22. Hukuk Dairesi 2017/23634 E. , 2019/16563 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 17.09.2012 tarihinden işten çıkarıldığı 12.02.2015 tarihine kadar davalı şirkete ait işyerinde kesintisiz çalıştığını, işverenin davacıya 19.12.2014 tarihinde iş akdinin 8 hafta ihbar öneli kullandırılarak 12.02.2015 tarihinde 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17. maddesine göre işyerinin kapatılması nedeniyle feshedileceğini bildirdiğini, ancak işverenin daha sonra 21.01.2015 tarihinde müşteri siparişlerinin artması nedeniyle işyerini kapatmaktan vazgeçtiklerini ve iş sözleşmelerinin baştan itibaren aynı şart ve koşullarla devam edeceğini bildirdiğini, iş sözleşmesinin feshedilmesinin bildirilmesinin tek taraflı bir işlem olduğunu, bu nedenle davacının sözleşmenin yenilenmesine muvafakat etmediğini, günde ortalama 3 saat fazla çalışma yaptığını, yıllık izin ücretin tamamen ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti ve fazla çalışma ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, 19.12.2014 tarihinde davalı firma tarafından işyerinin kapatılacağı gerekçesi ile davacının da aralarında bulunduğu tüm işçilere 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17. maddesine göre ihbar öneli de kullandırılarak iş akitlerinin 12.02.2015 tarihinde feshedileceğinin bildirildiğini, davacının iş arama hakkını günlük kullanmadığını, bu önel içerisinde henüz dolmadan davalı firmanın aldığı yeni siparişler ve iş bağlantıları nedeniyle işyerini kapatmaktan vazgeçtiğini, bu durumu da derhal 21.01.2015 tarihinde işçilere bildirdiğini, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17. maddesine göre yapılan feshin ihbar öneli sonunda hüküm ifâde ettiğini, davalı firmanın henüz ihbar öneli dolmadan fesih beyanının geri aldığını, bunda hiçbir engel olmadığını, davacının iyi niyetli olmadığını, davacı ve birlikte hareket ettiği 11 kişi dışında tüm işçilerin işlerine döndüğünü, davacının iş akdine devamsızlığı nedeniyle haklı nedenle son verildiğini, davacının kıdem tazminatı talep edemeyeceğini, davacının yıllık izinlerini eksiksiz kullandığını, davacının kullanmadığı 14 günlük yıllık izin ücretinin ise iş sözleşmesinin feshedildiği 2015 yılı Mart ayı bordrosunda tahakkuk ettirilerek ödendiğini, davacının fazla mesai alacağının da bulunmadığını, her ay ücretinin banka hesabına eksiksiz olarak yatırıldığını, davacının bordroları ihtirazi kayıtsız imzaladığını ileri sürerek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Fazla çalışma ücretlerinin hesabı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Ara dinlenme 4857 sayılı İş Kanunu'nun 68. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükümde ara dinlenme süresi, günlük çalışma süresine göre kademeli bir şekilde belirlenmiştir. Buna göre dört saat veya daha kısa süreli günlük çalışmalarda ara dinlenmesi en az on beş dakika, dört saatten fazla ve yedi buçuk saatten az çalışmalar için en az yarım saat ve günlük yedi buçuk saati aşan çalışmalar bakımından ise en az bir saat ara dinlenmesi verilmelidir. Uygulamada yedi buçuk saatlik çalışma süresinin çok fazla aşıldığı günlük çalışma sürelerine de rastlanılmaktadır. İş Kanununun 63. maddesi hükmüne göre, günlük çalışma süresi on bir saati aşamayacağından, 68. maddenin belirlediği yedi buçuk saati aşan çalışmalar yönünden en az bir saatlik ara dinlenmesi süresinin, günlük en çok on bir saate kadar olan çalışmalarla ilgili olduğu kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla günde on bir saate kadar olan (on bir saat dahil) çalışmalar için ara dinlenmesi en az bir saat, on bir saatten fazla çalışmalarda ise en az bir buçuk saat olarak verilmelidir.
Somut olayda, davacı dava dilekçesinde, günde ortalama 3 saat fazla çalışma yaptığını beyan etmiş olup; davalı tarafından 01.04.2014-08.02.2015 tarihlerini kapsayacak şekilde işe giriş çıkış saatlerini gösterir listeler ibraz edilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, kayıt bulunan dönem bakımından puantaj kayıtları dikkate alınmış ise de, çalışma sürelerinin tespitinde kayıtlardaki çalışma sürelerinin ve yasal ara dinlenmelerinin yuvarlama yapılarak hesaplanması hatalı olmuştur. Örneğin, 10 saat 47 dakika çalışma olan günde, yalnızca 47 dakika ara dinlenme mahsup edilmiş; 16.07-18.27 arasında çalışma olan günde, 2 saat 20 dakika çalışma olmasına rağmen 2,5 saat çalışma olduğu kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Mahkemece, bu şekilde hatalı hesaplama ile hüküm kurulması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
Öte yandan, kayıt bulunmayan dönem bakımından ise, davacı tanıklarının beyanına göre haftanın 6 günü çalıştığı, haftanın 4 günü 08.00-18.30 saatleri arasında, haftanın 2 günü ise 08.00-22.00 saatleri arasında çalıştığı kabul edilerek haftalık 18 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilmiş ise de, davacı tanıklarının dinlendikleri tarihte davalı ile aynı mahiyette davasının bulunması sebebiyle davacı ile menfaat birliği içerisinde oldukları anlaşılmaktadır. Yapılan UYAP sorgulamasında davacı tanıklarından ...'ın ... İş Mahkemesi’nin 2015/198 Esas sayılı dosya ile 23.02.2015 tarihinde davalıya karşı dava açtığı ve tarafların temyiz etmemesi üzerine kararın 26.08.2016 tarihinde kesinleştiği, yine tanık ...’in de ... İş Mahkemesi’nin 2015/200 Esas sayılı dosya ile 23.02.2015 tarihinde davalıya karşı dava açtığı ve tarafların temyiz etmemesi üzerine kararın 26.08.2016 tarihinde kesinleştiği, davacı tanıklarının kendi dosyalarında davalı işyerinde 13,5 saat fazla çalışma yapıldığının kabul edildiği, bu durumun davacı tanıklarının ve davalının da kabulünde olduğu, zira kararların taraflarca temyiz edilmeden kesinleştiği anlaşılmaktadır. Buna göre, kayıt bulunmayan dönem bakımından haftalık 13,5 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek fazla çalışma ücretinin hesaplanması gerekirken yanılgılı şekilde değerlendirme yapılması hatalı olup bozmayı gerektirniştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18.09.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
22. Hukuk Dairesi 2017/23634 E. , 2019/16563 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 5 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 33 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 26 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat