22. Hukuk Dairesi 2017/25489 E. , 2019/21284 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

22. Hukuk Dairesi 2017/25489 E. , 2019/21284 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ:Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı belediyede 6111 sayılı Yasa ile devir tarihi olan 05.11.2011 tarihine kadar itfaiye eri olarak çalıştığını, 24/24 esasına göre çalıştığı halde fazla mesailerinin ödenmediğini belirterek fazla çalışma alacağının tahsilini istemiştir.
Davalıların Cevaplarının Özeti:
Davalı ..., davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacının fazla mesai yapıp yapmadığı konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.Yine işçilerin gece çalışmaları günde yedibuçuk saati geçemez (İş Kanunu, Md. 69/3). Bu durum günlük çalışmanın, dolayısıyla fazla çalışmanın sınırını oluşturur. Gece çalışmaları yönünden, haftalık kırkbeş saat olan yasal çalışma sınırı aşılmamış olsa da günde yedibuçuk saati aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti ödenmelidir. Dairemizin kararları da bu yöndedir. Ayrıca Postalar Halinde İşçi Çalıştırılarak Yürütülen İşlerde Çalışmalara İlişkin Özel Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in gece çalışma süresini düzenleyen 7/son maddesine göre postalar halinde işçi çalıştırılarak yürütülen işlerde, çalışma süresinin yarısından çoğu gece dönemine rastlayan bir postanın çalışması, gece çalışması sayılır.Hukuk Genel Kurulu'nun 05.04.2006 gün 2006/9-107 esas, 2006/144 karar sayılı kararında yapılan çalışmanın niteliği, yapılan işin ve iş yerinin özelliğine göre 24 saatlik vardiyalarla çalışılan işyerlerinde, çalışanların uyku ve sair zorunlu ihtiyaçlarını karşılamak için geçen zaman dışında günde 14 saat çalışabileceği benimsenmiştir.Somut uyuşmazlıkta, davacı 25.08.2003-05.11.2011 tarihleri arasında itfaiye eri olarak çalışmıştır. Dosyada bilirkişi tarafından nöbet çizelgelerinin sunulduğu belirtilmişse de dosyada nöbet çizelgelerine rastlanılmamıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, 24 saatlik çalışma döneminde 14 saat çalışıldığı 11 saati aşan 3 saatlik kısmın fazla çalışma olduğu ve çalışılan günler için günlük 3 saat fazla çalışma ücreti hesaplanmış, yapılan hesaplamadan işçiye ödenen memur personele ödenen maktu mesai ücreti mahsup edilerek tespit yapılmıştır.Raporda, davacının çalışmasının gece saatlerine denk geldiği dönemler yönünden, gece çalışmaları dikkate alınarak hesaplama yapılması gereği gözden kaçırılmış olup, rapor bu haliyle hükme esas almaya yeterli değildir. Dosyadaki hesaplamalar hatalıdır.Yapılacak iş, davacının itfaiye eri olarak çalıştığı dönemdeki nöbet çizelgeleri ve nöbet defteri (dosyada bulunmadığından) getirtilerek tüm çalışmaların 24/24 olarak veya farklı şekillerde olmasına göre12 saat çalışılan dönemde gece çalışmalarından 7,5 saati aşan kısmı; 24 saat çalıştığı dönem için ise, Hukuk Genel Kurulu kararı gözönünde bulundurularak çalışma süresinin fiilen 14 saat olduğu kabul edilip, bunun gece çalışması nedeniyle 7,5 saati aşan 6,5'lik kısmını fazla mesai olarak hesaplamaktır. Ayrıca nöbet çizelgesi sunulmayan dönemde ise 24 saat çalışma 24 saat dinlenme esasına göre gece-gündüz vardiyalar dikkate alınarak fazla çalışma alacağı hesaplanmalı, kayıt sunulmayan bu dönem için yapılacak hesaplama takdiri indirim ile hüküm altına alınmalıdır. Ayrıca davacı İş Kanununa tabi olarak çalıştığından ve davalı tarafça dosyaya sunulan İtfaiye Yönetmeliğinin 7. maddesinde memur olanlar dışında 7/3. Personel yetersizliği nedeniyle itfaiye hizmetlerinde 4857 sayılı İş Kanunu hükümlerine göre çalıştırılan işçilere, önceden rızaları alınmak kaydıyla fazla çalışma ücreti ödenir hükmünün yer aldığı; ayrıca dosyaya sunulan TİS'lerde 2007-2010 ve 2010-2012 yürürlük tarihli TİS 31.(38.) maddesinde itfaiyede çalışan sendika üyesi işçilere izinli/raporlu günleri dışında çalıştığı sürelerde itfaiyede çalışmakta olan memur personele verilen maktu ücretin aynısının ödeneceği hükmü yer almış ayrıca 45. (47.) maddesinde ise fazla çalışma durumunda normal çalışma ücretinin % 50 fazlası ile ödeneceği, günlük ulusal bayram ve genel tatillerde ve hafta tatillerinde çalışan işçilere gündelik yevmiyelerin % 100 zamlı ödeneceği hükmü yer almıştır. Bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde; itfaiyede çalışan işçi personele hem izinli/raporlu günler dışında çalıştığı günlere göre kıstelyevm maktu ücret ödeneceği, ayrıca fazla çalışma ücreti ödenmesi gerektiği anlaşılmıştır. Buna göre zikredilen ilke kararı ve TİS hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının fazla çalışma alacağının hesaplanması gerekirken denetime elverişli olmayan hatalı bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması isabetsiz olmuştur.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 14.11.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.




Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön