22. Hukuk Dairesi 2016/20685 E. , 2019/18618 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

22. Hukuk Dairesi 2016/20685 E. , 2019/18618 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı bir neden olmadan feshedildiğini, son ücretinin net 950 TL olup, ayrıca 140 TL yol parası, 60 TL aylık prim, 320 TL multinet yemek çeki verildiğini, işe başladığında eksik ücret aldığını ayrıca son aya ait ücretinin de ödenmediğini, ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ile 45 günlük ücret alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, iş sözleşmesinin davacının devamsızlık yapması nedeni ile haklı sebeple feshedildiğini, davacının yıllık izin alacaklarının Ekim 2014 bordrosu ile kendisine ödendiğini, ödenmemiş ücret alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davalı işverence yapılan ödemenin davacının alacaklarından mahsubu uyuşmazlık konusudur.
6098 sayılı Kanun'un 100. maddesinde “Borçlu, faiz veya giderleri ödemede gecikmemiş ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahiptir. Aksine anlaşma yapılamaz. Alacaklı, alacağın bir kısmı için kefalet, rehin veya başka bir güvence almış ise, borçlu kısmen yaptığı ödemeyi, güvence altına alınan veya güvencesi daha iyi olan kısma mahsup etme hakkına sahip değildir.” kuralına yer verilmiş; 101. maddesinde “Birden çok borcu bulunan borçlu, ödeme gününde bu borçlardan hangisini ödemek istediğini alacaklıya bildirebilir. Borçlu bildirimde bulunmazsa, yapılan ödeme, kendisi tarafından derhâl itiraz edilmiş olmadıkça, alacaklının makbuzda gösterdiği borç için yapılmış sayılır.” hükmü öngörülmüş, 102. maddede ise “Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel borç için yapılmış sayılır. Birden çok borç muaccel ise ödemenin, borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğu kabul edilir. Takip yapılmamış ise ödeme, vadesi ilk önce gelmiş olan borç için yapılmış olur. Birden çok borcun vadesi aynı zamanda gelmişse, mahsup orantılı olarak; borçlardan hiçbirinin vadesi gelmemişse ödeme, güvencesi en az olan borç için yapılmış sayılır.” kuralı düzenlenmiştir.
Somut olayda, davacı yıllık izin ücreti ile ücret alacağının davalıdan tahsilini talep etmiş, mahkemece davalı işveren tarafından davacıya ödenen 756,66 TL nin davacının ücret alacağına mahsuben ödendiği sonucuna varılarak hüküm kurulmuştur. Ne var ki, gerekçeli kararda ve taraflarca itiraz edilmeyen Ekim 2014 bordrosunda da açıkça belirtildiği gibi söz konusu ödeme “yıllık izin ücreti” ödemesidir. Borçlunun açıkça yıllık izin ücretine mahsuben ödediğini bildirdiği tutarın, açıklanan yasal düzenlemelere aykırı olarak ücret alacağından mahsup edilmesi hatalıdır.
3-Taraflar arasında davacının ücret alacağı bulunup bulunmadığı bir diğer uyuşmazlık sebebidir.
Somut olayda davacı dava dilekçesinde “işe başladığında eksik ücret aldığını, ayrıca son aya ait ücretinin de ödenmediğini, 45 günlük ücret alacağı bulunduğunu” ileri sürmüş olup, davalı ise davacının ödenmeyen ücret alacağı bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece, bilirkişi raporuna itibar edilerek davacının son 45 günlük ücretinin ödenmediği kabul edilmiş ise de, bu kabul şekli davacının dava dilekçesindeki iddiası ile örtüşmemektedir. Öncelikle, davacı asil çağrılarak dava dilekçesindeki beyanı da açıklattırılmak suretiyle, davacının toplam 45 günlük ücret alacağı talebinin hangi döneme veya dönemlere ilişkin olduğu netleştirilmelidir. Bu araştırmanın sonucuna göre, davacının tüm çalışma süresine ait banka kayıtları da getirtilerek davacının ödenmeyen ücret alacağı bulunup bulunmadığı belirlenmelidir. Eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde değildir.
Temyiz edilen kararın açıklanan sebeplerle bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.10.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön