22. Hukuk Dairesi 2017/24516 E. , 2019/18981 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

22. Hukuk Dairesi 2017/24516 E. , 2019/18981 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, Davacı davalı işyerinde 08.07.2010 tarihinden 08.05.2014 tarihine kadar kesintisiz olarak çalıştığını, ücret alacaklarının ödenmemesi nedeniyle iş akdini haklı nedene dayalı olarak feshettiğini, davalıyı Bölge Çalışma Müdürlüğü’ne de şikayet ettiğini alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik ücret alacaklarına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının sağlık nedenleri olduğunu belirterek istifa etmek suretiyle iş akdini feshettiğini, alacak iddialarının haksız olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacının fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücret alacaklarına hak kazanıp kazanamadığı hususunda uyuşmazlık mevcuttur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda ise işçinin ihtirazi kayıt ileri sürmesi beklenemeyeceğinden, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının her türlü delil ile ispatı mümkündür.
Somut olayda; davacı, haftanın 6 günü iki vardiya şeklinde, bir hafta gündüz, bir hafta gece çalıştığını, gündüz vardiyasında 08.00-20.00, gece vardiyasında 20.00-08.00 saatlerinde çalıştığını ancak fazla çalışma ücret alacaklarının ödenmediğini, keza milli bayram çalışmalarının karşılığının da verilmediğini iddia etmiştir. Davalı taraf ise, her gün 12 saat çalıştığı iddialarının hayatın olağan akışına ters olduğunu, tüm çalışmalarının karşılığının ödendiğini savunmuştur. Mahkemece; tanık beyanları ile fazla çalışma ve genel tatil iddiasının ispatlanamadığı gibi davacının çalışma müdürlüğüne yapmış olduğu müracaatta da alacağının bulunmadığının tespit edilmiş olduğu gerekçesiyle alacağın reddine karar verilmiştir.
Dosya içerisinde yer alan Konya Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü tarafından düzenlenen ve işveren vekili tarafından da imzalanan tutanakta ; işveren vekili tarafından 2014 yılı ücret bordrolarının ibraz edildiği, buna göre davacının fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil çalışmasının söz konusu olmadığı, 08.07.2010-08.07.2014 tarihleri arasında sigortalı çalıştığı, son ücretini 35,70-TL olduğu hususlarının tespit edildiğinin belirtildiği görülmekle, işveren vekilinin beyanlarına ve sunulan sınırlı kayıtlara göre düzenlenen bir belge olduğu,davacının iddialarının haklı olmadığını ispata yarar bir vasfının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bununla birlikte,dosyaya davacı tarafından sunulan işe giriş çıkış saatlerini gösterir, işyeri işçileri tarafından imzalı, çeşitli tarihlere ilişkin listeler sunulmuştur. Listelerin altında işyeri mali işler müdürü, planlama müdürü gibi yöneticilerin imzaları da mevcut bulunmaktadır. Listeler incelendiğinde davacının işyerinde dönemsel olarak gündüz 08:00-17:00 gece 23:00-08:00 saatleri arasında veya gündüz 08:00-20:00 gece 20:00-08:00 saatleri arasında yahut da 08:00-16:00 olmak üzere çalışmalarının göründüğü anlaşılmaktadır. Nitekim davacı tanığı İbrahim Baştuğ’un davacının çalışma biçimine dair; 'yılın 8 ayında 12 saat şeklinde idi. Kalan 4 ayda ise 8 saat esasına göre çalışıyorduk, 8 saat çalışıldığı dönemde yine cumartesi - pazar çalışmamız aynı şekilde oluyordu’' şeklinde sunulan listeleri teyit eder mahiyette beyanda bulunmuştur. Hal böyle iken; Mahkemece söz konusu listeler vs.işyeri belgeleri ile tanık anlatımları değerlendirilmeksizin davacının fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücret alacağının reddine karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacının ücretinin belirlenmesi hususunda da uyuşmazlık mevcuttur.
Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Somut olayda; davacının ücreti bordrolarda her ne kadar asgari ücret olarak görülmekteyse de, davacının aylık net 1,300,00 TL ücret aldığı iddiası ve tanık beyanlarının ücretin asgari kısmının üzerinin elden verildiği yönündeki iddiaları mevcuttur.
Mahkemece; davacının yaptığı iş, meslekteki kıdemi ve sendikalı çalışan olmadığı belirtilerek ilgili meslek odalarından ve diğer kuruluşlardan yapılacak emsal ücret araştırması neticesi ve Türkiye İstatistik Kurumu'nun resmi internet sitesindeki “Kazanç Bilgisi Sorgulama” kısmındaki bilgiler ve davacı tanıklarının anlatımları ile tüm dosya kapsamı dikkate alınarak yeniden belirlenecek ücrete göre davacının hak ettiği işçilik alacakları hesaplatılmak suretiyle sonuca gidilmelidir. Eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsiz olup, bir diğer bozma nedenidir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.10.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön