22. Hukuk Dairesi 2017/24430 E. , 2019/20155 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

22. Hukuk Dairesi 2017/24430 E. , 2019/20155 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı bünyesinde makine bakım müdürlüğünde çalışmakta iken iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından 14.03.2012 tarihinde feshedildiğini, davacı tarafından davalı aleyhine ... l. İş Mahkemesinde 2012/493 esas sayılı dosyası ile açılan işe iade davası sonunda davasının kabul edildiğini ve kabule dair verilen ... l. İş Mahkemesinin 2012/493 esas -2012/751 karar sayılı kararı n temyiz incelemesi sonucu Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 01.04.2013 tarihli, 2012/39391 esas - 2013/10613 karar sayılı ilamı ile onandığını, davacının işe iade başvurusunda bulunduğunu ancak davalı işveren tarafından işe başlatılmadığını beyanla işe başlatmama tazminatı, boşta geçen süre ücreti, bakiye kıdem ve ihbar tazminatı ile Toplu İş Sözleşmesine göre ödenmesi gerektiğini beyanla ikramiye, prim, izin yardımı, yevmiye alacağı ve yıllık izin ücreti alacağının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacıya tüm ödemelerin yapıldığını, herhangi bir alacağının bulunamdığını beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere göre ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesinin 1. fıkrası uyarınca “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.”Somut uyuşmazlıkta; Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplanan Toplu İş Sözleşmesinden doğan ''Sosyal Yardımı'' alacağının hüküm altına alındığı görülmektedir. Ne var ki; dava dilekçesinde ''Sosyal Yardım alacağı'' na yönelik bir talep bulunmadığı gibi hesaplanan bu alacak kalemi yönünden sonradan yöntemince açılan bir dava da bulunmamaktadır. Mahkemece davada usülünce talep edilmeyen bir alacak hakkında hüküm kurulması talep aşımı mahiyetindedir.Ayrıca, dava dilekçesinde, ''yevmiye ücreti'' talep edilmiş olup hesaplama döneminde yürürlükte bulunan Toplu İş Sözleşmelerinde bu şekilde bir alacak bulunmamaktadır. Talep edilen bu alacak kalemi yönünden olumlu-olumsuz bir hüküm kurulmaması da doğru bulunmamıştır.Mahkemece belirtilen hususlar gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3- Taraflar arasında davacının TİS te düzenlenen izin yardımı ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususu ihtilaflıdır.Fesih tarihinde yürürlükte bulunan TİS' in 49. maddesinde yıllık ücretli izne çıkan işçilere 7 günlük net ücretleri tutarında yıllık izin yardımı verileceği düzenlenmiştir.Dosya içeriğine göre; bilirkişi kök raporunda,TİS 49. maddesi uyarınca yıllık izin yardımı hesaplanmış, davalı tarafından sunulan ödeme belgeleri dikkate alınarak hazırlanan 31.08.2015 tarihli bilirkişi 2. ek raporunda davalı tarafça yapılan 8.213,40 TL mahsup edilerek davacının 17.305,60 TL yıllık izin yardımı alacağı hesaplanmıştır. Mahkemece, izin yardımı alacağı yönünden yapılan ödemeler düşülmeden bilirkişi kök raporunda tespit edilen alacak tutarı hükme esas alınmış olup, yıllık izin yardımı ücreti ödemesinin dikkate alınmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre, anılan ödeme nazara alınarak sonuca gidilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
4-Taraflar arasında hüküm altına alınan alacaklara uygulan faiz başlangıç tarihleri hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda, davacı tarafın dava dilekçesi incelendiğinde, davanın kısmi dava olarak açıldığı açıktır. Dava açılmazdan evvel davacı tarafından davalıya alacaklarının ödenmesi talebini içeren ihtarname gönderilmiş olup; söz konusu ihtarname 07.05.2013 tarihinde tebliğ edilmiş olup ihtarnamede belirtilen işçilik alacaklarının ödenmesi talep edilmiştir.
Dava dilekçesinde, dört (4) aylık işe başlatmama tazminatının ihtarnamenin tebliği tarihinden itibaren, dört (4) aylık boşta geçen süre ücreti, bakiye kıdem ve ihbar tazminatı, ikramiye, prim, izin yardımı, yevmiye alacağı ve yıllık izin ücreti alacakları bakımından ise dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi talep edilmiştir. Islah dilekçesinde ise tüm alacaklar bakımından temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmesi talep edilmiştir.
Mahkemece, kıdem tazminatına iş akdinin feshi tarihinden, kabul edilen diğer alacaklara ise dava ve ıslah tarihi olan 16/03/2015 tarihinden itibaren faiz işletilmiştir. Ancak ihtarname içeriği ve dava dilekçesi içeriği birlikte dikkate alındığında, taleple bağlılık ilkesi gereği dört (4) aylık işe başlatmama tazminatı alacağı bakımından temerrüt tarihi, diğer alacak kalemleri yönünden dava dilekçesi ile talep edilen kısımlar yönünden dava tarihi ve ıslah dilekçesi ile belirlenen miktarlar yönünden ise temerrüt tarihi dikkate alınarak faiz başlangıcının belirlenmesi gerekirken bu hususun gözetilmemesi hatalı olmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 04.11.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön