22. Hukuk Dairesi 2017/23998 E. , 2019/16501 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

22. Hukuk Dairesi 2017/23998 E. , 2019/16501 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti
Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde garson olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı bir sebep olmadan feshedildiğini, hafta tatilleri de dahil olmak üzere 07.00-18.00 saatleri arasında çalışmasına rağmen bu çalışmalara ilişkin ücretinin ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin İş Kanununun 25/2-d hükmüne göre haklı sebeple feshedildiğini, kıdem ve ihbar tazminatı alacağı bulunmadığını, fazla çalışma ücretinin ödendiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Anayasanın 141 inci maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesinde de hüküm altına alınmıştır. Anılan anayasal ve yasal düzenlemeler gereğince yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 26.05.2008 gün ve 2007/20517 esas, 2008/12483 karar sayılı ilamı).
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;
a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi,
içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu - 2007/14-778 esas, 2007/611 karar sayılı ilamı).
Somut olayda davacı, iş sözleşmesinin haklı bir sebep olmadan feshedildiği ileri sürmüş, davalı işveren ise feshin İş Kanununun 25/2-d bendine göre haklı sebebe dayandığını savunarak dosyaya bir kısım deliller sunmuştur. Mahkemece, “iş akdinin haklı nedenle feshedildiğinin ispat külfeti işverene ait olduğu gözetildiğinde feshin işveren tarafından yapıldığı ve haksız olduğu” gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiş ise de, gerekçeli kararın açıklanan ilke ve esaslara uygun olduğu söylenemez. Davalı işveren tarafından dosyaya bir kısım tutanaklar, savunma yazısı ve fesih ihtarnamesi sunulmuş, ayrıca yargılama sırasında dinlenen tanıklar da feshe yönelik olarak beyanda bulunmuştur. Kararda ise deliller ve hukuki dayanak tartışılıp gerekçelendirilmeksizin, işveren feshinin haksız olduğu açıklaması ile yetinilmiştir. Hal böyle iken, gerekçeli kararın “fesih” yönünden denetlenmesi de mümkün bulunmamaktadır. Açıklanan anayasal ve yasal düzenlemelere aykırı şekilde gerekçesiz olarak karar verilmesi tek başına bozma sebebi olup, kararın öncelikle bu sebeple bozulması gerekmiştir.
2-Dosya kapsamına göre, fazla çalışma ücretinin hesabında 4857 sayılı İş Kanununun 68. maddesinde belirlenen kanuni ara dinlenme sürelerine ilişkin kurallardan ayrılmayı gerektiren bir yön bulunmamaktadır. Mahkemece, davacının 11 saatlik günlük çalışma süresi içinde 1 saat ara dinlenme kullandığının kabulü gerekirken, salt davacı tanıklarının anlatımları doğrultusunda yarım saat ara dinlenme süresi kullanıldığının kabulü isabetsizdir.
Temyiz edilen kararın açıklanan sebeplerle bozulması gerekmiştir
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.09.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön