22. Hukuk Dairesi 2016/19218 E. , 2019/17522 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, iş sözleşmesine haklı bir neden olmaksızın son verildiğini öne sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere göre ve bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Davalı temyizi yönünden,
Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 427. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz.
Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam miktar 595,65 TL olup 2016 olan karar tarihi itibari ile bu miktar kesinlik sınırı kapsamında kaldığından davalının temyiz isteminin 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 427, 432 maddeleri uyarınca REDDİNE,
Davacı temyizi yönünden,
1-Taraflar arasında davacının tanıklarının dinlenmesinin gerekip gerekmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Savunma hakkı Anayasa’mızın hak arama hürriyeti başlıklı 36. maddesinde 'Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.' düzenlemesi ile açıkça hüküm altına alınmıştır.
İddia ve savunma hakkı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun hukuki dinlenilme haklı başlıklı 27. maddesi ile usul hukukumuza yansıtılmıştır.
Anılan maddenin birinci fıkrasında davanın taraflarının kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları belirtildikten sonra maddenin ikinci fıkrasında bu hakkın 'açıklama ve ispat hakkı'nı da içerdiği vurgulanmıştır. Davanın taraflarının usul hukuku hükümlerine aykırı olarak açıklama ve ispat hakkını kullanmalarının kısıtlanması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesinde yer bulan “Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir. Bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir.
Somut uyuşamazlıkta; davacı yöntemince ... ve ... isimli işçilerin tanık olarak dinlenmesini talep etmiş olup, mahkemece tanıklardan ...'ya yapılan tebliğ adresten taşındığından bahisle iade edilmiş; davacı tanığı ... ise davetiyeye rağmen celseye gelmemiştir. 17.09.2015 tarihli celsede, mahkemece talep üzerine tanıkların taraflarca hazır edilmesi aksi halde tanık dinletmekten vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiş olup verilen süre içerisinde hazır edilmediğinden davacı tanıkları dinlenilmeden dosya hesap için bilirkişiye gönderilmiştir. Davacı tanık dinletmekten vazgeçtiğini belirtmemiştir. Davacı vekili tarafından, mahkemece verilen kesin sürede tanıkların dinlenmesi için gerekli masraf yatırılmış olup, davacı vekilince gerekli usuli işlem yapılmasına rağmen, duruşmaya gelmeyen davacı tanığı ... hakkında zorla getirme kararı çıkartılıp davacının gösterdiği bu tanık dinlenmeden; tanık listesinde gösterilen adreste bulunamayan davacı tanığı ... için ise, 6100 sayılı Kanun'un 240/3 maddesi uyarınca, davacı vekiline tanığın tebliğe yarar adresini göstermesi için yasal sonuçları da hatırlatılarak kesin süre verilmeden, tanıkların duruşmaya gelmemeleri üzerine talep üzerine olsa dahi davacı vekiline tanığını hazır etmek üzere süre vermek suretiyle savunma hakkını kısıtlar şeklinde sonuca gidilerek dosyanın esası hakkına karar verilmesi isabetsizdir.
2-Kabule göre, taraflar arasında davacının 02.10.2012 tarihinde istifa edip etmediği de uyuşmazlık konusu olup; dosya içerisinde bulunan 02.10.2012 tarihli istifa dilekçesi hakkında yöntemince davacı asil dinlenilerek dilekçenin içeriğinin kendisi tarafından yazılıp yazılmadığı, dilekçenin baskı ile alınıp alınmadığı, istifa dilekçesinin ne zaman yazıldığı hususlarında beyanı alınmadan davacının işten kendisinin ayrıldığının kabulü hatalıdır. Mahkemece, davacı asil ve tanıkları yöntemince dinlenildikten sonda istifa dilekçesine değer verilip verilemeyeceği hususunun incelenmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 26.09.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.
22. Hukuk Dairesi 2016/19218 E. , 2019/17522 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 40 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 31 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 40 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 44 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 27 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 36 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat