükseköğretim kurumları kurulabilir.”; 10. fıkrasında “Vakıflar tarafından kurulan yükseköğretim kurumları, mali ve idari konuları dışındaki akademik çalışmaları, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden, Devlet eliyle kurulan yükseköğretim kurumları için Anayasada belirtilen hükümlere tabidir.” hükmüne yer verilmiştir.
İdari rejime dayalı olarak düzenlenmiş bulunan Türkiye'nin idari yapısında, kamu tüzel kişiliği idari yargının görev alanının belirlenmesinde kullanılan ölçütlerden birisidir.
Kamu tüzel kişilerinin kuruluş amacı kamu yararı, faaliyet konuları ise kamu hizmetidir. Bu bağlamda, kamu tüzel kişileri, özel hukuk tüzel kişilerine nazaran üstün ve ayrıcalıklı kamu gücüne sahiptirler ve tek taraflı işlemlerle yeni hukuki durum yaratabilirler. Bu sebeple de personeli kamu hukukuna tabidir.
Üniversitelerin kanunla kurulma ve kamu tüzel kişiliğine sahip olmanın yanı sıra, 'Bilimsel Özerkliğe sahip olmaları” bir diğer ayrıcalığıdır. Üniversitelerde bilimsel özerklik ilkesi benimsenirken güdülen amaç, yükseköğretimin çeşitli siyasal çevre ve baskı grupları ile düşünce kümelerinin etkisinin dışında tutarak, bilimsel amaç, hedefler ve gereksinimlerine bağlı olmalarını sağlamaktır. Bu nedenle de, bilimsel faaliyetin asli unsurları olan yükseköğretim elemanlarının, görevleri, unvanları, atama, yükselme ve emeklilikleri gibi özlük haklarının kanunla düzenleneceği konusu, anayasal teminat altına alınmıştır.
Somut olay ve mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; davalı Üniversitenin, sürekli ve düzenli nitelikteki kamu hizmetinde çalıştırdığı davacının; statüsü, göreve alınması, hak ve yetkileri gözetildiğinde, idare Hukuku kapsamında bir kamu personeli olduğu açıktır. Bu açıdan davacının, 01/01/1972 - 30/09/1973 tarihleri arasındaki hizmetinin kıdem tazminatı ödemesini gerektirecek şekilde sona erip ermediğinin ve davacıya kıdem tazminatı ödenip ödenmediğinin tespitine ilişkin talebinin hukuka uygunluğunun denetiminin de, Anayasayla bu denetim için oluşturulan idari yargının görev alanında bulunduğu sonucuna varılmıştır. Görev hususu dava şartlarından olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen dikkate alınmalıdır. Bu durumda, yargı yolu sebebi ile görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin ise kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 05.12.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön